Başlamadan önce söylemek istediğim bir şey var.Çok fazla okuyucu olmadığını biliyorum. 20-30 okunma geliyor bölüm başına bazen. Sorun bu değil. Okuyan kişilerin en başından beri bir oy bile vermemesi canımı sıkıyor. 20 kişi okuyorsa 3-5 oy anca geliyor, yoruma değinmek bile istemiyorum. Kimse yorum yapmıyor.
Beğenmeyenlerin okumayı bırakması çok normal ancak bu okunma sayısını arttıran ancak hiç destek olmayan kişiler cidden motivasyonumu düşürüyor. Bu kurguyu çok severek yazıyorum. En azından okuduğunuz bölümlere oy vermenizi ve düşüncelerinizi belirtmenizi beklemek hakkım diye düşünüyorum. Eleştirebilir, hoşunuza gitmeyen yerleri söyleyebilirsiniz ancak lütfen sadece okuyup geçmeyin. Yıldıza dokunmak hiç zor değil.
Okuduğunuz için teşekkürler.
🤍
🎵The Kite String Tangle, Dustin Tebbutt- Illuminate🎵29. Bölüm
Çatışma sesleri zihnimin içine dolduğunda bunun dışarıdan mı yoksa bizzat kendi içimden mi geldiğinden emin değildim. Kafamın içi susmuyordu ve bir şeyleri ayırt etmekte güçlük yaşıyordum. Camları titretecek kadar büyük bir gürültü daha koptuğunda zihin gücümle bunu yapamayacağımı farkındaydım. Dışarıdaki isyanın sesleriydi bunlar. Tohumlarını Vita'nın attığı ve benim de sulayarak can verdiğim Son Nefes isyanı hız kesmeden devam ediyordu. Halk ve yönetim bir savaş veriyordu.
Bana birkaç test yaptıktan sonra kalabileceğim bir oda göstermişler, yatağın üzerine birkaç kıyafet bırakarak giyebileceğimi söylemişlerdi. Siyah bir tayt, beyaz bir atlet ve siyah kapüşonlu hırkadan oluşan kıyafetler üzerimdeki şık elbiseden çok daha rahat göründüğü için üzerimi değiştirmiştim. Ayağıma tam uyan spor ayakkabıları da giydiğimde kesinlikle daha iyi hissediyordum. Eğer koşmam ya da bir şeylere direnmem gerekirse bunlarla çok daha rahat ederdim bu yüzden kıyafetlerin kime ait olduğunu sorgulamamıştım bile.
Son bir saattir eski bir yatağa oturmuş duvarı izliyordum. Bir pencerem vardı fakat bu defa manzaram şehre değil başka bir binanın yan cephesine bakıyordu. Bacaklarımı kendime doğru çekip başımı dizlerimin üzerine koymuş bir şekilde bekliyordum ve neyi beklediğimi bile bilmiyordum. Beni eski bir makineye sokup buradaki insanlara ve isyana dair bazı görüntüler göstermişlerdi. Bazı kişileri asla tanımadığımı düşünsem de tuhaf hissetmiştim, bazı görüntülerin de gerçek olmadığını bildiğim halde zihnimde bazı şeyler tetiklenmişti.
Ne bulmayı umuyorlardı? Zihnimi bu hale getiren onlarken nasıl bir oyun çevirmeye çalıştıklarını anlayamıyordum. Yine de susmuş ve işlerini bitirmelerini beklemiştim. Annem ve Beliz hep bir köşeden beni izlemişlerdi, Arın ise ortalıkta görünmüyordu. Anneme -ki ona anne demek bile istemiyordum- başkan ya da Turna diye hitap ediyorlardı. Ben annemin adını Hayat olarak bilerek büyümüştüm. Adını çocuklarına bile farklı söyleyen bir kadının kızıydım ve onun tarafından kandırılıp babama karşı bir silah haline getirilmiştim. Aklım almıyordu, nasıl bunu yapabilmişti?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ULUM: Son Nefes
Ficção CientíficaDünya'nın son savaşını vermesinin üzerinden yıllar geçmiş, köklü ve yıkılmaz medeniyetler tarihin tozlu sayfalarına karışmıştı. Artık yeni bir dünya düzeni vardı ve bu düzenin en güçlüsü ULUM'du. Başkentleri sahte bir gökyüzünün altına inşa edilmiş...