'Ne yani bu mu? Seni çok özel yere götüreceğim dediğin bu mu? Bir alışveriş merkezi mi? Arabada başımın etini yediğin yer bu mu?' dedim tek kaşımı kaldırıp ayağımı yere vurarken.
'Ne? Olamaz mı?' dedi sakin bir şekilde
'Olur. Ama alış veriş merkezi önemli bir yer değil. Yani okuldan çıkıp yorgun olan ve hiç dinlenmeye izin verilmeyen biri için..'
'Tamam sus artık. Eve gidelim hadi.' dedi üzgün şekilde. Fazla kaba olmuştum galiba.
'Ya tamam geldik. Geri dönmenin anlamı yok.'
'Yani kalıp bana yardım edeceksin.' dedi biraz sevinçli şekilde.
'Evet.' deyince sarılmak istesede onu durdurdum. 'Yavşamayalım.' dediğimde gülümseyip başını salladı.
'Eee ne arıyoruz? Ne alacağız?' sorunca yürümeye başladı. Ben de arkasından
'Takım almalıyım. Bir de bir kaç tişört,kot falan işte.' dedi ve sustu 'Bunu yalnızda ala bilirdin deme. Yanımda birinin olmasını istiyorum. Yardım edecek biri.'
'Hadi bakmaya başlayalım o zaman. ' dedim ilk erkek mağazasına girerken. Önde ben arkada Bartu gelirken mağazadakılara bakıyordum. 'Nasıl?' eline bir tişört alıp gösterirken.
'Rengi kötü.' dedim kendim bakmaya devam ederken.
'Peki bu?' bu sefer eline bir kot almıştı.
'Kaliteli bir şeye benzemiyor.' dedim yine bakmaya devam ederken.
'Bu? ' bu sefer elinde bir gömlek vardı. Aa sıkılmıştım ama 'Yakışmaz.' dedim ve elime çok güzel bir tişört aldım.
'Sence bu yakışır mı?' dediğinde ona baktım. Elinde bir boxerle durmuştu. Ve tam beline tutuyordu. Tişörtü ona fırlattım. Elimle kabini göstererek 'Git giyin şunu. Sapıklaşma.'
'Gösterdiğim hiç bir şeyi beyenmezsen öyle olur hanımefendi.' dedi ve elindeki tişörte baktı. 'Zevkin güzelmiş.' dedi ve kabine gitti.
O kabinde olurken yanıma bir çalışan geldi. Bende bunlar neden damlamadı,peşime takılmadı diyordum?
'Hanımefendi burası erkek mağazası yalnız. ' dedi yarımağız sırıtarak.
'Biliyoruz be. Erkek arkadaşıma seçiyorum. Hem ben erkek kiyafetlerini çok sever ve giyerim. Siz karışmayın. Yardımcı olun yeter.' ağız burun dalmadığıma şükür etsin
'Bir sorun mu var Eylül?' dedi Berke yanımıza gelirken.
'Hayır. Yardımcı olmasını istedim. ' dediğimde çalışana baktım. Oda anlamlı bakış attı.
'Bu arada güzel olmuş. Yakıştı. ' dediğimde aynanın önüne geçti. Aptal aptal haraketler yapıp kendine bakıyordu.
'Kızları tavlaya bilirim yani.' dedi ve güldü.
'Kesinlikle.' deyip güldüm. Çalışana baktığımda bana tuhaf tuhaf bakıyordu. Tabi ya ona erkek arkadaşım olduğunu söyledim. Oda sevgili anladı.
'Biz arkadaşız. Sevgili değiliz.' dedim çalışana. Güldü. 'Ee hadi bunlarıda giyin.' dedim elimdekileri eline verirken. Kabinin yolunu tutarken bende gelip kapıda bekledim.
Siyah bir kot üstüne beyaz bir tişörtle çıkarken başımı hayır anlamında salladım. Bu sefer yalnız tişörtü değişip 'Freedom' yazılı bir siyah tişörtle çıkarken çok yakışıklı olduğunu düşündüm. Elimle eh işaresi yapınca kabine girdi. Bu sefer takım elbiseyle çıkınca gerçekten yakışıklı olduğunu düşündüm. Ama belli etmedim.