Okulun yolunu tuttuğumuzda evden bavulumu toplayıp tekrar arabaya bindik. Biraz uzun bir yolculuk olacaktı. Sonuçta Beykoz'daydı. Radyoyu açtığımda en sevdiğim şarkıcı (Rapçi) çıktı. Ah bayılıyordum bu adama! Güzel bir şarkısı çıktığında sesini son ses açtım. (Medya) dinlerken Can bana yan yan baktı. Niye öyle bir bakış atmıştı ki?
Can'ın ağzından...
Sancak'ı çok sevdiğini biliyordum. Bir gün sonra konseri vardı ve Mine'nin de doğum günüydü. Tanıdığım bir arkadaşımın arkadaşıydı Sancak. Ona özel bir konser yaptırabilirler yapabilirdim. Doğum günü partisinde Sancak! Gerçekten hayallere yakışacak bir şey. Onu konserine götürmeliydim. En çok mutlu olacağı şey buydu. Aslında Taylor Swift'i de çok seviyordu ama o buraya gelmeyeceği için Sancak'a gidebilirdik. Şarkı bittikten sonra "Harikaydı ya," deyip bana doğru güldü.
Okula geldiğimizde Soner ve Erdem pezevengini gördüm. Hala burada duruyormuydu bu? Soner'in yanına gittiğimde Erdem benden uzaklaştı. Korkması gerekiyordu zaten. "Bu gavatla mı takılıyorsun lan," dedim. Bir an kahkaha attı. "Demek gavat, bu iyiydi," dediğinde kahkaha atıyordu. Ben de ciddi bir şekilde ona bakıyordum. Gülünecek birşey yoktu. "Yok oğlum, öylesine konuşuyorduk," dedi.
Mine'ye baktığımda Deniz'e sarılıyordu. Sanki çoktandır görüşmüyorlar amk. Daha iki gün önce İzmir'den dönerken görüşmüşlerdi. Mine'ye gözlerim kitlendiğinde telefonu çaldı. 'Efendim, anne,' dediğine göre annesiyle konuşuyordu. Ben bu kızı kıskanıyor muydum?
Mine'nin ağzından...
Nedense annem aramıştı. Can da oradan beni izliyordu. Az önce yanımda olan bir insan neden beni izlerki? Çok aşık bu adam bana be.
"Efendim anne."
"Kızım, senin eski arkadaşın Maria varya o geldi. Sizin Yaz okuluna doğru gelecekmiş. Haberin olsun, karşıla kızı,"
Bir bu eksikti. Ama Maria'yı çok seviyordum. 5 yıllık kankamdı. Rusyalı olması da ayrı bir ayrıcalıktı. Çok iyi bir kızdı. İstanbul'da oturuyordu ama Rusya'ya taşınmıştı. O taşınınca çok ağlamıştım. Bir zamanlar hep onla birlikteydim. Şimdi ise Rusya'dan buraya gelmişti. Çoktandır da gelmiyordu.
"Tamam," dedikten sonra Deniz bana meraklı gözlerle bakıyordu. "Eski bir arkadaşım buraya geliyormuş da," dedim. Bana gülümseyip "Aa iyi. Gelsene sınıfa," dedi. Bu saatte sınıfta ne yapacaktık?
Onla birlikte sınıfa gittiğimde "Sana anlatmam gereken birşey var," dedi. Ne anlatacaktı bana? Onu dinlerken konuşmaya başladı. "Dün bir çocuk geldi. Seni sordu. Sonra da gelince haber ver dedi," Kim gelmişti ki? Beni kim sorar?
"Kim? İsmini söylemedi mi?" dedim. O da "Neydi ya? Yunus muydu? Yok yok Yılsak. O da değildi neydi ya..." derken aklıma gelmişti. Yılmaz'dı. Başka kim olabilir ki zaten?
"Yılmaz mı?" diye sorduğumda "Evet, evet Yılmaz!" dedi. Ah Yılmaz benden ne istiyorsun? Burada okuduğumu nereden biliyordu? Bu adam beni deli edecek!
"Eğer birdaha gelirse sakın burada olduğumu söyleme," dedim.
"Kim ki o?" deyince anlatmaya üşendim. "Sonra anlatırım," dedim.
Telefonum çalınca arayan yabancı bir numaraydı. Açtığımda Maria olduğunu anladım.
"Biz geldik, ama seni göremedim."
"Tamam, geliyorum."
Aşağıya inip Maria ve yanındaki çocuğu -Kim olduğunu çıkaramadığım- karşıladım. Maria'ya doğru gidip sımsıkı sarıldım. Gerçekten çok özlemiştim. Yanındaki çocukla da el sıkıştık. "Yanındaki kim?" dediğimde birbirlerine bakıp gülüştükten sonra bana baktı "Erkek arkadaşım," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Okulu
Ficção AdolescenteHayat tesadüflerle dolu bir yerdir. Kader diye bir şey vardır ve siz ne yaparsanız yapın kader sizi bulacaktır. Kaderiniz ya iyi gelişir ya kötü gelişir. Ya mutlu yaşarsın ya sefil... Bu kitap, Mine ve Can'ın hayatı. Bu kitap, acı ve tatlının buruk...