Kafasına dayanan silahlar özgüveninden hiçbir şey kaybettirmemişti ona. "Sen benim kim olduğumu bilmiyorsun dimi?" Adam tek adımıyla aradaki mesafeyi kapatmıştı.Semihin gözleri adamın bileğe kadar yanmış sol eline kaymıştı. "Yüzüme bak!" Bakışların...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ssemih Baba-kız takılıyoruz
Fotoğrafın arkasında iki kişi daha vardı.Barbaros ve Kartal.İki takıma ayrılıp maç yapmıştılar.Kapıda Hira ve Barbaros vardı.Anlayacağınız Semihin işi zordu.Kartala karşı iki bir kaybetmişti.Çocuk son golünü atıp Barbarosun kucağına koşmuştu. "Biz kazandık!"
"Kusura bakma kızım,baban her konuda mükemmel değilmiş." Hira babasının terleyen yüzünü peçeteyle silip yanaklarına öpücük kondurmuştu.Barbaros ve Kartalın sevincini alkışlayıp tekrar babasına dönmüştü. "Sorun değil baba,senin varlığın mükemmel oluşunun kanıtı."
Semih kızına sarılıp onlara bakan adama dil çıkarmıştı.Kendisini galibiyete o kadar çok kaptırmıştı ki,Semihin düşen suratını şimdi farkediyordu. "Benim sevgilim üzülmüş bakıyorum." Semihe sarılmak için kollarını açmıştı.Düşen suratını Barbarosun göğsüne gömüp çaktırmadan meme ucunu ısırmıştı.
"Kurar ihlali yanlız bu." Semihin saçlarına öpücük kondurup gülümsemişti. "Sofrayı biz kuracaktık dimi?Hadi gel kızım.Başa gelen çekilir." Hiranın elini tutup arabaya ilerlemişti.Piknik yapmak için güzel sabahtı.
"Hadi gel yüzünü yıkayalım." Barbaros suyu eline döküp Kartalın terleyen yüzünü yıkamıştı.Çocuğun siyah tişörtünü çıkartıp çantadan beyaz tişört almıştı. "Siyah getirmeyi unutmuşum.İdare eder misin?"
"Sorun değil abi." Kartalın gülümseyen suratına şaşırarak bakıyordu.Çocuğun hala çıplak olduğunu farkedince hızla tişörtünü giydirmişti.Barbaros artık hem baba,hem abi,hem de mükemmel bir kocaydı.
Semih örtüyü Hiraya verip diğerlerinin yanına göndermişti.Arabadan kutuyu almak için uzandığında telefonu çalmıştı.
"Kusura bakma Bade,olaylar karıştı ama iyi oldu.Bu akşam gelsene bize,tanışırsınız hem.Tunayı da getir çok özledik."
"Tunayı yollarım,benim biraz işlerim var başka zamana artık."
"Sen iyi misin?Sesin iyi gelmiyor."
"İyiyim,merak etme.Hadi size iyi eğlenceler.Mutlu ol artık!Hak ediyorsun!"
Telefonu cebine koyup kutuyu kaldırmıştı.Menüde zeytinyağlı biber dolması,kısır,patates salatası ve mercimek köftesi vardı.Çocuklara içecek doldurup Barbarosun yanına oturmuştu. "Hadi,en çok kim yerse onu tatlı yemeye götürürüm."
"Ben tatlımı ne zaman yiyeceğim?" Barbaros Semihin kulağına konuşmuştu. "Akşama seninki hazır olur." Barbarosa göz kırpıp Kartalın üzerindeki beyaz tişörte bakmıştı. "Kartal,beyaz yakışmış."
"Teşekkür ederim." Semih göz kırpıp Hiraya dönmüştü.İyi ki tatlı yemeye götüreceğim dedi...Prenses sofrada ne var ne yok hepsini tabağına doldurmuştu. "Kızım patlayacaksın yavaş ye.Hem Tuna gelecek,böyle yersen akşama hiçbir şey yemezsin."
"Tuna Erkanın oğlu mu?" Kafasıyla Barbarosu onaylamıştı.Kaderde Erkanın oğlunu da sevmek varmış...
.....
"Evet oğlum,Hira özlemiş seni.Güzelce oynayın kimseyi yormadan." Telefonu kapatıp sofrayı kurmuştu.Birazdan Erkan merdivenlerden inip sabah kahvaltısına oturacaktı.Onun için sofrayı ikinci kez kuruyordu.Bazılarının sabah anlayışı farklıydı...
"Tuna çıktı mı?" Adam merdivenlerden inip sofraya oturmuştu. "Evet,bu gün eve geç gelebilir.Semih-yani Hiraya gidecek." Masada tek tabak olduğunu farketmişti.Bir süre bekledi,Bade sofraya ikinci tabağı koysun diye. "Sen yemeyecek misin?"
"Aç değilim." Badenin odaya çıkmasına izin vemeyip bileğini tutmuştu.Özür dilemesi gereken konular vardı çünkü... "Haddimi aştım biliyorum.Kalbini kırdım ama çok pişmanım.Salağın tekiyim biliyorum.Affet beni,senin olmadığın sofrada yemek yiyemem."
