Nefesleri yüzümü okşarken, yanaklarındaki yaşlar usul usul akıyordu çenesine doğru.
"Oynama benimle artık. Oyuncak ettin ellerinde oynama..." isyankar fısıltısıyla sırtımı yasladığım kapı sertçe tıklatıldı.
"Efendim misafirleriniz ayrılıyor." Dışarıdaki korumanın sesi bize ulaştığında Leonun dudaklarımın üzerindeki dudakları geri çekildi ve iri elleri yanaklarındaki yaşları öfkeyle yüzünden uzaklaştırdı.
"Beni bekle. Burada! Geleceğim bekle."
Hızla kapıya yöneldi ve beni geri çekerek açtığı kapıyla çkıp gitti. Göğüs kafesimin içindeki kalbim deli gibi atarken ben, onsuz geçen günlerin üzerine böyle yakın olmayı ne kadar özlediğimi şimdi daha iyi anlıyordum.
Nefesinin sıcağı henüz yüzümde soğumamış ve baş döndürücü kokusu genzimden silinmemişti. Tedirgin bakışlarım kapıya döndü.Bekle demişti. Bekle...
Yine aynısı oluyor.. lanet olsun yine aynısı oluyor...Geri geldiğinde tüm irademi kontrolüne alacak ve beni bu bilinmezlik girdabına çekecek.
"Ama çekilmek istiyorum! Lanet girdap beni yutsun ve gerekirse ölümüme sebep olsun ne önemi var. Onsuz geçen bir buçuk ayın üzerine evim kurşunlanmamıştı da ne olmuştu. Yaşadığımı bile hissetmeden bir ot gibi zamanın içinde süzülüp durdum."
Kendimi ikna etmek için elimden geleni yapsamda bu adamın birini kolayca öldürebildiği gerçeğiyle baş edemiyorum... lanet olsun biriniz toplumcu şiirler yazarken birimiz dünyaya küfürler saçıyor...
Kararımı verdiğimde gitmenin benim için en doğru olduğunu biliyordum.
Gitmem gerekiyordu... ondan uzağa...Kendimden uzağa...
İnsan kendinden uzağa gidebilir mi...Açtığım kapıyla beklemeden koridora bıraktım kendimi.Adımlarım birbiri peşine hızlanırken beklemeden kalabalık kulübün içinden geçip ana kapılara yöneldim.
"Gitmek istemiyorum..." durdum.
Kapıyla aramda bir kaç adım varken, başımı omuzumun üzerinden geriye çevirdim.
Kulübün içinde dolanan bakışlarımla kulise geri dönüp Leonardoyu beklemek istedim. Sonrasında ne olacaksa olacaktı bugün onunla olmak istiyorum... bugün onun olmak...
"Yapamam... yeniden olmaz..."
Önümdeki bir kaç adımıda attığımda açtığım büyük kapılardan dışarı attım kendimi.
Duramazdım...Duramazdım, ne ben durabilirdim, nede o değişirdi.O değişmezdi bende duramazdım.Bir peri masalı değildi bu, bir aşk romanı değildi.Gerçekti, hayatın gerçeğiydi...
Leonardo olduğu adamı terk edemezdi, bende o adamın karanlığıyla yan yana bulunamazdım.
Adımlarım ana yola dönerken kaldırımdan ileriye doğru bir adım atıp bana doğru gelen taksiye elimle durmasını işaret ettim.
Önümde duran arabanın arka kapısını açıp hızla içeriye yöneldim.
"Nereye?" Kapattığım kapıyla, taksiceye büyük annemin evinin adresini verdim.
Üzerimdeki jartiyerle beni gördüğünde düşüp bayılacaktı ama şu an eve gitmek Leonardonun kollarına gitmekle aynı şeydi.
Gelecekti biliyorum... beni bulamadığında evime gelecekti. Ama onu şu an görmek sadece işimi zorlaştırır..
Aracın arka koltuğunda kendimi saldığımda dakikalar içinde büyük anne Rolly'nin evine yaklaşıyorduk, kabanımın cebindeki telefonum titrediğinde irkildim ve uzanıp telefonu çıkardım.
Arayan Leonardoydu. Yüzümde buruk bir tebessüm oluşurken acıyla fısıldadım. "Bizim için en iyisini yapıyorum sevgilim... inan bana..."
"Geldik efendim." Taksi büyükannemin kapısında durduğunda taksiciye beklemesini söyleyerek aşağıya indim.
Acelesi adımlarla ana kapıya doğru ilerlediğimde aceleyle tıkladım kapıya.
Bir dakika sonra açılan kapıyla büyük anne Rolly uykulu gözlerle beni süzdü. "Güzel Floram burada ne işin var..."
"Taksinin ücretini ödemem gerek ve, yanıma hiç para almadım..." yüzümdeki buruk tebessümle büyük annemin yolda bekleyen taksiye çevirdiği gözleri merakla üzerime döndü.
"İçeri gel... hallederiz." Gülümseyerek arkasını döndüğünde ağırca askıdaki çantasına doğru ilerledi, cüzdanından çıkardığı yüz doları bana uzattığında beklemeden çıktım evden ve taksiye doğru ilerledim.
Uzattığım paranın üzerini kısa sürede geri aldığımda daha fazla dışarıda kalmak istemediğimi biliyordum.
Adımlarım eve döndüğünde Rolly'nin çoktan salondaki televizyon koltuğuna kurulduğunu görüyordum. İçer girip kapıyı kapattım ve adımlarımı salona çevirdim.
Avuçlarımda ki telefon titremeye devam ederken Leo aramaya devam ediyordu.
"Gel bakalım." Bana yanındaki koltuğu gösterdiğinde titreyen çenemle o tarafa ilerledim ve usulca çöktüm.
"Kabanını neden çıkarmıyorsun?" Sorgulayıcı gözleri tvdeki talk showdan bana döndüğünde sıkkın bir nefesle üzerimdeki kabanın ipini çözdüm ve düğmelerini açtım.
Gözleri üzerimdeki jartiyerde gezindiğinde sinsice kıkırdadı. "Siz gençler gerçekten tuhafsınız, bizim zamanımızda biri seni bununla görse içindeki şeytanı çıkarmak için ayin yapardı.
" Söylediği şey beni alayla güldürdüğünde bıkkın bir nefes verdim.
"Belki senin güzel pijamalarından birini benimle paylaşırsın." Alaylı sesimle başıyla içeriyi gösterdi.
"Dolabın yerini biliyorsun. Gidip üzerine bir şeyler giy ve gel, seni bu saatte buraya getiren şey ne merak ediyorum..."
Söylediği şeyle sessiz bir nefes çektim içime, onunla konuşmak bir çok açıdan rahatlatıcıydı, bunu geçmişte sık sık yapardık ama şimdi, Leo'yu ona nasıl anlatabilirim... bir adama aşık oldum ve katil nasıl derim...
"Hemen geleceğim.." kalktığım koltuktan adımlarımı yatak odasına çevirdim. Çocukluğum bu evde geçmişti, her bir köşesini ezbere bilirim...
Ellerimin arasındaki telefona gelen mesajla bakışlarım ekrana döndü.
Leonardo: Bekle dedim sana! Beni bekle dedim! Siktiğimin telefonunu aç beni böyle bırakamazsın! Sana geliyorum Flora bana bunu yapamazsın... bir açıklama istiyorum. Bana bir açıklama yapacaksın.
Yorgun bir nefesle ekranı kilitledim ve gardroba doğru ilerledim.
![](https://img.wattpad.com/cover/363605741-288-k717925.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFENDİMİ ARARKEN / +21 (çizgi studioda devam ediyor)
Romance" lütfen! Flora, bana İsmimle seslenme." Uyarıcı sesiyle çenesinin gerildiğini hissedebiliyordum. "Ne dememi beklerdin? Adın bu değilmi." Hızla tezgahın üzerine zıpladım ve oturdum. Bacaklarım aşağıya sarkarken bakışları kısa şortta tutundu. "İsmim...