Bölüm 19/ Veda +18🔥

2.4K 45 3
                                    




Arabada süren sessizlik ve önümüzde uzanan yolun uğultusu kulaklarıma dolarken ben oturduğum yan koltuktan bakışlarımı Leonardo'nun yüzüne çevirdim.

Suratında hiç bir mimik oynamazken , ne düşündüğünü belli eden en ufak bir ipucu bile vermiyordu bana.İleri gitmiştim... bu sıradan bir hafta sonu kaçamadı derken ileri gitmiştim ama ne önemi var...

Şuan ondan özür dileyip boynuna sarılsam, dudaklarının arasında eriyip gitsem ne fark edecek... o ve ben... hayatlarımız bile bambaşka.

Bunu dile getirmiyor ama bambaşka...Hiç oturup konuşmadık ama biliyorum, hissediyorum.Kişisel hayatımda bir silah sesini bile duymam mümkün değilken az önce tüm ev başıma yıkıldı. Korkusu hala içimde bir yerlerde dolanıyor fakat yan koltuğumda ki adam için bu oldukça sıradan bir şey...

Aramızdaki bu çekimin yada onun bana nasıl hissettirdiğinin ne önemi kalır ki, biz bir arada yapamayacak iki insanız işte.

"Üzgünüm Flora." Dedi.

Avuçlarının arasında sıktığı direksiyonla saatlerdir ilk kez çene kası geriliyor ve bana hissettiği duygularla ilgili bir ip ucu bırakıyordu.

"Yaşadığın her şey için üzgünüm, duydukların ve görmek zorunda oldukların için. " sesi boğuk bir tınıyla kulaklarımda dolandı.

"Düşünmem gerekirdi. Senin sınırlarını ön görüp senden uzak durmam gerekirdi. Yapamadım..." ağırca yutkunduğunda söylediği şey genzimi sızlattı.

"Ben bencillik ettim, seni kendim için isterken bencillik ettim..." koyu lacivertleri yüzüme döndüğünde bilye gibi parlayan çekik gözleri yüzümde dolandı.

"Ama bundan sonra bir sıkıntı yaşamayacaksın... inan bana." Buruk bir gülümseme ile küskün bir çocuk gibi baktı bana.

Küstüğünü saklamaya çalışan başarısız bir küskün çocuk gibi.

"Umarım beni kısa sürede ardında bırakırsın, sana yaşattığım şeyleri... bir hafta sonu kaçamağı böyle pahalıya mal olmamalıydı." Kıvrılan dudakları ve hafifçe titreyen kirpikleriyle yüzünü benden terse çevirdi.

"Leo ben..." ne diyecektim ki, ne kadar kırıldığını görürken ne diyebilirdim.

Araç mahallemin ıslak sokağına girdiğinde usulca apartmanımın önünde park etti.

"Leo..." elim kapı kulpuna uzandığında bakışlarım yüzüne döndü.

"Her şey için teşekkürler, bana yaşattığın her bir güzel duygu için..." dedi.

Genzim sızlarken ona söyleyecek bir şey bulamadığım için hızla indim araçtan ve koşarak açık apartman kapısından içer girdim. Gözlerim doluyor genzim deli gibi yanıyordu. Anahtarımı çıkarıp daire kapısını zar zor açtım ve kendimi içeriye bırakarak kapıyı hızla kapattım.

"Lanet olsun!" Kol çantamı öfkeyle ileriye savurduğumda kalbimin üzerinde kuvvetli bir ağrı beni, kalp spazmı denenilecek kadar kuvvetli bir sıkmayla nefessiz bıraktı.

Dizlerimin üzerine yere çöktüm ve sırtımı arkamdaki kapıya yasladım. Kalçalarım soğuk zemini sararken ben yanaklarımı yakan yaşlarla saniyeler önce vedalaştığım adamı özlemeye başlıyordum...

Delirdim mi ben... neyim var benim..Gerçeklik algımı kaybettim sanki ne oluyor bana!

Sırtımdaki kapı hafifçe titrediğinde kulaklarımda dolanan kapı tıklatma sesiyle yüzümdeki yaşları şaşkınlıkla sildim. Ve hızla ayağa kalktım.

Gelenin Leo olduğunu düşünerek açtığım kapıyla geri çekildim.

"Flora..." Leo yüzündeki yorgunluk ve omuzlarındaki çökmeyle içeriye doğru büyük bir adım atıp beni belimden kavradı.

Sırtımı sertçe arkamdaki daire kapısına geçirdiğinde, büyük bir gürültüyle kapanan kapının üzerine bendenimi yapıştırdı.
Alnını benimkine yasladığında aldığı hayvansı hırıltılar ve kararan gözleri yüzümde dolandı.

"Bunu yapmamam gerekiyor..." yaralı bir hayvanın acılı  iniltisini andıran tıslamasıyla dudaklarıma sertçe yapıştı. Beni kapıyla arasında ezerken elleri eteğimin altından bacaklarımı yalayarak kadınlığıma yükseldi.

"Bunu yapmamam gerekiyor..." sert öpüşlerinin arasında kendi kendine sayıklar gibi yaptığı tekrarla beni bedeninin yardımıyla yeniden kapıya geçirdi.

Elleri yukarı sıyrılan eteğimin altından tangamı bulduğunda, küçük bez parçasını kolayca kenara itip büyük parmaklarını içime ittirdi.

"Ahhhh..." ellerimi boynuna sardığımda zevkli bir kasılmayla kadınlığımdaki parmaklara bastırdım kalçamı.

"L-leo..." adını inlemek tüm hücrelerimi harekete geçirdi.Göğüs uçlarım sertleşti ve içimdeki parmakların üzer zevk suyumla kaplandı.

"Veda etmem gerekiyor... sana veda..." dudaklarımı açlıkla emen dişler yavaşça çeneme kaydığında dişlerinin arasında baskıladığı çenemi sertçe ısırdı.

"Ssshhh..." acıyla inledim.

Kulaklarımda dolanan fermuar sesiyle beklemeden içimdeki parmakları dışarı çekti ve ellerinde küçük kalan kalçalarımı avuçlayıp beni kucağına aldı, yaptığı hızlı bir hamleyle iri aleti dar kadınlığımı delip içeri girdi.

"Ahhh siktir! Acıdı..." gözlerim acıyla dolarken sırtımı kapıya yasladı ve beni acımasızca s*kmeye başladı.
Her bir darbe gömleğimin altındaki göğüslerimi zıplatıyor ve beni kan ter içimde sancılı bir iniltiye itiyordu.
İçimi yırtarcasına köklediği erkeklik ağlamama ve avaz avaz bağırmama sebep olurken , dışarıdan duyan biri diri diri yakıldığımı sanar diye düşünmeden edemiyorum. Oysaki zevkle dolduruluyor ve kadınlığımın içindeki erkekliği açlıkla kavrıyorum.

"Sikiyim kızım sıcacıksın! Sıcacıksın!" Dişlerinin arasından öfkeyle hırlarken içime girişleri hızlandı ve beni bir şişme benekmişim gibi kapıda sabitleyerek duygusuzca s*kmeye devam etti.

Öyleki ona doğru uzanan kollarımla sarılmak ve teninin sıcağını hissetmek istiyordum ama o ellerini hızlı bir hamleyle başımın üzerinde birleştirip alnını alnıma bastırdı.

"Dokunmayacaksın! O ellerin tenime değmeyecek... bendem böyle kolay vazgeçebilen bir kadının tenime duygulu dokunuşlar bırakmasına izin vermem!" Ardından bir sarsıntı daha, yumurtalıklarımı zorlayan, kadınlığımı sızlatan ve darlığımı kamçılayan.

"L-leo..." muhtaçlıkla dudaklarına uzanan dudaklarımı kafamın üzerinden geri çektiği eliyle kapattı.

Nefes alışlarım avuç içinde kısıklaşırken o gözlerime öfke ve şehvet karışımı bakışlar bırakarak beni delik deşik etmeye devam etti.

Titremeye başladığımda bacaklarımın kasıldığı ve benden bağımsızca hareket ettiğini hissediyordum.. beline sarılı olan dizlerimin bağı çözülürken zevk sularım içimdeki erkekliğin ansızın çıkması ile sert bir püskürtmeyle yerdeki parkelere saçıldı.

"Ahhh siktir... siktir..." daha önce böyle boşalmak bir yana böyle boşalabildiğimi bile bilmiyordum.Şimdi Leo beni yere ayaklarımın üzerine bıraktığında Fermuarını sertçe çekti ve öldürücü Lacivertlerini yüzümde gezdirdi.

"Hoşçakal..." erkeksi hırıltısı nefes nefese kızaran yüzünden beni bulduğunda neye uğradığımı şaşırıyordum.

Gidiyor mu... gerçekten gidiyor mu?

Daire kapısını açıp çıktığında kasılan bedenim ve ayak parmaklarımın içinde yüzdüğü yerdeki zevk suyumla bir başıma kaldım.

Sanki canım çekiliyor, ruhum sızlıyor ve bir çok duygu aynı anda ruhumu sarıyordu..

EFENDİMİ ARARKEN / +21 (çizgi studioda devam ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin