Bölüm 32/ Tanıdık Koku

1.1K 63 1
                                    

Mutfak tezgahının önünde durmuş giderek büyüyen göbeğimin belime bıraktığı yoğun ağrıyla, kesme tahtasına bıraktığım pırasaları dikkatle kesmeye başlıyorum.

Luke ile yaptığım son görüşmeden beri bir hafta geçti.Her günüm bir karmaşa içinde ve her anım tedirgin geçti.

Sanki bir anda çıkıp gelecek ve beni yeniden kıskıvrak edecek avuçlarının içinde.

Bir yanım bunun olmasını isterken bir yanım bundan deli gibi korkuyor.

Hamile olduğumu öğrendiğinde ne yapar merak ediyorum günlerdir bu lanet şeyi düşünüyorum... bir bebek istediğini sık sık söylerken şimdi ona hayatının kazığını atan kadından bir bebek hoşuna gider mi bilmiyorum...

Beni aradığını bile sanmam... muhtemelen hayatını toparlamaya çalışacak, çünkü içeri girdiğinde kulübünün kapısına kilit vurulduğunu duydum, tüm itibarıyla birlikte bebeği gibi gördüğü kulübüde öylece ellerinden kayıp gitmişti...

Ortak arkadaşlarımızdan birinden duyduğuma göre Bobo kulübün kapanmasının ardından üçüncü sınıf stripsiz mekanlarında üç kuruşa çıkmaya başlamış fakat aldığı para ev kirasına zar zor yetiyormuş.

Ona asla acımıyorum , bana yaptığı şeylerden sonra hiç yüzleşmedik... bir kez bile aramadı.

Bende hamileliğimi riske atacak hiç bir hamlede bulunmadım.

Çünkü ilk aylar sürekli düşük tehlikesiyle burun burunaydım. Doktorumun yoğun uyarıları ile bir seçim yaptım, oğlumun sağlığını düşündüm.

Leonardo'nun hayatıma bıraktığı küçük hediyeye tüm gücümle sahip çıkmak istedim...  ve başardım.

Şimdi doğuma bir kaç hafta var ve doğum çantam bile hazır, yani yolun sonuna geldik... korkuyorum...

Ailemden kimsenin haberinin bile olmadığı bebeğimle ispanyanın kıyı kesimlerinde kendime küçük müstakil bir hayat kurdum.

Fakat bir gün geri dönmem gerekecek, o gün insanlara minik canavarı nasıl yada ne diyerek tanıtacağım.

Herkes beni uğurlarken tek olarak gönderdi fakat çift olarak görmek küçük akıllarını yitirtecek.

Büyük anne Rolly dışında kimsenin haberinin olmadığı hamileliğim burada gerçekleşirken yapayalnız olacak olmak beni inanılmaz korkutuyor...

Böyle bir anda yanımda olmasını isteyeceğim kimse yok...

Düşüncelerimin arasında bir isim fısıltıyla zihnimde dolandı.

Leonardo...

Onun yanımda olup içime yerleştirdiği bu mucizeyi dünyaya getirirken yanımda olmasını istediğimi biliyorum.

Bu gerçeği düşünmekten bile korkuyorum hakkım yok... ama istiyorum...

Son gördüğümde gözlerime karanlık bir çaresizlikle bakan adamın, kulaklarımda hala taze olan hayvansı hırıltısını anımsıyorum.

"Bana bunu yapmamalıydın Flora! Yapmamalıydın..."

Yapmamalıydım... karşısına geçip avaz avaz bağırıp hesap sormalıydım...

Belki böyle yapsaydım aslında başından beri bana ait adamın kalbininde benim olduğunu öğrenirdim...

Şu an hakkımda ne düşünüyor bilmiyorum...Sinsi bir yılan olduğumumu... 

"Sana olan zaafımı kullandın!" Bana böyle demişti, hala bana karşı bir zaafı var mı bilmiyorum ama muhtemelen kalbinde taşıdığı tek şey öfkedir...

Saf öfke...

Oldukçada haklı bir öfke... onu dinlemedim ve tüm hayatını ufak bir kibritle aleve verip kaçtım.

İtiraf etmem gerekirse beni görmek isteyeceğini düşünmüştüm, içerideyken yani, bir şekilde haber göndereceğine... ama öyle olmadı.

İsmim güzel dudaklarından bir kez bile dökülmemiş, Luke'ın bana söylediğine göre güzel dudaklarından uzunca bir süre hiç bir kelime dökülmemiş.

Bobonun onun için tanımladığı kelimeyi anımsıyorum."Çok gururlu bir adamdır Flora, eğer onu istemediğini söylersen çekip gidecektir..." sanırım olan buydu.

O son gün ona söylediğim ve yüzünde büyük bir yıkıma sebep olan kelimelerimi hatırlıyorum. "Seni hiç sevmedim Leonardo. Hiç."

İhanetini o an öğrendiği kadından duyduğu son sözler bunlardı... üstelik o an içimde onun bir parçasını taşıdığımdan bile habersizdim...

Aramızdaki o ince bağı böyle kopardım işte... evi basılırken bile bana sevgisini ispat için çabalayan adamın sevgisinin ucunu keskin bir makasla kestim...

Şimdi onu özlemeye bile hakkım yok, yada karşısına çıkıp bebeğimizi tanıtmaya... ama istiyorum.

Onu son bir kez daha görmek ve şişen koca göbeğimle gözlerinin içine bakıp, "Bak , ikimizin dünyaya getirmek üzere olduğu şeye bak." Demek istiyorum.

Beni yeniden titreyen gözleri ve iştahlı bakışlarıyla süzsün ve son günlerde aldığım kiloların aslında bana nasılda yakıştığını söyleyerek ilgisiz kalbimi aşka boğsun istiyorum.

"Sssh!" Daldığım düşüncelerin içinde bıçağın parmağıma bıraktığı ince bir kesikle sıçrayarak geri çekildim.

Kanayan parmağımı yavaşça dudaklarıma bastırdım ve acıyla buruşturduğum yüzümü evin içinde dolandırdım.

Sızısı ince bir titreşimle bedenimde dolaştığında bakışlarım küçük bahçemdeki havuza açılan cam kapılarda tutundu.

Havanın sıcak olmasından kaynaklı sürekli açık bıraktığım kapının girişinde duran iri beden doğrudan bana bakıyordu.

Üzerindeki siyah kapüşonu kafasını tamamen sararken gözlerindeki koyu Lacivertler beni buldu.

"L-leo..." dudaklarımdaki parmak aşağıya inerken şaşkınlıkla ağzımdan dökülen isme tek bir cevap bile vermemişti.

İçeriye doğru büyük bir adım attığında bedenim arkasında olduğum tezgahın önünde buz kesiyordu.

Ensemden yayılan ürperti ile bu anın gerçek mi yoksa kafamdaki düşüncelerin dışa vuruşumu olduğunu anlayamıyordum...

Attığı her adımla yüzü dahada netleşirken ağırca yutkundum.

Alnında oluşup çoktan kapanmış bir yaranın izi ve burnunun hafifçe çıkık durduğunu görüyordum.

Yediği dayaklar mı onu bu hale getirdi... lanet olsun, genzim deli gibi yanıyor ve gözlerimi doldurarak görüşümü bulanıklaştırıyordu.

Karnımın içinde sert bir tekme hissederek ellerimi karnıma yasladım. "Ahhh..." kasılan yüzümde acılı bir duruş peydah olurken Leo'nun adımları tezgahın diğer tarafında durdu.

"Flora." Boğuk sesi kulaklarıma ulaşırken, yanaklarımı ıslatan yaşlar usulca çeneme doğru aktı.

Sesinde aşktan hiç bir emare yoktu ama gözleri bana nefretin sağlam bir portresini çiziyordu...

"Leonardo..." titreyen çenemle kurduğum bu cümle ellerimi önümdeki tezgaha yaslamama neden oldu, bacaklarım yaşadığım şu anın getirisi ile boşalmak isterken ben onun burada olduğundan artık emindim.

Tezgahın hemen diğer ucunda durduğunda aramızdaki bir kaç santimlik boşlukta her seferinde içimi dolduran güzel kokusu genzime doldu...

Aylar önce Unuttuğum o güzel koku...

Lanet olsun... gerçekten geldi...Geldi...

EFENDİMİ ARARKEN / +21 (çizgi studioda devam ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin