Bölüm 9/ 🔥+18 Lütfen benim ol

5K 62 0
                                    

"Siktiğimin stlettoları!" Bileklerimi sızlatan sivri topukluları, otoparktaki aracımın yanına geldiğinde ayaklarımdan çıkardım ve yan koltuğa fırlattım.

Üzerimdeki kalem etek hareketlerimi kısıtlıyor ve beni tüm gün lanet bir kısıtlamanın içine hapsediyordu.

Şoför koltuğuna geçtiğimde, siyah külotlu çoraplarımın sardığı ayaklarımı pedallara bıraktım ve uzanıp kapıyı kapattım.

Yoğun bir gündü ve lanet mesaiye kalma işini ben üstlenmiştim. Sanki çok lazımmış gibi. Ama şirketteki pozisyonumda yükselirken şikayet edemezdim. Söylenemez ve sızlanamazdım.

Ödemem gereken bir araç kredim ve içi bomboş kredi kartlarım vardı. Yani para istiyorsam zamanımı ve tüm enerjimi şirkete satmak zorundaydım.

Çalıştırdığım araçla beraber karanlığın sardığı New york şehrinin lanet trafiğinde ilerliyor ve kas katı kesilen bedenimi gerneşerek rahatlatmaya çalışıyordum.

Uzanıp radyoyu açtığımda hafif müzik aracın içinde yayılmaya başladı, bense çıplak ayaklarımın altındaki soğuk frene yüklenerek evimin yolunu tuttum.

james arthur - car's outside

Zihnimde canlanan siluetle Leonardo'yu anımsıyorum...
Şarkı sözlerinin içinde onun için bir kaç kelimeyi sahipleniyor ve o bilmese de ona armağan ediyorum...

Önce şarkı sözlerini üzerime alınıyorum sonra Leonardo'yu...
Leonardo'yu üzerime alınıyorum, kalbime ve lanet boktan hayatıma almak istiyorum. Ama bir köle olarak değil... kadını olarak..

Yorucu geçen iş gününü oturup ona anlatmak ve benimle beraber hiç tanımadığı insanlara küfürler savursun istiyorum. Saçlarımı okşasın ve ben tüm gün onu ne kadar özlediğimi söylerken küçük ayaklarım kucağında öylece göğsüne sokulayım istiyorum.

Ne çok şey istiyorum... üstelik ne istediğini bana açıkça itiraf eden bir adam söz konusuyken... hayal kırıklığına uğramayı böyle çok seviyor olmak korkunç hissettiriyor ama başka açıklaması da yok.

Belki bir itaatkar olabilirim... ama bir köle asla...
Bunu kabullenmek gururumu okşasa da Leo'ya sahip olamayacağımı bilmek canımı yakıyor.

Araç sokağıma girdiğinde üçüncü sınıf mahallenin karanlık sokağında yavaşça ilerledim ve sokak lambası patlayan binamın önünde dikkatle park ettim.

Aracı kapatarak uzanıp yan koltuğumdaki ayakkabıları elime aldım ve anahtarı kontaktan çekip kapımı yavaşça açtım.

Yere bıraktığım topuklulara , ağrıyan ayaklarımı zar zor sıkıştırdığımda bir kaç kat çıktıktan sonra onlardan yeniden kurtulacağımı kendime hatırlatarak eziyetimi katlanılır hale getirdim.

"Az kaldı Flora.. sık dişini..." aşağıya inip araç kapısını kapattığımda kilitlediğim arabayla beraber apartmanı ana kapısına doğru bir kaç adım attım.

Otomatik ışık hareketimi algıladığında kendiliğinden yandı ve bana basamaklarda oturan adamı öylece sundu.

Leonardo, ceketini çıkarıp dizlerinin üzerine bırakmış ve ikinci basamakta oturarak omuzunu yasladığı duvardan bana bakıyordu.

Yüzünde sisli bir görüntü kol gezerken bakışlarında ki hayal kırıklığı ile lacivertlerini üzerimde gezdirdi.

"L-Leonardo..." meraklı fısıltımla ona doğru bir kaç adım attığımda yavaşça oturduğu yerden kalktı ve bana doğru bir adım atarak aramızdaki boşluğu kapattı.

EFENDİMİ ARARKEN / +21 (çizgi studioda devam ediyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin