Yaz Okulu

BÖLÜM 32 - ÜNİVERSİTE

Merhaba arkadaşlar. Medyadaki bodrumdaki Villadır. Bölüm şarkısı : Taylor swift - wonderland

Keyifli okumalar..

Bölüm (+16) içerik içerir. İstemeyenler okumayabilir.

Alarmım kulağımı sağır ederken, elimle gözlerim kapalı bir şekilde telefonumu komidinde aradım. Bulduğumda yandan kapayıp gözlerimi ovuşturdum. Saat 05.40'dı. Benim hazırlanmam iki saat sürerdi ama üşendiğim için, ve 6 da çıkcağımız için, altıma kot şort geçirip, üstüme de blüz giydim. Saçımı direk tarayıp bıraktım. Sabah sabah makyaj yapamazdım.

Bavulumu sürükleyip, bir iki poşetle kapının önüne gittim.

"Kızım geliceğiz okula başlarken. Hadi Allah'a emanet ol."

Anneme sarıldıktan sonra Hira'yı öptüm. O sırada Can ve Can'ın siyah porshesi kapının önünde durdu. Ah çok tatlı.

Can'a selam verip arabaya oturdum. Yola çıktığımızda baya uzun bir yolculuk olacağını biliyorduk. On beş saat? On iki saat? Yada sadece sekiz saat? Yolun durumu, arabanın hızına bağlıydı.

Hüzünlü şarkılarla başlarken, eğlence katmaya başladık. Maria ve Liam da tatil için bizim oraya, Muğla'ya gideceklerdi. Ponçik bir çiftlerdi. Yakışıyorlardı.

Sık sık iki saatte bir, yol kenarlarındaki kafelerde durup içecek içtik, yemek yedik. Uykulu gözlerini sevdiğim adam (aklıma gene şu şarkı geldi yaw) bana bakıyordu. Gözleri şişik gibi duruyordu ki, sabahın bu saatinde öyle olması normaldi. Benim de gözümden uyku akıyordu. Yorgun, sersem tavuk gibiydim.

Toplam 11 saat süren yorucu yolculuktan sonra nihayet Muğla'nın girişine gelmiştik. Kampüsü bulmamız çok zor olmamıştı. Geldiğimizde ilk işimiz yurt ayarlamak olacaktı ki, Can bunu diyene kadar. "Yurtta kalmak istemiyorum. Bodrum'un oralardan her ne kadar buraya uzak olsa da villa kiralayacağım," dediğinde "Ne gerek var? Yakınlardaki yurtlarda kalırız işte," dedim. Gerçekten gerek yoktu. Ben herkes gibi yurtta kalmak istiyordum. Eğer kiralarsak yolumuz uzun olacaktı.

"Uzatma Mine."

Onun dediğini yapmak zorundaydım. Zaten yapacaktım ama gereksiz yere para harcamasına içim gidiyordu. Yurt neyine yetmiyor ki?

Üniversitenin girişinde kocaman bir kapı vardı. Gerçekten çekici ve büyük bir yerdi. İçeri girip danışma yerine gittik. Yaklaşık yarım saatte kaydımızı yaptırıp dışarı çıktık. Arabaya binmemizle Bodrum'a doğru gittik. Genel olarak hep 'beyaz' evler karşımıza çıkıyordu. Manzara harikaydı. Buraya ilk defa gelmiştim ama çok güzel bir yermiş. Kiralık villa bulduğumuzda şimdilik 1 aylığına kalacaktık. Denize sıfır manzaralı, ve havuzlu bir büyük villaydı.

İçini gezdiğimizde bütün eşyalar yerli yerinde, eve uyum sağlıyordu. Emlakçı gittikten sonra arabadaki bavulları indirip evin içine koyduk. Birçok şey aldığımız için bitmek bilmiyordu. Eşyaları, kıyafetleri yatak odasına girip teker teker yerleştirdim. Yatak çift kişilikti ve ovaldi. Gerçekten büyük bir odaydı ve karşımızdaki manzara masmavi deniz, bir o kadar etkileyici yel değirmenleriydi. İnsan bakmaya doyamıyordu.

Herşeyi yerli yerine koyduğumuzda saat 20.30'du. Kendimi koltuğa atıp dinlenmeye başladım. Bir 'oh' çektikten sonra yanıma Can geldi. Ona bakarken şunları dedim. "Sahi biz ne zaman çıkmaya başladık?" cidden aklımı çok karıştırıyordu ki o bana çıkma teklifi filan etmemişti. "Valla bende bilmiyorum. Biz kendi sinerjimizle sevgili olduk herhalde," deyip gülmeye başladı. "Cidden elektrikleşme yaşandı sanırım bizde," deyip bende güldüm. "O zaman meyve getir de sana sevgili olduğumuzu kanıtlayayım," dedi. Televizyonu açıp, meyve getirmek için mutfağa gittim. Evden aldığım meyveleri masada doğrarken yanıma yine Can geldi. Bu sefer arkadan elini belime dolamış beni kendine çekiyordu. "Dur aşkım, şunları doğrayayım," dediğimde "Boşver meyveyi," deyip beni kucağına aldı. Bir çığlık attım ve beni yatak odasına, oval yatağa yatırdı. Asıl amacının meyve olmadığını anlamıştım. Yavaş adımlarla üstüme çıkarak tişörtünü tek hamleyle çıkardı. Boynumdan öpmeye başlayıp yavaşca dudağıma geldi. Sakin ve tadını çıkararak dudağımı emmeye başladı. Dili ustaca hareket ediyordu ve bu beni çok tatmin ediyordu. Benimde blüzümü çıkarttı ve göğsümden aşağıya göbeğime doğru emmeye başladı.

Bazı bölgelerimin nabız atışları çoğalıp, olmayan ergenlik hormanlarım coşsada bugün olmazdı. Ama şunu açıklayayım ki deli gibi onu istiyordum. Şortumu sıyırıp kasıklarımın kenarlarını öpmeye başladığı an, o bölgem deli gibi kuduryordu. Can'ı herşeyden çok istiyordum. O da pantolonunu çıkarıp beni öpmeye devam ederken tam iç çamaşırımı çıkarıyordu ki "Dur!" dedim. Hasta olduğumu ona söylememiştim. Onu istiyordum ama lanet olsun ki bugün onun olamayacaktım.

"Bir sorun mu var?" dediğinde "Bugün olmaz," dedim. Hala anlamamış gibi bana bakarken "Yoksa beni istemiyor musun?" dedi. Hayır şapşal! Senin içimde olmanı çok ama çok istiyordum. Delicesine hem de! Ama anasını siktiğimin adeti bunu engelliyordu!

"Canım ben bugün hastayım," dedim. Bir iç çekip "Tamam," dedi. Onun da benim hasta olmama içinden yaptığı küfürleri tahmin edemiyordum.

Üstümüzü giyinip terasına çıktık. Büyük ve ferah bir terastı. Çok güzeldi. Manzaraya doyum olmuyordu. Can cebinden sigara paketini çıkarıp içinden bir dal aldı. Tam koyarken sigara paketini elinden alıp bende içinden bir tane çektim. "Senin ciğerlerinin yanmasını istemiyorum Mine!" dediğinde ona bakıp "Senin ciğerlerin yanacaksa benimkiler de yanacak o zaman," dedim. Çok da umrumda sanki. Öyle bakakaldı bana. Bu yolda berabersek herşeyi beraber yapmalıydık. Ben ona güveniyorsam o da bana güvenmeliydi.

"Yarın Maria ve Liam gelecek buraya," dediğimde bana döndü göz devirerek "Onlar ne arıyor burada?" dedi.

"Ya tatil için geliyorlar. Beraber takılcaz işte." dedim. Bana tek kaşını kaldırarak baktığında Nr bakıyorsun öyle?" dedim. O da "Ben belki başbaşa yalnız kalmayı istiyorum?" dedi. Çapkın şekilde dururken "O işi unut! Burada hiçbir şey yapmayacağız tatlım," deyip salona doğru yürüdüm. Adeta içinde bir azgın kurt yaşıyordu.

+28 vote ve +15 yoruma yeni bölüm gelir. Bi önceki bölüm 28 vote olmamıştı ama sizi kıramadım ona göre bu sefer 28 i beklerim.

Sizi seviyorum...❤

Sogukbalikk.