BÖLÜM 5- ÖKÜZ RESMİ

13.4K 491 92
                                    

Medya : Yaz okulu

Sabah olduğunda erken bir şekilde hemen okula gittim. Gitmek bir çileydi zaten. Gerizekalı insanlarla yolda karşılaşmak istemediğim için erken vardım okula. Dünkü olanlardan hala başım zonkluyordu.

Hiç keyfimde değildim kısacası.

Okula girip direk yatakhaneye çıktım. Henüz Deniz'den başka kimseyle konuşmamıştım okulda. He şu Can'ı saymazsak. Deniz'i gördüm ve;

"Naber Mine?" dedi Deniz.

"Kötü sayılır senden?" dediğimde "Niye ne oldu?" dedi.

"Ya dün olaylar oldu da."

"Hayırdır ne olayı?"

"Akşam dışarı çıkmanın hazin sonu ve süper kahramanın beni kurtarması. Nasıl masal ama? Beğendin mi?" Deyip sırıttım.

"Seni tanımıyorum pek ama şakacısın galiba. Daha iyi anlatsan?"

Beni tanımadığını söylüyor ama detay istiyor. Tuhaf kızdı. Herkese de güven olmazdı.

"Can bey diyorum. Hani sözde şu 'Kötülüklerin başı' olan çocuk. İmdatıma yetişti dün. Biraz haklıymışsın galiba. Diğerlerini nasıl dövdü ama. Adam öldürme tipi var onda,"

"Ya sen manyak mısın? Sessiz ol! Eğer duyan biri olursa kötü olur. Bunu çok kişi bilmiyor. Sadece yeni gelenlere söylüyorum bunu. Hele Can duysa gebertir beni!"

"O kadar abartma ya. Daha iyi işte adam bıçakladığını herkes duyar da içerde yatar. Bende kurtulmuş olurum."

"Mine sen çok boş konuşuyorsun valla ya. Biraz akıllı ol kızım! O çocuk için kendini öldüren kız tanıyorum ben sen hala kurtulmak diyorsun."

"Neyse bu muhabbet fazla uzadı. Derse geçelim," deyip sınıfa doğru yürüdüm. Sonra da Deniz ve arkadaşı Seda geldi. Aslında Seda ve Deniz beraber oturuyorlarmış sanırım da ben geldim diye Seda bir arka sıraya geçmiş. Durumdan da anlaşılıyor, kız hep bana somurtuyor.

Dersten çıktığımızda bir nevi ders olan yüzmeye gidecektik. Herşeyi düşünen annem, bikinimi koymayı da ihmal etmemişti. Sahil kenarı olduğu için bütün sınıf denize girecektik. Bu nasıl bir dersti? Boşuna Yaz Okulu dememişler!

Deniz kenarına geldiğimizde benim de yüzme bilmememle birlikte herkesin denizde yüzmesi çok kötü oldu. Küçükken az kalsın boğulacağım için tehlike geçirdiğimden bir daha denize girememiştim. Sürekli korkmuştum. Ama eğer bugün girmezsem kendimi ezik ve aşağılanmış olacağımdan emindim. Çantamdan Cheesecake çıkarıp yedikten sonra denize doğru yürüdüm. Allah'ım sen yardım et! Denizleri görünce denize girmek için hazırlanıyorlardı. Sonra baktığımda Seda ve Deniz şıpır şıpır yüzmeye başladı, bende cesaretimi toplayıp yavaştan girdim. Çok oyalandım korktuğum için. Benim ayaklarımın yere değmesi çok gülünç bir durumdu. Çünkü sadece belime kadar girmiştim. Herkes derinlerdeydi. Vücudum soğuktan diken diken oldu.

"Hadi ama Mine niye yüzmüyorsun? Yoksa yüzme bilmiyor musun?"

"Hayır tabiiki de biliyorum. Çok kalabalık ya gerildim."

Yalanlarla kendimi avutsam da foyam ortaya çıkacaktı.

"Tamam biz biraz açılıyoruz sende yüz o sırada." Yanımdan uzaklaşmaya başladılar. Ama beni izliyorlardı. Hatta bana bakıp gülüyorlardı kendi aralarında.

Cesaretimi toplamam gerekiyordu çünkü rezil olacaktım. En azından yüzmek için çabalasaydım kötü görünmezdim. Biraz daha derine yürüdüm, boyun hizama geldi su. Denizin insanı kaldırma özelliğine güvenerek ayaklarımı yavaşça salmayı denedim. Salmamla birlikte çırpınmam bir oldu. Ayağıma tuhaf bir şey değdi ve çırpınmaya başladım.

Can'ın ağzından...

Soner'le birlikte yüzerken birden çığlık sesleri geldi. Arka tarafıma baktım, bir kız boğuluyordu. Hiç işim olmazdı aslında ama kıyamadım hızlı bir şekilde yüzerek yanına gittim. Kızı tutup sudan çıkarmaya çalıştım. Bu lanet olası can kurtaran hocası neredeydi?Saçlarına yüzüne geldiği için yüzünü göremedim. Kumsala çıkardığımda herkes etrafımıza toplanmıştı bile.

Kızın saçlarını kenara ittim. Bir dakika, bir dakika. Yine mi bu, yok artık!

Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Gidip bu kızı mı kurtardım kurtara kurtara? Ama yüzüne bakmalıydım ki, tarif edilemez güzelliği vardı. Çok, çok güzeldi.

Can kurtaran hangi cehennemdeydi? "Biri can kurtaranı çağırsın!" Deyip bağırdım. Bir kişi gitti ama kız nefes alamayacak raddeye gelmişti artık bir şey yapmam gerekiyordu yoksa kız ölecekti. Ben mi yapacaktım? Ferdi bana bakıyordu, tam ben yaparım bakışı atarken kızı o pis sapığa bırakamazdım ben yaptım.

Ağzımı ağzına getirdim ve hava saldım. Dudakları...çok yumuşaktı. Göğsüne baskı uyguladım kalp masajı yaptım. Sonra tekrar hava verdim.

Ani bir öksürükle ağzından su çıkardı. Gözlerini açtığı gibi gözleri benim gözlerime kenetlendi. Böyle bir kızgınlık aldı surat ifadesini.

"Yine mi sensin ya!"

"Dur sakin ol, sakin ol. Senin olduğunu bilseydim yardıma koşmazdım emin ol! Sonradan gördüm."

"Bela mısın, Cin misin peri misin?"

İyilik yaramıyordu bu kıza. Kızın iyilik meleği olmuştum resmen. Kendine gel Can, sen kötülerin dostusun.

Kendini silkeledi sonra da ayağa kalkıp hızlı hızlı binaya doğru yürümeye başladı. Bu kız gerçekten güldürüyor beni.

Sırıtarak arkasından bakarken arkadaşları mıdır neyse artık onlarla birlikte gitti.

Bu kız beni deli ediyordu. Tıpkı ilkokulda sevdiğim kızı anımsatıyordu. Çünkü ona çok benzettiğim için sebebsizce siktiğimin anısı aklıma gelmişti. Adı Meltem'di diye hatırlıyorum.

Her şeyi siktir edip Biraz daha yüzdükten sonra yanıma Ayla geldi.

"Demek ki o kız için suni teneffüs yaptın,"

"İnsanlık hali Ayla."

"Peki ben insan değil miyim Can? Beni üzmeye hakkın var da onları mutlu etmeye borcun mu var?"

"Bak Ayla. O gece bir daha tekrarlanmayacak. Oldu bitti artık, daha fazla zorlama beni!"

"Seni sevdim Can. Bunu bana yapmamalıydın."

Kumsaldan kalkıp okula doğru yürüdüm. Onunla tek gecelik ilişki yaşadım diye peşimden ayrılmıyordu. Kendisi sürtük olmayı seçmişti. Beni kalpten sevseydi benle yatmazdı. Altını verceğine kalbini verirdi. Kendi seçimini o yaptı. Şimdi seçtiği hayatın keyfini çıkarsın.

Yatakhaneye girdiğimde Mine'nin yatakta yattığını gördüm. En yakın arkadaşım olan Mert, Güney, Soner ve Ahmet ortalıkta yoktu. Soner çok şerefsiz olsa da herkese karşı, iyi biriydi aslında. Biraz yatağa uzanıp dinlendim.

Yarım saat kadar uyuyup uyandığımda kimse kalmamıştı. Ders başladı diye derse gitti herkes büyük ihtimalle. Gözlerimi ovuşturduktan sonra doğruldum. Karşı yatakta gözüme bir şey çarptı. Mine'nin yatağıydı. Çünkü fosforlu pembe yatak örtüsü sermişti. Deli ya. Oraya doğru ilerledim. Geldiğimde bir defter olduğunu farkettim. Açmam doğru olmazdı ama şu merağımı yenemediğim için açtım. Bir sürü resim.. değişik tarzda resimler çizmişti. Tek tek bakarken son çizdiği resme geldim. Dün çizmiş, tarihe bakılırsa. Bir kadın ve arabayla çarpan adam. Ve o adam değil. Lan bu öküz! Amacı bizi çizmekti belli ki! Beni öküz olarak görüyorsun demek ki küçük hanım! Çekeceğin var benden!

Hikaye yenilendi arkadaşlar. Değişiklik yapıldı. Tekrar okumanız dileğiyle sizleri seviyorum 💕 30/06/2018 --- Düzenlenme Tarihi.

Yaz OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin