🎶 Seperate - PVRIS 🎶17. Bölüm
Elimdeki antika sayılıp müzede sergilenebilecek kadar eski teknoloji saç kurutma makinesine bakarken kaşlarımı mümkün olduğunca çatmıştım. "Seni bunak, saçlarımı seninle kurutursam kafamı uçururmuşsun gibi hissediyorum." Elbette makine bana cevap vermedi, ben de onun son anlarını huzurla geçirmesi için yerine bırakıp lavabodan çıktım. Odaya döndüğümde yatağımda oturan Arın'ı görmemle kalbim yerinden çıktı ancak belli etmek yerine tek kaşımı kaldırıp kollarımı göğsümde birleştirdim. Aynı zamanda üzerimdeki gevşek havluyu tutmak için yapmıştım bunu. Havlu o kadar küçüktü ki kalçalarımı kapatabildiği için şükrediyordum, banyoda bir tek bunu bulabilmiştim. "Nerede olursak olalım izinsiz bir şekilde odama girmekten zevk alıyorsun, değil mi?" Burnundan gülerken yatağıma biraz daha yayıldı ve baştan aşağı beni süzdü. Duştan yeni çıkmış ıslak bedenim yanmaya başlamıştı aniden.
"Aynen, senin odana gizlice girmek sefil hayatımdaki tek fantezi, onu benden almazsın değil mi?"
"Duruma göre değişir. Duş alırken gizlice beni izledin mi?"
Gülüşü iki yana genişlerken ben de sırıtıyordum. "Her anını izledim fakat söylemem gerekiyor, hayallerimde daha tüysüzdün." Başını yana eğmiş arsızca bana bakıyordu. Etrafta ona fırlatacak bir şey arayıp bulamayınca ellerimi belime koydum. "Bari düzgün sallasaydın, ergenliğe girdiğimiz gibi tek seansta istenmeyen tüylerimizden kurtulabildiğimiz bir çağda yaşıyoruz." Başını geriye atarken "Tamam, senin kıllarını konuşmak istemiyorum." demiş ve ayağa kalkmıştı. "Ama saç kurutma makinesiyle konuştuğun kısmı duydum, sanırım seni akıl hastalarının olduğu bölüme almamız gerekiyor. Merak etme, senin gibi renkli kişilikler var orada."
Gözlerimi devirip ıslak saçlarımı geriye attım. "Neden geldin?"
"Sanırım okulda henüz o konuya gelmediniz fakat insanda mide denen bir organ var ve düzenli aralıklarla beslenmesi gerekiyor, eğer teknoloji açlığı hissettirmeyecek kadar geliştiyse söyle de ben de yaptırayım her ne yaptıysan."
"Uzun cümleler kurduğum için bana kızan adam mısın sen?" diye alay ettim. "Kısaca yemek yemelisin de diyebilirdin, ne diye bu kadar zahmete girdin ki?"
"Seninle uğraşmak da fantezilerimden biri." dediğinde bir kez daha gözlerimi devirdim ve etrafa bakındım. "Ee, nerede yemeğim?"
"Oda servisimiz yok başkanın kızı, sen de herkes gibi yemekhanede yiyeceksin."
Gözlerim sonuna kadar açıldı. "Benden nefret ettiğini söylediğin insanların arasında mı?" Başını yukarı aşağı sallarken gayet ciddi görünüyordu. "Evet, senin de onlarla aynı şartlarda olduğunu bilmeleri ve bir an önce varlığına alışmaları gerekiyor." İtiraz edecek gibi ağzımı açtım ancak bir şey söylemedim. Burada ne kadar kalacağım belli değildi ve kaldığım süre boyunca da bu odada saklanamazdım. "Arın, önünde giyinmemi bekliyorsan avucunu yalarsın. Çık odamdan." Kaşları havalanırken sırıtıyordu, bugün bana soğuk davranan o adam neredeydi bilmiyordum fakat bu halini sevmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ULUM: Son Nefes
Fiksi IlmiahDünya'nın son savaşını vermesinin üzerinden yıllar geçmiş, köklü ve yıkılmaz medeniyetler tarihin tozlu sayfalarına karışmıştı. Artık yeni bir dünya düzeni vardı ve bu düzenin en güçlüsü ULUM'du. Başkentleri sahte bir gökyüzünün altına inşa edilmiş...