Yıllardır geldiğim doktor amca beni muayene için sedyeye yatırırken Sinan merakla büyük ekrana bakıyordu. Karnımı açtığımda doktorda ultrason aletine jeli sıkıyordu.
"Buraya oturabilirsin oğlum, dolanma etrafta deli dana gibi. Gel eşinin elini tut sakinleş bir." Sinan hızlı adımlarla yanıma gelip elimi tuttu ve derin derin nefesler almaya başladı.
"Son adet tarihini biliyor musun?" Kafamı sallayıp geçen ay yaşadığım kısa adeti anlattım, sadece bir kaç damla gelmişti zaten.
Doktor ekrana bakıp gülümseyince kafamı üstteki büyük ekrana çevirdim, hiç bir şey belli değildi. Bulanık siyah beyaz şekiller vardı sadece, en azından bana göre öyleydi.
"Evet, o kanama yerleşme kanaması yada zorlandığın için yaşadığın bir kanama olabilir. Bebekler daha büyük duruyor çünkü." Biz kanamaya odaklandığımız için 'bebekler' sözü sonradan dank etmişti.
"Nasıl yani, bebekler derken... ikiz mi?"
Sinan elimi daha da sıkı tutunca ona döndüm ama kısa süre sonra doktorun ekrana vurma sesiyle ona döndüm. Siyah ekrandaki beyaz şekilleri yuvarlak içine alıyordu, bir, iki, derken üçüncü şekili yuvarlak içine alınca Sinan'a döndüm.
"Üçüzler... tebrik ederim. Şimdi sizden kan alalım, önümüzdeki ay ikili tarama için kesin gelmeniz gerek. Randevu oluşturalım Ayhan oğlum." Kafamı sallayıp kaskatı oturan Sinan'ın elini sıktım.
"Şey, fotoğraflarını alabilir miyiz?" Doktor alta uzanıp bize siyah beyaz çıktıyı uzatınca alıp geniş cebime attım.
"Yürü hayatım, gidiyoruz artık." Sinan hala boş gözlerle ekrana bakıyordu.
"Babamız şok oldu herhalde, beklemiyordu galiba çoğul gebelik." Derin bir nefes alıp yumuşak bir tokat attım kocama, dolan gözleri bana bakıp geriye kayarken gözlerim kocaman açıldı.
Doktor hızla atılıp yaşının üstünde bir kuvvetle Sinan'ı yakalayınca sedyeden indim ve onu yatırdık. Doktor mendile biraz alkol döküp burnuna tutarken bacaklarını da havaya kaldırmıştı.
"Hay Allah'ım, koca adam bayıldı yaaa... ama ben bununla bir ömür alay etmezsem bana da Ayhan demesinler." Telefonumu çıkartıp Sinan'ın baygın haldeki fotoğraflarını çektim, yavaşça kendine gelirken de videoya aldım.
"Çoğul gebelik haberi alan çoğu baba şok olabiliyor ama uzun doktorluk hayatımda ikinci kez bayılan bir babaya denk geldim." Doktor bile gülmemek için kendini zor tutarken ben açık açık gülüyordum.
Sinan sarhoş gibi bir hale gelmişti, elimi uzatıp alnına bir tane yapıştırdım. Gülerek elimi tutup öptüğünde doktor masasına geçip bizi muayene bölümünde yalnız bıraktı.
Kocama ufak bir öpücük verip ayağa kalkması için hafifçe çektim, hemen elimi bırakıp ayaklandı ama başını tutup geri oturdu. Bana gülümserken elleriyle uyluklarını sımsıkı tutuyordu, bu hali çok tatlıydı.
"Üç tane dedi, değil mi? Yanlış duymadım ben?" Kafamı sallayıp onu onaylarken mutluluktan gözlerim dolmuştu.
"Ağlama canım benim, çok güzel bir haber bu." Omuz silkip burnumu çektim.
"Annemizle teyzeme haber verelim gidip, sevinsinler." Kafasını sallayıp ayaklandı yavaşça, elimi sımsıkı tutuşuyla gülesim geldi.
"Buraya bir kaç ilaç yazdım, kesinlikle kullanman şart. Haftada bir gün balık yada yağlı deniz ürünü tüketmen çok önemli, ayrıca hergün dört ceviz yiyorsun kahvaltıda. Kuru kayısı, yoğurt ve muz, bunları da yemen gerek." Sinan ve ben aynı anda kafamızı sallayınca doktor gülerek bir sonraki randevu tarihini ayarladı.
Arabaya gitmeden eczaneye girdik, ilaçlarımı aldık ve arabanın yanına geldiğimizde elimi uzatıp anahtarları bekledim.
"Yok güzelim, iyiyim ben kullanırım." Kaşlarımı çatıp elimi vermesi için oynattım.
"Az önce bayıldın yiğidim, koca adam gözümün önünde çam gibi yığıldı. Ben bebeklerimi riske atamam valla, ver şunu, ben kullanıyorum ve itiraz istemiyorum." Sinan çökük omuzlarla anahtarı elime bıraktı ve yan koltuğa oturdu.
"Haklısın, üç tane bebeğimiz var karnında. Üç tane yavrum var benim, hahaaa." Kontağı çevirip sırıttım, Sinan'ın üçüzleri hazmetmesi biraz uzun sürecekti anlaşılan. Gözlerini kapatıp kafasını koltuğa yaslayan kocama ufak bir bakış atıp arabayı otoparktan çıkarttım ve teyzeme doğru yola çıktım.
Bakalım onlar nasıl tepki vereceklerdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevimsiz
General FictionHerkese çektiren mahallenin piçi hapisten yeni çıkan ağır abiye kafayı taktığında sabrını sınamaktan çekinmiyordu.
