Arkadaşlar merhaba. Bu üniversite hakkında bilgilere baktım ama yanlış olma ihtimali var. Eğer yanlışşa kusura bakmayın. O üniversiteyi hiç bilmediğim içindir. Bu arada son yazdığım ÖNEMLİ BİLGİLENDİRMEyi okumalısınız. O zaman beni daha iyi anlarsınız. (Üniversiteyle ilgili değil, benimle ve sizinle ilgili)
EN ALT KISIM HERKESİ İLGİLENDİRİR..
Keyifli okumalar.
Sabah güneşi yüzüme vururken üstümde bir ağırlık olduğunu farkettim. Yüzüstü yatarken yavaşca döndüğümde Can'ın kolu, üstümü kaplamıştı. Onu uyandırmadan aşağıdan sıyrılmaya çalışırken başaramadım. Kolunu yavaş bir şekilde yukarı kaldırdım. O anda uyandı.
"Napıyorsun ya sabah sabah?" dedi. Sesi uykulu uykulu boğuk çıkmıştı. "Kolunu üstüme atarsan tabi uyanırsın," dedim. Sonra da ekledim "Çok deli yatıyorsun."
"Tabiki de," dediğinde sırıttı. Hayret! Bir şeyi kabullenmişti!
Telefonum çalmaya başlayınca baş komidinden uzanıp aldım. Arayan Maria'ydı. Sanırım gelmişlerdi.
"Alo, geldiniz mi canım?" dediğimde arkadan kahkaha sesi geldi. Sonra da "Evet yarım saate Bodrum'dayız. Sana sürprizim var. Çok şaşıracaksınız! Bana konum at şimdi hadi görüşürüz." birşey dememe izin vermeden telefonu kapamıştı. Acaba ne olmuştu? Neye şaşıracaktık.
Can'a baktığımda beni inceliyordu. Bana bakarak "Telefonla konuşurken çok seksi oluyorsun bebeğim..." dedi.
"Biliyorum," deyip piç gülüşü attım. Kendimi seviyorum.
Bana yanaşıp boynumu koklamaya başladı. Her nefeste bir cümle söylüyordu.
"Kokun..çok..güzel..." diyerek beni tatmin etmeye çalıştı. Ben, her halimle güzelim. (random)
"Beni seviyorsun, gerçek mi?" Diye sordu.
"Gerçek," dediğimden sonra beni öpmeye başladı. Onu gerçekten seviyordum.
Ayağa kalkıp kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Taze kaşar peyniri, salam, zeytin ve benzeri kahvaltılık malzemeleri sofraya koydum. Sonrasında üst dolaptan derin tas alıp dört kişi olacağımız için dört tane yumurtayı haşladım. Yumurtalıklara koyup sofraya götürdüm. Masa balkonda ve çok ferahtı. Gerçekten çok hoştu.
Kapı zili çaldığında hızlı adımlarla kapıya yöneldik. Maria'nın "Selamm!" diye bağrışı ödümüzü hoplatsa da "Hoşgeldiniz," demeyi başardık. İçeri dogru geçtiğimizde "Söyleyin bakalım. Neymiş bizi şaşırtacak şey?" dedim. Gerçekten ne diyeceğini merakla bekliyorduk.
Liam'la el ele tutuşup bize baktılar. "Biiiizz evlendikk!" diye bağırdığında şaşkınca ona baktım. "Ne! Oha çok sevindim," dedikten sonra ona sarıldım. "Ne zaman? Biz niye yeni öğreniyoruz?" dedim. Bana ve Liam'a bakıp "Ya biz yıldırım nikahı yaptık. Rusya'ya gidince de ailecek düğün gibi bir şeyler ayarlıyacağız," dedi.
Can da araya girip "sizin adınıza çok sevindim," dedi. Sonunda konuşmuştu. Bu kadar sessiz ve karanlık bir adamdan, nasıl aşık biri çıkıyordu? Anlam veremiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Okulu
Teen FictionHayat tesadüflerle dolu bir yerdir. Kader diye bir şey vardır ve siz ne yaparsanız yapın kader sizi bulacaktır. Kaderiniz ya iyi gelişir ya kötü gelişir. Ya mutlu yaşarsın ya sefil... Bu kitap, Mine ve Can'ın hayatı. Bu kitap, acı ve tatlının buruk...