İçimden çıkıp geri çekildiğinde kadınlığımın alev alev yandığını ve zevkle kasıldığını hissediyordum.Sularım kalçama doğru akıp ceviz ağacından masanın üzerinde tatlı bir ıslaklık yayıyordu.
Bedenim az önceki kontrolsüz sevişmenin getirisi ile deli gibi titriyor , bacaklarım kilometrelerce koşmuşum gibi boşalıyordu.
Sırtım hala masada uzanırken Gözlerim büyük ofisin tavanında dolandı, nefeslerim kontrolsüzce dudaklarımdan dışarıya hücum ediyor ve beni sakinleşmeye ikna etmeye çalışıyordu.
Odanın içinde duyduğum dengesiz nefeslerin diğer sahibi Leo'ydu. Fermuar kapanma sesi duyduğumda, başımı yavaşça kaldırdım ve odanın ortasında kıyafetlerini düzelten adamı izledim.
Dirseklerimi masaya yavaşça dayadığımda uzandığım masada doğruldum ve yavaşça kalktım üzerinden.
Ayaklarım yere bastığında titreyen diz kapaklarımla dik durmakta büyük bir güçlük çektiğimi hissediyordum.
Tangamı düzeltip ıslaklığıyla üşüyen kadınlığımı örttüğümde Kendimi yavaşça solumdaki deri koltuğa bıraktım. Bakışlarım yeniden Leonardoya döndü. Bakışları bir kaç saniye üzerimde gezindiğinde beklemeden arkasını döndü ve odanın kapısını açtı.
"Ne oluyor?" Kaşlarım şaşkınlıkla çatıldığında içeriye giren güzel bir kadın Leo'nun açtığı kapıdan geçti ve odaya girdi.
"Bize iki viski getir." Adımları masaya doğru dönerken çoktan kendi koltuğuna oturmuştu bile.
Bense içeriye giren kadının üzerinde şaşkınlıkla gezdirdim gözlerimi. Genç kadın odanın köşesinde duran mini bara doğru ilerledi ve raftan iki kristal bardak çekti.
"Flora."
Leonardonun seslenişi ile, kızın üzerindeki gözlerim zar zor onun yüzüne döndü.
"Efendim..." bakışlarım can alıcı lacivertlerine döndüğünde, oturduğu patron sandalyesini öne doğru itti ve ellerini masaya yasladı. Az önce üzerinde seviştiğimiz masaya...
"Nasıl hissediyorsun?" Bakışları bacaklarıma döndüğünde bende bakışlarımı o tarafa çevirdim. Bacaklarımın titrediğini henüz anlıyordum, benden bağımsızca minik kramplarla titriyor ve üst üste yaşadığım orgazmın izlerini taşıyordu.
Önümdeki küçük masanın üzerine bırakılan viski bardağı ile bakışlarım servisi yapan kıza döndü.
Leonardonunda bardağını önüne bıraktığında beklemeden çıktı odadan. Kapı ardından kapandığında şaşkın bakışlarım Leoya döndü.
"Neydi bu şimdi. Bizde alabilirdik bir bardak viskiyi, sevişmenin hemen sonrasında birini görmek çok tuhaf..." uzanıp bardağı avuçlarıma aldım ve bacaklarımı titremesini engellemek için üst üste atarak birleştirdim.
"Adı Eva, kendisi yeni kölem olur." Uzanıp bardağını aldı ve oyalanmadan dudaklarına yasladı. Bense duyduğum şeyin şokuyla elimdeki bardağı avucuma bıraktım.
Gözlerim Leonun gözlerine döndüğünde kalbimin ortasında bir kırılma sesi duydum. Genzimi sızlatan ve beni hesap sormam için zorlayan bir öfke...
Leonardo ise bardağı dudaklarından geri çektiğinde bakışları masada tutundu. Bana bakmamaya yeminli gibiydi.
"Kölen öyle mi?" Titreyen ses tellerimi tek tek koparmak isterdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFENDİMİ ARARKEN / +21 (çizgi studioda devam ediyor)
Romance" lütfen! Flora, bana İsmimle seslenme." Uyarıcı sesiyle çenesinin gerildiğini hissedebiliyordum. "Ne dememi beklerdin? Adın bu değilmi." Hızla tezgahın üzerine zıpladım ve oturdum. Bacaklarım aşağıya sarkarken bakışları kısa şortta tutundu. "İsmim...