Üzerimdeki korseyi sıkıca iplerinden tutup çektiğimde, ince belim ortaya iyice çıktı.
Tamamen deri kaplı mini bir elbise bedenimde küçük bir mendil gibi salınırken yüzüme dikkatle bağladığım maskeyle birlikte bakışlarımı kulisteki makyaj aynasına çevirdim.Saçlarımdaki sarı peruk, ve yüzümü tamamen gizleyen maske ile bambaşka bir kadın gibi duruyordum.
Ama zaten bu balonun amacıda bu değil miydi? Bilinmezlik...
Fakat söz konusu bilinmezlikse ben deli gibi özlediğim adamı nasıl görecektim... oysa tüm haftanın yorgunluğuna rağmen beni buraya sürükleyende o değil miydi?"Hazır mısın?" Kapı bobo tarafından açıldığında dışarıdaki müzik açılan kapı ile odaya doldu.
"Evet..." dedim fısıltılı bir sesle.
"Aman tanrım neredeyse yanlış odaya girdiğimi düşünecektim hahahaha" içeri girip kapıyı kapattığında bana doğru geldi ve elimi tutup beni kendi etrafımda tam tur döndürdü.
"Bu kadar seksi bir kadın olduğunu daha önce fark edememiştim." Yeniden bir kahkaha attığında göremesede gözlerimi devirdim ve kendimi onun alaylı şımarık ellerinden kurtardım.
"Hadi artık gidip bir şeyler içmek istiyorum..."
Gerginlikle üzerimdeki kısa eteği hızla düzelttim. Uzanıp bacaklarımdaki file çorapları yukarı çektiğimde sert bir nefesle yönümü kapıya çevirdim.
"Gidelim bakalım." Heyecanla önümden geçti ve kapıyı açarak dışarıya doğru bir adım attı.
Bende peşinden çıktım ve kendimi yüksek müziğin içine bıraktım. Tepede sürekli yanıp duran ışıklar mekanın içindeki maskeli insanların danslarına ve aç öpüşmelerine ev sahipliği yaparken, bobo ben daha ne tarafa gittiğini göremeden gözden kayboldu. Bense insanların arasından sıyrılıp bara doğru ilerledim.
Barmenin nihayet diğer müşterilerle ilgilenmeyi kesip bana yönelmesi ile kulağına doğru eğildim. "Bana sert bir şey ver." Geri çekildiğimde kollarımı tezgaha yaslayarak bana istediğim içkiyi hazırlamasını izledim.
Dayandığım tezgahın üzerine sertçe çarpan kızla irkilerek bakışlarımı sağıma çevirdim.
Yüzünde tavşan maskesi takılı bir adam, maskesinden bulduğu boşlukla dudaklarına yapıştığı kadını hızla belinden kavradı ve bar tezgahına oturttu.
Bacaklarını ayıran kadın ona kendine daha fazla yaklaşması için alan tanımasıyla dahada yakınlaştığında, birbirlerini yemek ister gibi öpüşüyorlardı.
Midemdeki ürperti ile barmenin önüme bıraktığı bardağı maskeyi hafifçe yukarı kaldırarak dudaklarıma dayadım.
Lanet gecede ben hariç herkes eğleniyor gibiydi...
Bense aşk acısı çeken ergenler gibiydim. Aklımda Leo vardı ve zihnim buradaki herkesin aksine oldukça ayıktı."Bir tane daha." Bardağımı barmene doğru ittiğimde isteğimi yerine getirerek bardağı sert votka ile doldurdu.
Uzanıp aldığım bardağı yeniden dudaklarıma yasladım ve boğazımı yakan votkayı boğazımdan aşağıya bıraktım.
"Siktir ya... acıttı..." boş bardağı masaya bıraktım ve yüzümdeki maskeyi geri indirdim.
"Tamam Flora, bu gece gidip bir kaç sahip bul ve hissettiğin bu çekimin leoya özel olmadığını kendine ispatla."
Başım hafifçe dönerken kendimi piste attım ve öpüşen insanların arasında kendimi müziğin ritmine bıraktım.
Bedenime çarpan vücutlar ve ışıkların altındaki sürekli değişen silüetlerle kendimi akışa bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFENDİMİ ARARKEN / +21 (çizgi studioda devam ediyor)
Romance" lütfen! Flora, bana İsmimle seslenme." Uyarıcı sesiyle çenesinin gerildiğini hissedebiliyordum. "Ne dememi beklerdin? Adın bu değilmi." Hızla tezgahın üzerine zıpladım ve oturdum. Bacaklarım aşağıya sarkarken bakışları kısa şortta tutundu. "İsmim...