Bölüm 33/ Beni Anla

1.2K 74 11
                                    

Hemen önümde durmuş, aldığı derin soluklarla gözlerinde saklanan öfkeyi barizce önüme seriyordu, havaya kaldırdığı elini sertçe tezgaha geçirdiğinde korkuyla sıçradım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hemen önümde durmuş, aldığı derin soluklarla gözlerinde saklanan öfkeyi barizce önüme seriyordu, havaya kaldırdığı elini sertçe tezgaha geçirdiğinde korkuyla sıçradım.

Yumruğunun kurbanı olan kesme tahtası ile, Dakikalardır doğradığım pırasalar etrafa saçılırken korkuyla geri kaçtım.

Ardından bir biri ardına inen yumruklar tezgahın üzerinde ne var ne yoksa etrafa savuruyor, kırılan eşyaların sesi mutfağı salona bağlayan o boşlukta yankı yankı çoğalıyordu.

"Aaaaa!" Bağırışı kulaklarımı zorlarken ellerimi korkuyla kulaklarıma bastırıyorum ama o durmuyor.

Ada tezgahının onun tarafında duran sandalyelerini büyük bir öfkeyle kavrayıp yere çarpa çarpa parçalıyor ve etrafa saçılan kıymıkları umursamıyor.

"L-leo..." ağlayan sesimle titrek fısıltım darma dağın olan evin içinde duyulmuyordu.

"Aaaa!" Tekmeleri etrafa savrulurken öfkeli bağırtısı, tanıdığım o hayvansı boğukluğa ulaşıyor..

Yanaklarım sıcak yaşlarla kaşınırken ben karnımdaki kasılmayla dizlerimin üzerine düşüyorum.

Kulaklarımdan inen ellerimle karnımdaki hareketliliğin etrafını sarıyor ve içeride deli gibi korkan bebeğimi sakinleştirmeye çalışıyorum.

"Lütfen dur..."

Bağırışlarıyla iç içe geçen öfkesi, evin içinde kırılabilecek her şeyin üzerinden çıkarken ben çaresizce oturduğum zeminde ağlıyorum.

Korkmuyorum...Ondan korkmuyorum... çünkü yine aynını yapıyor...Onu gördüğüm son gün arkamdaki duvara saldıran adam şimdi evimden çıkarıyor hıncını...

Canım yanıyor ama bunun sebebi onda gördüğüm can acısından kaynaklı.

Ruhunu saran karanlıkla bunca zaman tek başına baş etmişliğin getirdiği öfkeyi gözlerimin önüne boşaltıyor.

"Neden lan ! Neden lan! Bize bunu neden yaptın."

Tekmesi orta sehpaya doğru havalandığında üzerindeki camın tuzla buz olarak yerde parçala ayrılışını izledim.

"Ö-özür dilerim..." karnımdaki kasılma ve ağlamalarımın arasında bulduğum o boşlukla bağırdım.

Gücüm yettiğince yüksek bir feryatla. Beni duyabilmesi için olabilecek en yüksek sesle.

"Özür dilerim lütfen dur artık... özür dilerim..." hiç bir işe yaramayacak ama özür dilerim...

Bağırtımla durduğunda bakışları yerde dizlerinin üzerine olan beni buldu.

Bakışları dolmuş bir parlaklıkla yüzümde tutundu, ardından usulca karnıma indi... kollarımın arasında sıkıştırdığım ve sakinleştirmek istediğim bebeğime... bebeğimize...

"L-leo..." ağlayarak buruşan yüzüm, yalvarır bir ifade ile yana eğilen başımda onu buldu.

"Leo, bilmiyordum..." yanaklarımı yakan yaşlar çenemden sıyrılıp üzerimdeki geceliği ıslatıyor ve Özlediğim Lacivertleri beni bulduğunda içimdeki özlemi şahlandırıyor...

Lanet olsun, gel yanıma...Yalvarırım gel ve al beni kollarına... kokun genzimi doldursun, bedenim özlemini gidersin... ruhumun acısını dindir...
Yalvarırım yanıma gel... Leo yanımıza gel...

"Hayatımı siktin... benim Hayatımı siktin..." başı iki yana sallanırken boğuk sesi titrekçe yayıldı evin içinde.

İri bedeni kırılan dizleriyle onu az önce param parça ettiği cam kırıklarının üzerine düşürdüğünde elleri kucağına düşüyordu.

Acıyla bakan gözlerinden bir damla yaş yavaşça aktı kavisli çenesine doğru.

"Her şeyimi aldın... tüm hayatımı çöp ettin... kalbimi parçaladın! " elleri havaya kalktığında kıvırdığı parmaklarına bakarak acıyla hırladı "O küçük parmaklarınla senin için atan kalbimi paramparça ettin..." şimdi gözleri ellerinden bana döndü.

"Beni kullanan ilk kadındın Flora! Aptallığımı suratıma vururken oldukça eğleniyor gibiydin..." yüzünde ruhsuz bir gülüş oluşurken elleri yavaşça indi kucağına.

Cam kırıklarının üzerine bastırdığı elleriyle yerden aldığı destekle ayağa kalktı.

İri bedeni salonumun ucunda bir gökdelen gibi yükseldiğinde kendimi çaresizce açıklama çalıştım.

"Öyle değil... değil..." ağlamalarım hıçkırıklarla bölünürken başımı hızla iki yana salladım. "Canım yanmıştı... canım çok-"

"Frank!" Bağırışıyla içeriye giren iki adam konuşmamı yarıda kesmeme sebep olduğunda, Frank emir bekleyen bir ifade ile Leonardonun yanında durdu.

"Alın!" Hayvansı hırıltısıyla ıslak Lacivertler beni işaret etti.

Ardından iki adam üzerime doğru hızla gelmeye başladı.

Korkuyla geri çekildiğimde bağırışım Leoyu buldu.

"Hayır... hayır Leo... hayır!" Kollarım sert eller tarafından tutulduğunda ayaklarım yerden havalandı.

"Yapma! Leonardo dinle-"

"Ne sandın! Karnında benim bebeğimi taşırken benden kaçabileceğini sana düşündürten neydi! Söyle bana! Yaptığın onca şeyden sonra onuda ellerimden almana izin verir miyim!" Hayvansı hırıltısı sıktığı dişlerinin arasından beni buldu.

"Seni benden ne koruyacaktı! Sanık korumamı! Seni benden hiç bir şey koruyamaz Flora! Bebeğimin varlığını öğrendiğim ilk günden beri peşindeyim! Aylardır! Bir fare gibi saklanışının haberlerini alıyordum! "

"Senden kaçmadım... ben kaçmadım..."titrek sesimle çaresizce kendimi açıklamaya çalışıyorum .

"KAÇAMAZSIN LAN ! Benden zaten Kaçamazsın!" Bağırtısı üzerime öfkeyle yağarken, ağlamaktan bulanıklaşan gözlerimi kırparak görüşümü netleştirmeye çalıştım...

Bakışlarımı beni öfkeyle izleyen Lacivertlere çevirdiğimde, üzerimde usulca gezişi tenimi sızlatıyor... Lanet olsun böyle olmamalıydı... nasıp olmalıydı bilmiyorum ama böyle olmamalıydı...

"Leo... ben sana gelecektim... sana gelecektim.." başım çaresizce iki yana sallanırken hızla üzerime doğru gelip yüzümü iri parmaklarının arasında sıktı.

"Kendini yorma Flora! Uzun bir zaman benimle olacaksın! İstemediğin kadar yalvarabilirsin! Kendini açıklayıp sızlanabileceğin günler oldukça fazla! "

Sıcak avuçlarının arasından serbest bıraktığı yüzümle bakışları kollarımı tutan adamlara döndü.

"Canını yakmayın!" Verdiği emirle bedenim bir poşet gibi usulca çıkarıldı evden.

"L-leo.." fısıltılı sesimle araca doğru çekiştirilmeye devam ederken başım omuzumun üzerinden geriye döndü. Onun arkamdan bana baktığını görüyordum.

EFENDİMİ ARARKEN / +21 (çizgi studioda devam ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin