Alarm çalan telefonun sesiyle tatlı uykumdan uyandım. Alarmı haftalık ayarladığım için kapatmadığımda cumartesi günü de çalıyor. Kapattığımda sorun yok. Çok uykum olduğunu fark edip uyudum.
3 saatte uyuduktan sonra bu kadar yeterli olduğunu düşünüp uyandım. Dünden kalma baş ağrısı vardı. Bütün masadakı içkiyi kafana dikersen böyle olur canım. Dünü çok karanlık hatırlıyordum.
Yerimden kalkıp elimi yüzümü yıkamak için banyoya gitmek istiyordum ki birden yeri boyladım. Aniden ayağa kalkmamla başım çok kötü döndü. Biraz geçmesini bekledim. Azaldığını hiss ettiğimde ayağa kalkıp bir yerlerden tuta tuta banyoya gittim.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra odama gelip yatağıma oturdum. Dünü hatırlamaya çalışdım. Ben beynimi zorlarken oda bir taraftan zonkluyordu. Bara gitmemizi,eğlenmemizi,egonun beni görmesi,Enes'le eve gelmem,arkadaşlarımla vedalaşmadan onlara son kez bakmam ve sonda zorla odama gelmem. Hepsini hatırlamıştım. Anlaşılan bu gün bay ego ve onun saçma sorunlarına gidecek.
Telefonumu elime alıp aşağı indim. Yine ev bomboştu. Sanki tımarhane. Doğru tımarhane boş olmuyor ama yinede ev boş. Burada deli olmamak mümkün değil. Şimdi biri sorsa sen evde o kadar hizmetçiyi insan saymıyor musun?. Tabiki sayıyorum. Ama aile başka. Onun sıcaklığı başka.
Salona geldiğimde sofra kahvaltı için hazırdı. Çay hazır olana kadar telefonu elime aldım. Mesajlar ve aramalar. Telefonum sessizde olduğu için duymamışım hiç birini. Bundan sonra duysam ne fark eder. Onlar yoklar benim için. Mesajlarını okumadan iptal ettim. Ama sonra merakıma yenik düşüp açtım. Beşide mesaj yazmıştı. Ne çabuk hatırladınız beni?
'Nereye kayboldun sen? Vedalaşamadıkta:(((' - Mete
'Telefonumu neden açmıyorsun? Kalbini mi kırdım?' - Burak
'Ekşın yaşamak istiyorsun ha bebek? Eylül şaka maka nerdesin sen? Merak ediyorum artık' -Cem
'Yine neye küstün Eylül? Neden sessizce gittin?' - Ahsen
'Eylül. Canım nerdesin? Neden kayboldun? Hiç birimizin ne aramasına ne de mesajına cevap vermiyorsun. Ne yaptık biz sana?' - Merve
Yine her zamanki gibi Ahsen'nin mesajı incitti beni. Yine neye küstün Eylül? Son ne zaman küstüm kendim bile hatırlamazken nasılda konuşuyordu benimle. Zaten o hep Merve'ni ve Güler'i sevdi. Hep ikinci planda oldum. Olsun ya. Ama ben onu çok sevdim.
Daha çok beynimi bunlarla yormayı bırakıp kahvaltı etmeye başladım. Yemeyimi yiyip bitirdikten sonra ayağa kalktım. Odama yönelirken Ela'nın numarasını rehberden bulup aradım. Daha yeni vermişti numarasını ezbere bilemezdim.
'Alo. '
'Günaydın Ela'
'Günaydın' biraz sanki soğuk konuşmuştu benle
'Biraz konuşa bilir miyiz?'
'Emir seninle konuşmamı yasakladı' son dediğini söz kalbimi acıtmıştı
'Ne? Sende onun sözüne mi uydun? Hani diyordun bizim aramıza o bile giremez ne oldu?' dedim meydan okur gibi
'Kurallar değişti. Emir benim için bu dünyada her kesten daha değerli. Bir haftalık senden bile' sözü gerçek anlamda kalbimi kırmıştı
'Madem öyle son kez seninle konuşup görüşelim. İstersen okulda da konuşmarız hatta kaydı mı başka okula aldırırım?'
'Gerçekten bunu yapa bilir misin?' dedi şaşırmış sesiyle. Sanki bunu yapacağımı beklemiyordu.