43

1.9K 114 3
                                    

"Senin ne işin var burda?!Ben paranı geri ödemedim mi?!" Kasırgayı okşayan elleri itmişti.Atının önüne geçen çocuğa sırıtarak bakıyordu Erkan.Semihin neden bu atlar için bu kadar uğraştığına anlam veremiyordu. "Paranı sana bizzat kendim vereyim diye geldim.Gelmişken yakışıklıyı görmek istedim.Baksana,ayaklanmış.Oğlu nerede?"

"Sana ne?Paranı al ve git.Geri kabul etmeyeceğim." Erkanın bakışları bir türlü ona değmiyordu.Kasırganın önüne geçse bile hayvanı gizleyememişti. "Onu bana sat.Değerinin iki katını veriyorum."

"Vazgeç artık.O satılık değil." Semihe bakış atıp ahırı kahkahaya boğmuştu.Satın alamayacağı hiçbir şey yoktu. "Her şeyin bir fiyatı vardır.İnsanların bile." Semih adamın karşısına dikilip yumruklarını sıkmıştı.Eskiden iletişim kuramayan biri olduğunu sanıyordu,Erkan gibilerini görünce sorunun kendisi olmadığını anlamıştı.

"Beş kuruşluk insanları satın alıyorsun diye her şeyi satın alabileceğini mi sanıyorsun?Benim olanı benden nefes alan kimse alamaz."

"O zaman seni mezara koyarım.Ne dersin?" Semihin öfkeden kızaran yüzüne karşılık gülümsemişti. "Şakadan anlamıyorsun,üzülüyorum." Çocuğun üzerinden bakışlarını alıp Kasırgaya doğru ilerlemişti.Hayvanı okşamak için kaldırdığı eli havada kalmıştı. "Ona dokunma."

"Benden bu kadar korkmana ne gerek var?Bu korkuyla ilerde nasıl evlenirsin oğlum sen?" Yüzündeki gülümseme bileğini sıkan el yüzünden silinmişti.Kaşlarını çatıp Semihin öfkeden kararan gözlerine bakmıştı. "Beni tehdit etme.Bana uzatılan eli kırmakla kalmam."

"Gözlerinde gördüğüm korkuyu öfkenin ardına saklama.Ben hep kazanmaya,sen hep kaybetmeye mahkumsun." Daha ne olduğunu anlamadan Erkan Semihin elini büküp çocuğa diz çöktürmüştü.Karşısındaki kişi ona sabr göstermemişti.Semihin elini kırıp çocuğun dudaklarını birbirine bastırdığına şahit olmuştu.

"Benim elimi tutmak ha?Sen kimsin?Seni böcek ezer gibi ezerim.İsmimi unutma,ben Erkan.Karşısına çıkılmayacak tek kişi."

.....

Gözleri kolundaki saatteydi.Heyecandan sağ bacağı titriyordu.Birazdan Şahin baba gelecekti.Barbarosun kaç aydır özlem duyduğu babası. "Geldi efendim!" Ayağa kalkıp merdivenlerden inmişti.Babasını kapıda karşılayacaktı. "Oğlum." Barbarosun gülümsediği anlara pek çok şahit olamazdık.Bir tek babasına gülümserdi çünkü. "Baba."

"İyisin iyi.Hasretimden zayıflarsın sanmıştım ama." Karşılıklı kahve içmek için salona gelmiştiler.Şahin baba onun gelişi için hazırlanan kutlamaya gitmemişti.Barbarosun öyle şeylerden hoşlanmadığını biliyordu. "Yaşlı biri için fazla genç görünüyorsun baba."

"Sen bana yaşlı mı dedin?" Kahkaha atıp kahvesini yudumlamıştı.Gözleri evi turlamış ve değişen bir şeyler olmadığını görmüştü.Oğlunun hala siyah giymesi adamı derinden yaralıyordu.O çocuğun yaraları ameliyatla kapanmamıştı. "Arkadaşlarım hepsi dede olmuş torun seviyor.Ben mezara girmek için gün sayıyorum oğlum."

"Benden umudu kes,ben bu yaştan sonra abi olmaya razıyım." Şahin beyin içtiği kahve boğazına kaçmıştı.İki bekar aynı masada birbirine laf sokuyordu. "Ben şaka yapmıyorum oğlum.Evlenip mutlu olmanı istiyorum."

"Şu bedenimle mi?Bedeni mi geçtim yaşadığım hayata bak."

"Barbaros." Şahin baba ona adıyla hitap edince durumun ciddi olduğunu anlamıştı.Kahveyi masaya bırakıp dikkatini adama vermişti. "Hayat hayal kurmak için çok kısa.Lütfen,kendin için bir şeyler yap.Yarının için değil,bir kaç saniye sonrası için.Yarının olup olmayacağını bilemeyiz,dimi?"

"O yangında yalnız bedenim yanmadı baba.Kalbimde yanıp kül olmuş baksana,kimseyi sevemiyor."


KasırgaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin