Bakışlarım kulübün içinde dolanırken gözlerim az önceki sert suratı arıyordu ancak az önceki görsel şölenden geriye hiç bir şey kalmadığım anlıyordum... oturmaktan sıkıldığımda bobo'nun bana tarif ettiği arka odalara doğru ilerlemeye karar verdim.etraftaki manyakların dikkatini çekmeden kalabalığın arasından yavaşça ilerledim ve uzun loş koridor boyunca tedirgince yürüdüm.
Kulağıma çarpan inilti sesleri ve hafif müzikle önünde durduğum ilk odanın kapısını açtım ve içeriye girdim.
Odanın ortasında duran bir sedyeye bağlı bulduğum Bobo'yu gördüğümde ağırca yutkundum ve sessizce içeriye girip kapıyı kapattım.
Duvar kenarında sıralı şekilde duran koltuklarda oturan dalgın adamlar tüm dikkatlerini odanın ortasındaki gösteriye vermişlerken duvara yasladığım sırtımla dikkat çekmemeye çalışıyordum.
Bobonun bedeninde dolanan iri parmaklar ve arkadaşımın zevkten kıpkırmızı olan yüzü utanmama sebep olduğunda, sedyenin etrafında dolanan Dominant 'ın elinde tuttuğu buz kütlesini, Bobo'nun boynundan aşağıya doğru kaydırışını izledim.
Kasıklarım ansızın alev alırken, içimde uyanan şehvet utanmama sebep oluyordu. Öncelikle o benim arkadaşımdı ve sonralıkla bu hiç normal değildi. Bir kadını ellerinden ve ayaklarından bağlayıp onunla böyle oyunlar oynamak berbat bir şey, neden buna izin veriyor anlamıyorum...
Bu mekandaki itaatkar kadınlar ve itaatkar erkeklerin dertleri ne bilmiyorum...
Cinsiyet fark etmeksizin tüm kontrolü başka birine bırakmanın nesi böyle tahrik edici olabilir ki.
Sol tarafımda duran gölge ile bakışlarım usulca o tarafa döndü. Karanlık odada, yalnızca ortadaki sedyeyi aydınlatan loş mavi ışık dışında hiç bir aydınlatma olmamasından kaynaklı, yanımdaki silüetin yüzü belli belirsiz görünürken ben bunun Leonardo olduğunu anlamıştım.
Kalbim öyle hızlı atmaya başladı ki, kuruyan boğazım ve kasılan bedenimle onun beni görmediğini umarak utançla başımı yere eğdim.
"Bobo'mu?"
Kulağımın üzerinde hissettiğim sıcak nefesle hızla yüzümü Leonardo'ya döndüm. Beni tanımıştı ve buda yetmezmiş gibi - boşuna saklanma seni gördüm- demek istiyordu.
"A-anlamadım..." dedim fısıltıyla.
Odadaki iniltiler ve ıslak öpüşler bizim fısıltılarımızı bastırdığı için şanslıydık. Çünkü gösteriyi dikkatle izleyen tüm bu insanların sesimizden rahatsız olması içten bile değildi.
"Arkadaşın. Bobo'mu? " lacivertleri gözlerimin üzerinde sakin bir baskınlıkla gezinirken böyle yakından konuşmak yüz hatlarını daha net görmeme sebep oluyordu.
"Evet... o - benim arkadaşım..." utançtan yanaklarım kıp kırmızı olmuştu fakat neyseki ortam karanlık ve bunu göremez..
"En iyi kızlarımdan biridir. Arkadaşı olduğun için şanslı olmalısın." Baskın tonlaması, kasıklarımda sıcak bir elektrik dalgası yayarken ağırca yutkundum.
"N-nasıl yani... siz ve o..." şaşkın sesimle Bobonun bu adamla arasında bir şeyler mi var diye sorgulamadan edemedim.
Eğer öyleyse bu benim için daha da utanç verici bir şey olurdu. Kız arkadaşımın sevgilisine karşı bir çekim hissetmek mide bulandırıcı...
"Hayır, çalışanlarımla asla yakınlaşmam. Kızlarım dediğim için sorguluyorsan eğer, burada çalışan her kız benim kızımdır. Güvenlikleri ve mutluluklarıyla ben ilgilenirim."
'Benimle de ilgilenebilirsin...'
"Anlıyorum..." rahat bir nefes çektim ve sırtımla beraber başımı da duvara yasladım.
"Bu tür şeylerden hoşlanmadığını söylemiştin. Fakat görüyorum ki izlemek zevk veriyor." Kinayeli sesiyle yüzüm yeniden onun karanlık cazibesine döndü.
"Sadece, belaya bulaşmamak için buraya geldim. İzlemekten zevk almıyorum... bana sorarsan onlarda bunu yapmaktan zevk almıyorlar, sadece her birinin bastırılmış travmaları böyle karşılık buluyor."
"Yani sen şimdi diyorsun ki, buradaki itaatkar ve Sahip olan her kadın yada her erkek aslında psikolojik bir buhranın içindeler." Alaylı sesiyle bıkkın bir nefes verdim.
"Yani beni yanlış anlama ama, zevk almaktan anladığım tek bir şey varsa o da tüm kontrolün bende olmasıdır. Bana bu zevk verir..."
"O zaman bir sahibesin..."
"Hayır... hayır kesinlikle hayır, hiç bir erkeği kırbaçlamak istemiyorum aslında yatakta baskın olan adamları severim fakat bilirsin işte- bu biraz tuhaf... kimse beni çarmıha geremez yada ne bileyim ellerimi bağlayıp boynuma bir tasma geçiremez, bu çok aşağılayıcı, ve- ve böyle emre uymanın neresi seksi?"
Sert bir nefes aldığımda , sorgulayıcı bakışları yüzümde gezindi, bir şeyler demesini bekledim fakat tek kelime etmedi.
Bunun aksine geri çekildi ve sessizlik içinde odadan çıktı.
İçinde bulunduğum durum kafamı karıştırırken ben az önce aramızdaki bu ansızın başlayıp ansızın biten sohbete bir anlam veremedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFENDİMİ ARARKEN / +21 (çizgi studioda devam ediyor)
Romance" lütfen! Flora, bana İsmimle seslenme." Uyarıcı sesiyle çenesinin gerildiğini hissedebiliyordum. "Ne dememi beklerdin? Adın bu değilmi." Hızla tezgahın üzerine zıpladım ve oturdum. Bacaklarım aşağıya sarkarken bakışları kısa şortta tutundu. "İsmim...