BÖLÜM 13- ELVEDA

9.4K 417 38
                                    

Medyadaki Minedir. (Barbara Palvin)

Sabah kalktığımda heryer bulanıktı. Gece ne olduğunu anlayamamıştım. Kafam sersemdi. Erdem denilen çocuğu hatırladım, birde beni yatağıma getiren Can. Ne olmuştu? Ne yapmıştılar? Bunu Can'dan öğrenmem lazımdı. Yataktan doğrulduğumda gözlerimi ovuşturdum, Bulanıklık gitti. Etrafa baktığımda herkes uyuyordu. Gündüz olmasına rağmen kimse uyanmamıştı. Saate bakmayı akıl ettiğimde 06:15 olduğunu farkettim. Evet, bu saatte kimse uyanmaz zaten.

Ayağa kalktığımda düşer gibi oldum. Resmen alkol almış sarhoşlar gibiydim. Yavaşca lavobaya doğru ilerledim. Aynanın karşısına geçtim. Bir süre aynaya baktıktan sonra yüzüme su vurdum. Şimdi daha iyi olmuştum. Dün gece yaşananlar daha iyi aklıma geldi. Herşeyin bir nedeni olduğunu düşünüp yemekhaneye gittim.

Serpil ablayı gördüğümde "Canım bu saatte neden kalktın sen?" dedi. Bıkkın ve can sıkıcı halimle "Uyuyamadım, saat 10.00 filan zannetmişim." dedim.

"Git yat tatlım, daha çok erken," dedikten sonra başımı sallayıp odaya doğru ilerledim. Gerçekten hayattan bezmiş bir halim vardı. Şuan kendimden nefret ediyordum. Herkesten, ve bu piç hayatımdan.

Başımı yastığıma koydum ne uyku vardı, ne uyuyasım. Gözüm faltaşı gibi açık, tavana bakıp çabucak gündüz olmasını bekliyordum. Bu manyak hayattan çok sıkılmıştım. Yüzüm ne zaman gülecekti benim? Ne zaman hayırlı birşey olacaktı? Yada ne zaman mutlu olacaktım? Herkesin amına koyayım.

************

Gözlerimi açtığımda tepemde vızırdayan Deniz'in sesini duydum. Gözlerimi zar zor açtığımdan dolayı gece uyuduğumu farketmiş oldum. Yavaşca doğrulduğumda Deniz "Hele şükür uyandın! Iki saattir seni bekliyorum uyanman için," dediğinde aceleyle saate baktım. Saat 11.54 olduğunu gördüm. Ben "Olamaz ilk dersi kaçırdım dimi!?" dedim. Deniz kahkaha atmaya başladı. Komik olan neydi?

"Mal bugün cumartesi. Tatil, hatırlatıyım," dedi. Doğru ya bugün tatildi. Etrafıma baktığımda Can yatağından bana baktı. Telefonumu elime aldığımda titredi. Mesaj gelmişti ve Can'dandı. Neden söylemeyip de mesaj atıyordu?

Can:
"Tuvaletin önüne gel, dün yaşananlarla ilgili."

Mesajı okuduktan sonra ona gözlerimi kırpıştırdım. O da yatakhaneden çıktı. Yaklaşık 5 dakika sonra bende çıktım. Erkekler tuvetinin önünde duvara yaslanmış, telefonunla uğraşarak beni bekliyordu. Yavaşca kafasını kaldırdı.

"Evet, seni dinliyorum?" dedim, tavırla

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Evet, seni dinliyorum?" dedim, tavırla.

"Dünki olaydan hiçbirşey hatırlamıyor musun?" dedi ciddiyetli bir şekilde.

"Biraz hatırlıyorum, Erdem denen çocuk yerde yatıyordu ve sen de 'yarın herşeyi anlatıcam' demiştin. Ne yaptın ona?" dedim meraklı gözlerle cevabı bekliyordum.

"Adi herif, uyuşturma hapı vermiş," dedi kısık sesle. Duymadığımı zannetti.

"Efendim?" dedim deminki sözünü duymamış gibi yaparak.

"Yok bir şey, asıl bana 'ne yaptın ona?' diyeceğine 'bana ne yaptı?' demelisin," dedi. Neyi demeyi çalışıyordu?

"Ne demek istiyorsun? Açıkça söyle. Bana birşey mi yaptı?" dedim. Korku içindeydim. Şuan Can'ın cevabı beni çok ilgilendiriyordu.

"Sen nasıl bir kız çıktın lan? Gelen geçen sana tecavüz etmeye çalışıyor. Istanbulda başka kız kalmamış sanki. Geçenlerde de seni sokakta ben kurtardım ve yine ben. Senin arkanı hep ben toparlıyorum biliyor musun? Bana minnettar olman lazım aslında. Yokluktan mıdır nedir hep sana bulaşıyorlar amk. Allah'tan son anda kurtarıyoruz seni de bir şey olmuyor." dedi, gayet rahat tavırlarla.

Gözlerim dolmuştu. Ağlayacak gibi olmuştum ki kendimi çok kötü hissediyordum.

"Ve sen bunu böyle yüzüme vurarak söylemek zorunda mıydın? Ben istermiydim böyle şeylerin olmasını? Ben mi diyorum onlara böyle yapın diye? Sanki herşey benim yüzümdenmiş gibi karşıma geçmiş bana bunları söylüyorsun. Biraz empati yap da aklın başına gelir Can," dedikten sonra arkamı döndüm. Sonunda tutamadım ve ağlamaya başladım. Tam gidiyordum ki durdum.

"Ha bu arada teşekkür ederim. Merak etme birdaha benim arkamı toplamak zorunda kalmassın," dedim. Yürümeye devam ettim.

Yatakhaneye geldiğimde Deniz'i İpek isimli bir kızla selfie çekildiğini gördüm. Ben yatağa oturup ağlarken beni görüp yanıma geldi.

"Ne oldu kuzum? Kim üzdü seni?" dediğinde hemen atıldım ."Deniz artık bıktım ya. Dayanamıyorum yemin ederim ki. Nefret ediyorum o pislikten. Bana hiç iyi gelmiyor. Hep üzülüyorum onunla barışınca. Daha fazla burada kalmak istemiyorum gidicem ya. Burama kadar geldi artık. Bana dünki yaşananları anlatırken bile kızgın, sinir bozucu ve nefret edici haliyle anlatıyordu. Koymadığıda laf kalmadı. Bıktım ama..."

Bunları anlatırken beni durdurdu. Deniz "Kızım dün ne oldu?" dedi. Hepsini tek tek Can'ın bana anlattığı şekilde anlattım. Ağzı bir karış açık bana bakıyordu. Sonra da "Oha inanmıyorum!!" dedi.

Gerçekten de inanılması zordu. Yatakhane kapısı açıldığında gözlerimiz o yöne çevrildi. Gelen kişi Erdem'di. Üç kişi olduğumuzu görünce gözleri büyüdü ve tam kapıyı açıp geri dısarı çıkacekken "dur!" dedim. Deniz ve İpek ne yapacağımı beklerken Erdem'in yanına gittim. Erkekliğine dizimi geçirdikten sonra "Bir daha öyle birşey yaparsan seni sikerim," dediğimde erkekliğini tutarak "ah," dedi. Sonra da gülerek "Olmayanla mı?" diyerek ekledi. "Anladın sen, anlatmama gerek yok. Ona göre ayağını denk al," dedikten sonra dışarı çıkması için parmağımla kapıyı işaret ettim. O da hala inleyerek dışarı çıktı. Tabii ki bu olay çok büyük bir olay olduğu için müdürün kulağına kadar gitmişti. Erdemi kapı dışarı etmek için güzel bir nedendi. Erdemden davacı olmam istendi ama dava işleriyle uğraşmak istemedim ve sadece tazminat aldım. Polis ve hukuki işlemlere girmedik. Erdem okuldan atıldı ve yıllık okul ücreti iade edilmedi. Üstüne para cezası verildi.

Hele ki bana dokunsaydı çok daha kötü şeyler olacaktı.

************

Aradan iki gün geçtikten sonra bavulumu çoktan toplamıştım. Artık gitme zamanıydı. Burada daha fazla kalamazdım. Herkesten bıkmıştım. Özellikle Can'a hala çok sinirliydim. O sözlerinden sonra...

Herkesle vedalaştıktan sonra bavulumun kulpunu çekip sürüklemeye başladım. Okulun kapısından tam çıkarken bir ses duydum.

"Mine dur, gitme. Seni seviyorum! Hem de çok."

Arkama baktığımda Can olduğunu anladım. Artık herşey için çok geçti. Elveda Yaz Okulu ❤...

Merhaba arkadaslar cok mütüşlü bir bölüm yayımladım. Benim hosuma gitti lnsallah sizinde gider. Lutfen +15 vote gelsin ki daha cabuk yayimlayayim. Sizi cok seviyorum pıtırcıklarım...😘

Yaz OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin