Sabah marangozhaneye yürürken içimdeki çamaşır dar olduğu için rahatsız hissediyordum. Anahtarla alttaki kilidi açarken sokağın girişindeki Sinan'ı gördüm.
Yere baka baka geliyordu, dudaklarını ısırıyordu sürekli. Kapıyı açıp içeri girdim ve hızla tulumumu giyindim. Sinan kapıdan girdiğinde çoktan giyinmiştim, beni hafifçe süzüp gülümsedi.
"Günaydın Ayhan, mesaj attım görmedin herhalde." Gülümseyerek dibine kadar girdim, oyun iyice renkleniyordu.
"Günaydın yiğidim, telefonum cebimde bakmadım daha. Bugün uslu uslu çalışalım olur mu?" Kafasını sallayıp onaylarken omzunu okşayıp küçük odadan çıktım, sanki tüm oda kokusuyla kaplanmıştı.
Yarım kalan işlere devam ederken sürekli bana bakıyordu, üstüme bol gelen tulumu bile süzüyordu arada. Kesimleri tamamladığımızda usta gelmişti.
"Yahu çocuklar kusura bakmayın, benim oğlan rahatsızlanmış. Size haber vermeye geldim, biz yengenizle oĝlanı doktora götüreceğiz. Anahtarı alın ikiniz gidin montaja bugün, zaten biliyorsunuz Nursema ablanın banyo dolabını kurun gidip."
Biz 'geçmiş olsun' diyemeden usta telaşla fırladı atölyeden, ikimiz kalmıştık yine. Arabaya dolabın parçalarını yükleyip yola çıktık, Nursema teyze de teyzemin arkadaşıydı.
"Ayhan'ım, güzel oğlum. Gelin gelin, bak ben banyoyu boşalttım. Rahat rahat kurun dolabı, sonra börek var yiyin sıcak sıcak." Biz dolabı zorlukla kurarken Nursema teyze de çay yapmıştı, dolabın yeri dar olduğu için zorlanıyorduk.
"Sen çekilsene Sinan, bu cüsseyle sığamazsın oraya. Bırak ben gireyim araya halledeyim işte, sen şurayı tut." Aradaki minik boşluğa girip montajı yaparken sert sert bana bakıyordu.
"Telefonda kedi, normal hayatta köpek."
Dudağımı ısırıp gülmemi bastırdım, kedi gibi olmamı istiyorsa olurdum bende. Kendisi kaşınmıştı, katlanacaktı.
Eğilip vidayı tuttururken kalçamı hafifçe önüne sürttüm, dolabı tutan kolu kıpırdandı. Eğilip montaja devam ederken kalçamı iyice gözünün önüne sunmuştum.
En alttaki vidaları takarken kıçımı havaya dikip dirseklerimi yere dayadım. Önünde domalmış işimi yaparken içimden kıs kıs gülüyordum, elleri dolu olduğundan dokunamıyordu da. Derin bir nefes aldığını duydum, sonra pürüzlü sesini duydum.
"Ayhan, mavilerin gözümün önünde." Kafamı dolaptan çıkartıp ona baktım, iç çamaşırım görünüyordu.
"Bu vaad ettiğim mavi değil ama yiğidim, uslu durursan akşam görürsün." Yutkunup gözlerime bakarken içeriden Nursema teyze seslendi.
"Oğlum hallettiniz mi, çay demini aldı bile..." Dolabı kısa sürede tamamlayıp içeri giderken Sinan'ın önündeki kabarıklık dikkatimi çekti.
Göğsünden itip banyoya soktum geri, anlamamış bir şekilde bana bakıyordu.
"Yiğidim, dolu namluyla kadını korkutma. Kadının kalbinde pil takılı, hop gidiverir Allah korusun." Kapıdan çıkarken kolumdan tuttu.
"İleride bunların hesabını soracağımdan emin ol Ayhan." Gülerek omzunu patpatladım.
"Sor yiğidim, sor aslanım. Sorma diyen mi var sana, aaaa." Mutfağa gidene kadar sinirli nefesini duymaya devam etmiştim.
"Eline sağlık valla, çok güzel olmuş. Değil mi Sinan?" Kafasını sallayıp onaylarken boynundaki sular hala duruyordu, banyoda kaç kez yüzünü ve boynunu yıkamıştı acaba?
Arabayı o kullanırken yanında oturmak bile zevkliydi, atölyeye gidene kadar onu izlemiştim. Halinden memnun gibi gülümsüyordu arada bana.
Akşama kadar hiç bir sıkıntı çıkmadan çalışmamız mucizeydi ve gerçektende Sinan oldukça ılımlı çalışmıştı.
Eve girdiğimde telefonumda gördüğüm mesajla dudaklarım kıvrıldı. Bu adam gözüme sevimli gelmeye başlıyordu nedense, ilk öküzlüğünden eser bile kalmamıştı.
Sinan : Bence oldukça usluydum
Ayhanesi : Evet, bende şaşırdım
Seninle bu kadar uyumlu çalışmamız beklenmedikti
Sinan : Maviyi görecek miyim?
Yani görebilir miyim?
Ayhanesi : Oldukça hakettin
Sinan : Bu sen olamazsın
Değilsindir yani
Sahte mi bu fotoğraf
Ayhanesi : Gel üstümde gör yiğidim
Sahte olacak kadar güzel demek ki
İltifat olarak aldım
Sinan : Gųzelk
Yani güzel
Normalde vücudun belli olmadığı için
Sahte sandım
Ayhanesi : Belli olmasın diye uğraşıyorum zaten
Millet peşime mi takılsın yiğidim
Sen takılabilirsin ama
Sana helal, yiğidimsin ne de olsa
Sinan : Takılan olursa bana söyle
Kesin vardır takılan
Yüzünde güzel zaten
Bakıyorlardır, bakar tabi piçler
Ayhanesi : Sakin ol yiğidim
Bakan olursa oyarsın gözünü
Sinan : Oyarım, benim olana kimse bakamaz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevimsiz
General FictionHerkese çektiren mahallenin piçi hapisten yeni çıkan ağır abiye kafayı taktığında sabrını sınamaktan çekinmiyordu.