33. HAYAL SAVAŞÇILARI

733K 38.9K 178K
                                    

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın olur mu? Epey uzun bir bölüm sizi bekliyor, emeğime karşılık verdiğinizde çok mutlu oluyorum.

Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.

Keyifli Okumalar!

Şarkılar: Jonas Kvarnström, Fly
Scorpions, Born to Touch Your Feelings
Lil Peep, Fingers
Mavi Gri, Ölümle Yaşam Arasında

"Şimdi bu aptal düzene, dünyaya, savaşa rağmen bu yüzüğü tak parmağına, bütün dünyaya ikimiz de deliliğimizi duyuralım. Evlen benimle sevgili güzel avukatım ve sadece benimle yaşayıp benimle öl."

Bu zamana kadar Eftalya Atalar ve Tugay Demir Çeviker'in isim olarak ölümsüz olacağından hiçbir zaman emin olamamıştım ama şu andan sonra, biz öldükten sonra seneler bile geçse adımızın kulaktan kulağa yayılacağı bir an yaşanmıştı. Bir avukat ve bir suç kralının hikayesiydi bu.

Ve annem her ne kadar hayatımın başrolü olamayacağımı söylese de benim de artık bir hikayem vardı.

Bu bir evlenme teklifiydi. Tugay Demir Çeviker'e yakışır bir evlenme teklifiydi üstelik çünkü başka türlüsü olmazdı, bunu anlamalıydım. Ölümleri, savaşları, isyanları gür sesle haykıran adam, bu anı, böyle bir baş kaldırıyı elbette ki sessizce gerçekleştirmeyecekti.

Fakat aşkını, bana olan aşkını, bütün dünyaya duyurabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi çünkü Tugay için bu biraz da başkalarının gözü önünde güçsüz duruma düşmek demekti. O bir örgüt lideriydi, yönetiyordu ve şimdi bir kadına boyun eğiyordu, dizlerinin üzerine çöküyordu, bu kez sadece cümlelerle değildi bu.

Kalbimin atışları kulaklarıma dolarken dudaklarımın heyecandan kuruduğunu hissettim. Ani ölümlerin yarattığı sarsıntıya alıştığım gibi ani mutluluklara da alışmam gerekirdi ama Tugay Demir Çeviker tam karşımdayken buna alışabilmem imkansız gibi görünüyordu.

Onu ilk gördüğüm anı hatırladım. Gerçek bir tanışma yaşadığımız o anı.

Demir parmaklıkların arkasından gözlerini bir an bile ayırmadan beni izliyordu, o alaylı ama bir o kadar ciddi ifadesinin altında yatan merhametli adamı ilk gün bile görmüştüm ama o adamın hayatımın aşkı olabileceğini asla tahmin edemezdim. Bir avukat ve bir suç kralıydık; şimdi ise suç ortağıydık.

Tugay Demir Çeviker, bütün dünyanın ve benim gözlerimin önünde dizlerinin üzerine çökmüştü, benim için. İnsanlar ne düşünürdü bilmiyordum ama ben çoktan bu hareketin anlamını biliyordum: teslimiyetti.

Bakışlarım yüzüğe kaydı ardından onun yüzüne ve sonrasında elim yavaşça bacağıma doğru gitti. Bir başkası evet, derdi. Bir başkası mutluluktan ağlayabilirdi, bir başkası bayılabilirdi. Evlilik tekliflerine kahkahalar eşliğinde evet denilirdi, gördüğüm buydu.

Belki de bir başkası hayır derdi, zor da olsa.

Fakat benim tek yapabildiğim elbisenin altında takılı olan jartiyerden küçük silahımı çıkarmak ve Tugay'ın alnına dayamaktı.

Tugay'ın dudakları aralandığında geriye çekilmedi fakat gözleri kocaman açıldı. Ben ise namluyu alnına dayarken "Bu sürpriz için seni öldüreceğim," dedim ve bunu söylerken sesimin titrediğini fark ettim. Elbette ki buraya hazırlıklı gelmiştim. "Bilerek rol yaptın ve ben şimdi seni öldüreceğim."

Tugay gülmeye başladı. Ve elbette ki tek gülen Tugay'dı çünkü o beni tanıyordu.

Televizyon karşısındakiler ne düşünürdü, hiç umurumda değildi. Beni teslim edebileceğine zerre inancım olmasa da güvence için silahımla buraya gelmiştim, eğer ufacık bir ihtimal de olsa bunu gerçekleştirirse ikimizi de öldürmek için. Çünkü onu öldürürsem ben de yaşayamazdım, biliyordum. Fakat asaletimle beni teslim etmesine de boyun eğecek değildim; yine bir başkası ne yapardı bilmiyordum ama ben onu öldürürdüm çünkü bütün bu cehennemi birlikte yaşarken beni tek başıma cehenneme terk edemezdi.

BEYAZ LEKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin