27. Bölüm

55 7 4
                                    




🎵 Shamrain- To Leave 🎵

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🎵 Shamrain- To Leave 🎵

27. Bölüm


Ben ne yapmıştım böyle?

Aklımdan geçen tek şey buydu. Ben ne yapmıştım? Sağlık merkezinden çıkıp eve gelmiştik ve yol boyunca gördüğüm her şey göğsümün ortasında bir enkaz yaratmış, suçluluk duygusu bir bayrak gibi o enkazın üzerine dikilmişti. Mithra sanki bambaşka bir yer gibiydi artık. İsyanı başlatmamın hemen ardından sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini söylemişti babam, bu yüzden sokaklar boştu ancak isyana katılan Mithra'lılar da vardı ve onların örgütlenip taşkınlık çıkardıklarını öğrenmiştim.

Bakımlı ve temiz sokaklar artık çöplerle doluydu. Göktabaka birçok noktadan hasar aldığı için devre dışıydı. Acil durumlar için kurulan sistem devreye girmiş olsa da tüm şehir kasvetli bir karanlığa mahkum olmuş gibiydi. Sokaklarda çıkan arbede yüzünden pek çok yer kırık döküktü. Sanki bir savaş çıkmıştı ve o savaşı ben başlatmıştım. Üstelik Larv ve Urea buradan çok daha kötü bir durumdaydı. İsyan ilk günkü gibi devam ediyordu orada, halk henüz pes etmemişti.

Şimdilik.

Babamın dediğine göre buna son verebilirdim ancak kendime hiç güvenmiyordum. Bunun ilk nedeni zihnimin hala karmakarışık olmasıydı. Gözlerimi her kapattığımda -bazen kapatmadan bile- kafamın içinde bazı görüntüler beliriyordu. Kiminde gerçekten kaçırılıyordum ve üzerimde türlü işkenceler yapılarak beynim yıkanıyordu. Kiminde ise bölük pörçük de olsa mutlu olduğumu, içimde bu işe dair büyük bir istek duyduğumu görüyordum. Babamın görüntüsüyle birlikte tüm bu hisler kaybolup zihnimin içinde sadece onun sözleri yankılanmaya başladığında neyin gerçek olduğundan emin olduğumu zannediyordum ancak çok kısa süre sonra göğsümde bir sızı başlıyor ve ağlama isteğiyle dolup taşıyordum.

Bir şeyi özlüyordum sanki. Tenim karıncalanıyor, kalbim bu duygunun altında eziliyordu. Arın denen ve her şeyi başlatan o adamı hatırlıyordum. Onu hatırlamak zihnimin en büyük karmaşasıydı. Bana işkence ettiğine emindim, tüm bunları onun başlattığından da. Ancak öylesine güçlü bir his bunu görmezden gelmeye çalışıyordu ki onunla mücadele ederken yoruluyordum.

Tüm bunların yanında isyanı durduracağıma olan inancımı kaybettiren diğer şey ise hissettiğim utançtı. Önce insanları ayaklandırmış ve sahte belgelerle onları bir isyana zorlamıştım, şimdi karşılarına geçip durmalarını istemek çok zor geliyordu. Suçluluk bayrağı göğsümde dalgalanırken çıkıp bir konuşma yapmam imkansız gibiydi. Ne yazık ki babama bir söz vermiştim ve onu bunca hayal kırıklığına uğrattıktan sonra yapamayacağımı söylemek istemiyordum.

Zaten benim yüzümden yeterince zor bir durumun içinde kalmış, Beliz'in ihanetiyle de ikinci ve ağır bir darbe almıştı. Ona yardım etmek zorundaydım.

ULUM: Son NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin