26.bölüm:CEZA

96 5 0
                                    

Sabaha kadar zor uyumuştum. Olanları düşünüp durdum. Sabah uyandığımda ev oldukca sıkıcıydı. Sessizlik vardı. Ve kahvaltı kurulmamıştı. Böyle anlarda yemek yemediğimi bildikleri için her halde. Şimdide boş beyaz kağıda kalemimle çizimler yapıyordum. El becerim iyi değil. Resim falan çekemem. Ama bazen kara kalem çalışması yaparım.

'Eylül doğru müdürün odasına.' fizik hocasının sesi beynimi deliyordu. Başımı kaldırmadan 'Neden?' dedim

'Seni dün uyarmıştım. Eğer dersi dinlemesen seni def ederim demiştim. Şimdi doğru odaya. Zil çaldığında bende geleceğim. Hadi yürü' dedi sahte sinirle . Yada gerçekti aman neyse ne

'Zil çaldığında giderim müdürün odasına. Bahçeye çıkıyorum. Daraldım burda kala-kala.' ayağa kalktım. Kapıya yürüyerek geldiğimde hocanın sözüyle sırıtarak geriye döndüm

'Terbiyesiz.'

'Eyvallah hoca.' dediğimde sınıftan kahkaha kalktı.

'Derhal sınıfı terk et.' dedi bana taraf gelirken

'Emrin olur.' deyip kapıyı çarparak sınıftan çıktım. Bahçeye mi gitsem kantine mi insem diye düşünürken hava almanın doğru karar olduğunu düşünüp bahçeye çıktım. Hiç kimin damlamasını arzu ederken Bade damladı. Bir sen eksiktin.

'Geçen seferki haraketin şaşırmama sebep oldu.' dedi sırıtarak

'Neden şaşırdın? Senin gibi yavşak olmadığım için mi?' dedim onun gibi gülerken

'Kapa çeneni. Senin nasıl bir bar sürtüğü olduğu biliyoruz.' dediğinde yakasından tuttuğum gibi yere attım. Üstüne çıktığımda ağzına yumruk, tokat her ne varsa attım. Atmadığım şey kalmadı. Her kolumdan iki kol tutup beni kaldırırken yüzü kanlar içinde olan sürtüğün tam kendisine baktım. Ben nefes nefese kalmışken o yerde debelenip ağzındakı kanı tükürüyordu.

'Eylül sakin ol. Sakin ol güzelim.' bana destek vermeye çalışan arkadaşıma baktım

'Neler oluyor burada?' koşarak gelen müdüre baktım. Kesin sonum o odaydı. Tiksindiğim oda.

'Derhal odama. Konuşacağız. 'dedi yerde uzanan sürtüğe yaklaşarak. Ben önde, Ela arkada müdürün odasına giderken. Gelmemesini söylemiştim inkar etmişti. İkimizde odaya gelip koltuğa oturduk. Hiç bir şey yapmadı. Konuşmuyordu. Hiç bir şey söylemiyordu. Kapı açılıp müdür içeri girdiğinde aynı pozisyonu koruyordum.

'Annene ve babana ne söz vermişdin? Rezalet çıkarmayacağını, onların başını  yere eğmeyeceyini söylemiştin. Bu ne demek Eylül? Kızı elinden almasaydılar ölecekti. Hastanelik durumda.' dedi kızgın şekilde

'Beter olsun.' dedim ruhum gitmiş gibi

'Nedir seni böyle sinirlendiren? Çileden çıkaran?' dedi müdür biraz sakin sesle

'Söyleyemem. Benimle ilgili kötü söz söyledi. Sizin kızınıza söyleseydiler nasıl olurdunuz?' dediğimde Ela ve müdür bir birine baktı. Ne oluyor ya?

Anlarsan BenimsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin