"Neredeyim ben..." Yorgun düşmüş bedeni yataktan kalkamamıştı.Neredeyse iki gündür yemek yemeyi unutuyordu.Kafasını hafif sağa eğince gözleri kanepede uyuyan adamı bulmuştu.Barbaros dün gece çocuğun başında beklemişti. "Kanatların var diye melek olamazsın."
Yataktan kalkıp duvara tutunarak kapıya ilerlemişti.Kafasına giren ağrı bir türlü dinmiyordu. "Hey!Uyan." Adamın omzunu dürtüp uyanmasını bekliyordu. "Sana diyorum.Uyan!" Çocuğu karşısında görünce kaşları havalanmıştı.Bu çocuk ne durumda olduğunu biliyor muydu? "Neden ayağa kalktın?!Uyandırsaydın beni!"
"Bağırma bana!Zaten kafam patlayacak gibi." Semihin koluna girip onu yatağa geri götürmüştü. "Ne oldu bana?Neredeyim?" Dün gece çocuğu hastaneye götürmüş,daha sonra evine getirmişti.Doktorun söylediğine göre bünyesi zayıf düşmüştü. "Ateşler içindeydin.Seni hastaneye götürdüm ama ailene haber verilmesin diye evime getirdim.Doktor bir kaç ilaç yazdı,yemek yedikten sonra içeceksin."
Henüz kendisi uykudan tam uyanamamıştı.Aşağı inip çocuğa yemek getirecekti ancak Semih elini tutmuştu. "Teşekkür ederim.Beni eve götürür müsün?" Sol elinin üzerindeki sıcaklığa alışmak onun için kolaydı.Kaç yıldır kimsenin görmemesi için uğraştığı elini bu çocuğun görmesi sorun değildi.
"Şimdi inip sana yemek getireceğim.İlaçlarını aldıktan sonra nereye istersen gidebilirsin." Elini çekip odadan çıkmıştı.Dün ona ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.Uyumak için yatağına uzandığını hatırlıyordu. "Biri benim için endişeleniyor.Ne kadar komik..."
Adam içeri tepsiyle girmişti.Mercimek çorbası,Semih için meyve tabağı hazırlamıştı.Böyle güzel sunum otellerde olmuyor muydu? "Yiyebilecek misin yoksa ben mi yedireyim?" Gözlerini devirip tepsiyi almıştı adamın elinden.Çocuğun acıkmış kurt gibi çorbayı gömmesi Barbarosa komik gelmişti. "Elinden alan yok yavaş ye boğulacaksın."
Semihi rahat bırakıp dolabını açmıştı.Dünden beridir aynı kıyafetlerle duruyordu.Siyah kazak, altına siyah spor pantolon almıştı. "Siyah dışında başka renk bilmiyor musun?Gözlerim karardı kapat şu dolabı!" Tüm renkleri biliyordu.Hatta en sevdiği renk yeşildi.Kolundaki yanıklar yüzünden başka renk tercih edemiyordu.
"İkimizde erkeğiz burada giyinmem sorun olmaz bence." İçtiği çorba boğazına kaçmıştı.Barbaros gömleğini çıkartıp kanepenin üzerine atmıştı.Adamın bedenini daha önce görmesine rağmen şimdi utanıyordu.Barbarosun ona yüzünü dönmemesi en büyük şansıydı.Belindeki kemeri çözüp yüzünü çocuğa dönmüştü.Semihin gözlerini kaçırdığına ilk defa şahit oluyordu.
"Lütfen dışarı çıkar mısın?İkimizde erkeğiz diye seni çıplak görmek zorunda değilim!" Semihin haklı isyanına gülümsemişti. "Bak sen...Utandın mı ufaklık?" Dudaklarını birbirine bastırıp kahkaha atmasını engellemişti. "Uğraşma benimle!Çık defol git!"
"Benim evimden beni kovuyorsun?Misafir sözünü dinlemem gerek sanırım." Pantolonunu çocuğun önünde değiştirmeyecekti.Kabul ediyordu,onunla uğraşmak eğlenceliydi. "Sen var ya...Kanatların var diye melek olamazsın!Şeytanın ta kendisisin!"
"Evren en çok şeytana aşıktır.Bir bakmışsın ilerde aşkımla yanıp tutuşmuşsun."
"Bu kadar çok mu istiyorsun sana aşık olmamı?Neden?Sevilmeyi benden isteyecek kadar aciz misin gerçekten?"
Semihin henüz iyileşmemesi öfkesini bastırıyordu ona. "Belkide sana acıyorumdur.Aptallığın yüzünden gençlik yıllarını mahvetme diye seni koynuma alabilirim." Çocuğun kahkahasını duyunca kaşlarını çatmıştı. "Beni koynuna alacaksın?Seninle değil aynı yatağı aynı mezarı bile paylaşmam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kasırga
RomanceKafasına dayanan silahlar özgüveninden hiçbir şey kaybettirmemişti ona. "Sen benim kim olduğumu bilmiyorsun dimi?" Adam tek adımıyla aradaki mesafeyi kapatmıştı.Semihin gözleri adamın bileğe kadar yanmış sol eline kaymıştı. "Yüzüme bak!" Bakışların...