Merhaba arkadaşlar. Öncelikle Kurban bayramınızı kutluyorum. Sevdiklerinizle huzurlu nice yıllara.
Bu bölümde böyle oldu. Sizi seviyorum. Medyaya bakın. Keyifli okumalar...
Liam'ların yanına tam gidecekken ingilizce bir dans şarkısı çıktı. Can kolumdan tutup kaşıyla diğer tarafı gösterirken etrafıma baktığımda neredeyse herkes dans ediyordu. Ben istemeyip "birazdan," dedim. Maria ve Liam, Maria'nın baskısı üzerine dansa çıktı. Bende onları izliyordum.
Bir kaç dakika sonra telefonuma mesaj geldi. Ekranı açtığımda whatsappdan mesaj gelmişti. Whatsappa bastığımda 'Bitanecik Yılmaz abim' yazısını görünce ağzım açık kaldı. "Oha hasiktir!" diye bağırdım. Bizim masada Can vardı ve bir kaç masa daha bana baktı. "Yok birsey," deyip önüme döndüm. Can bana "Ne oldu? Niye bağırdın?" deyince "Ya Yılmaz abim mesaj atmışşş! İnanamıyorum!" dedim. O da "Oha ne yazmış?" derken daha mesajı okumadığımı farkettim.
Mesajı açtığımda "Merhaba. Bir kampanya düzenleniyor. Evli veya sevgili olan çiftler için Almanya/Stuttgrat'ta harika bir yemek düzenlenecek. Ardından konser verilecek. Bilet almak isteyenler menajerimi arayabilir. Numara: 05**********
Not: İki kişiliktir."Okuduğumda bana özel birsey yazmadığını gördüm. Belli ki birçok kişiye gönderiyor ki zaten gidemezdim. Almanya uzaktı, ve benim okulum başlayacaktı. Zaten gitmiştim ve daha gitmeye gerek yoktu.
Can bana meraklı şekilde bakarken telefonu ona verdim ve okumasını sağladım. Gitmeyeceğız biliyorsundur," dedi. Kafamı salladım.
Ona mesaj atsam ne derdi acaba? Aslında denemekte fayda var. Heyecanlı bir şekilde Nasılsın Yılmaz abi?" yazdım ve gülücük emojisi gönderdim.
İki tık çıktı ve internetinin açık olduğunu anladım. Ama adamın işlerin yoğundu ve benim mesajıma bakacak hali yoktu. O yüzden ümitsizce telefonu kapayıp masaya bıraktım.
Güzel bir müzik çıkınca "Hadi dans edelim," dedim. Heryerde dans edenler vardı ve bizde çıktık. Kollarımı boynuna doladım. O da belime doladı. Ya çok seviyorum be! Onla her bişey yapabilirdim. Yapmak istediğim şeyleri de şuanlık yapamıyordum. Ama yapacağımdan emindim. Onun gibi biri yoktu. Çok iyi bir insandı.
On dakikalık danstan sonra saate baktım. 01.10'du. Zaman çok çabuk geçiyordu. Barmenin yanına gidip bira aldım. Orada oturduğum yerde kafaya diktim. Niye içiyorum bilmiyorum ama çok güzeldi.
Can, masada diğerleriyle otururken onunda çok içtiğini farkedip yanına gittim. "Can sen çok içtin. Yeter bu kadar," dedim. "Ya karışma. Zaten çok filan içmedim," dedi. Yaklaşık yarım saat sonra beş kadehi daha bitirmişti. Gecenin geç saatleri olunca yavaşca herkes dağılmaya başlamıştı. Bizde kalktık. Arabayı Can kullanamayacağı için Liam çok içmemişti ve o kullanacaktı. Can'ı tutmaya çalışırken "Yav bırak! Ben gayet iyiyim," dedi, derken bile sarsıldı. Arabaya binip eve geldiğimizde Can direk yatağa atmıştı kendini.
Bende odada üstümü çıkarırken "Yerim seni yavruu," deyip sırıttı. Sarhoş olduğu için hareketleri çok malcaydı.
Pijamamı giyip yanına uzandığımda "çok pis kokuyorsun," dedim. Sonra da ekledim "Git üstünü başını çıkart,"
"Peki, öyleyse," deyip kalktı. Soyunmaya başladı. Tişörtünü çıkardığında görünen kasları beni benden alıyordu. Pantolonunu da çıkarttı. Tam iç çamaşırını çıkarırken "hooop!" dedim. Sonra o da "şaka şaka," dedi. Yanıma yanaştı, koklamaya başladı. Bu gece rahat yokmuydu bana? "Çok hoş kokuyorsun bebeğim," dedi. Ah sarhoşken ne dediğini bilmiyor bu şapşal. Ama gerçekten kendi kokumu seviyorum.
"Hadi yapalım. Bu gece benim ol," derken ona kızgın şekilde baktım. Sanki durumumu bilmiyormuş gibi konuşuyordu. Elimle karın kaslarını ellemekten başka birşey yapmadım. Çok iyiydi. "Neyse benim uykum var, iyi geceler," deyip uyumaya koyuldum. Hemen arkama sarıldı. "Ya niye rahat bırakmıyorsun," deyip ona baktım. Arkama sarıldığı için uyuyamazdım. Çünkü onu hissediyordum. Herşeyini. Öyleyken uyuyamazdım.
"Çünkü çok seksisin," dedi. Ah bunun kafası iyice gitmişti. Sanki çıplak yatıyorum aq.
Zor da olsa uyumaya çalıştım.
***********
Sabah olduğunda kolu her zamanki gibi üzerimi kaplamış bir şekilde yatıyordu. Bu sefer uyanmasını göze alıp ittim. O da uyandı "Ahh siktir!" diye inlemeye başladı. Rüyasında ne görmüş böyle tövbe ya. "Başım çok ağrıyor ahh," dedi ve başının ağrımasından böyle dediğini anladım. O kadar içerse olacağı bu.
"Kalk hadi. Geçer," dedim. Ben dünkü kıyafetleri yerine koyarken o da beni izliyordu. Kalçalarıma baktığını, vücudumu süzdüğünü gördüm. Sonra sırıtarak "Ohh," dedi. Buna ne oluyordu? Sonra da "Yerim be," diyerek ekledi. Dün geceki içki baya kafa yapmış sanırım buna. Sofrayı Maria ile birlikte hazırlayıp hep beraber kahvaltı yaptık.
*************
Sonunda okul günüydü. 19 eylül gelip çatmıştı. Can'da bir gıdım heyecan yoktu ama benim elim ayağım titriyordu. Üstüme beyaz gömlek ve kot şort giydim. Can'da siyah pantolon ve beyaz tişört giymişti. (Medya)
İkimizde çok hoş olmuştuk. Maria ve Liam yarın gideceklerdi. İstanbul'dan ev alacaklardı. Artık burada yaşamayı planlıyorlardı. Kasık ağrım geçmişti ve okula mutlu başlayacaktım. Can'ın elini sıkıca tuttum ve bırakmadım. Arabaya bindik hala sımsıkı tutuyordum. Bu yola beraber başladık, inşallah beraber bitirecektik. Beni bu okulda neler bekliyordu? Neler olacaktı? Olumsuz şeylerle karşılaşacak mıydım? Yanlışı doğruyu boşver yaşa!
+28 Vote ve +10 Yoruma yeni bölüm gelir. Sizi cokk seviyorum. Vote sayısını düşürmesek iyi olur gibi.
❤❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Okulu
Ficção AdolescenteHayat tesadüflerle dolu bir yerdir. Kader diye bir şey vardır ve siz ne yaparsanız yapın kader sizi bulacaktır. Kaderiniz ya iyi gelişir ya kötü gelişir. Ya mutlu yaşarsın ya sefil... Bu kitap, Mine ve Can'ın hayatı. Bu kitap, acı ve tatlının buruk...