27. bölüm

3.2K 228 29
                                    

Evleneli bir ay olmuştu bile ve zamanın ne kadar hızlı geçtiğine hayret ediyordum. Sanki daha dün Sinan'la sokağın köşesinde çarpışmıştık.

Bugün cumartesiydi ve teyzemle annemiz bize yemeğe geliyorlardı. Zaten dükkanı öğlen kapattığımız için bol bol vaktim vardı, yemeklerimizi ikimiz birlikte yaptık ve ben güzel bir tatlı yaptım.

Sinan sık sık beni sıkıştırıyordu ve gülüşüyorduk. Kapı çaldığında koşup kapıyı açtım, teyzemleri içeri buyur edip kapıyı örttüm.

Sinan masayı kuruyordu balkona, annesini görünce hemen gelip elini öptü. Teyzemin de elini öptüğünde salona geçip oturduk, nasılsınlar iyimisinler havada uçuşurken annemiz boynuma bakıp hafifçe gülümsedi.

Sabah biraz fazla hırpalamıştı Sinan beni öperken, vücudumun bir çok yeri öpücük izleriyle doluydu. İtirazım yoktu ama utanıyordum haliyle.

"Acıktıysanız sofraya geçelim mi?" Ben fazlasıyla acıkmıştım çünkü.

"Geçelim Ayhan oğlum, biz de erken yemiştik öĝlen yemeğimizi." Annemiz büyük bir gülümsemeyle ayaklandığı zaman kalkıp teyzemin koluna girdim.

"Aferin oğlum, böyle iyi anlaşın bir ömür." Teyzem kısık sesle konuşunca yere bakarak gülümsedim, utanmam hoşuna gitmişti teyzemin.

"Ayhan bir yemekler yapıyor anne var ya... mmmhh.... enfes. Hele tatlılar.... offf diyorum." Sinan'ın abartılı övgülerine hepimiz gülerken o çorbaları servis etmeye başladı.

Sosluktaki acı yağı getirip herkese uzattım, teyzem hariç hepimiz koymuştuk çorbamıza. Yemeklerden sonra birer kahve yaptım, bir hevesle yaptığım şöbiyetle servis ederken annemiz hayretle bana bakıyordu.

"Ayyyy, oğlum, Sinan mı söyledi? En sevdiğim tatlıyı yapmışsın, kaynanam seviyormuş derdim ama pek sevmezdi de beni." Hepimiz gülerken tatlıdan bir çatal aldım.

"Valla söylemedim, yaptığını görmedim bile. Ben bahçeyi toparlarken yapmış herhalde, benimde yeni haberim oldu."

Bütün dilimi tek hamlede ağzına attığında şok içinde ona baktım, dudakları şerbetle parlıyordu ve gözlerimi dudaklarından çekemiyordum bir türlü.

Kendi dudaklarımı yaladığımda ona olan bakışlarımı fark edip buz rengi gözlerini gözlerime dikti. Yavaşça koyulaşan gözleriyle yutkunurken çatalı tutan elini sıktığını fark ettim.

"Annecim, bayramda bundan bizim için de bir tepsi yap, ne dilersen dile benden." İştahla minik minik bölerek tatlısını yiyen annemize baktım, nefesimin kesildiğini kimse fark etmeden ayaklandım.

"Ben bir su içeyim." Hızlı adımlarla mutfağa girip tezgaha tutundum, hafif titrek ellerle suyumu doldurup bir yudum aldım.

Birden bire bu arzu yoğunluğu da nereden çıkmıştı, neredeyse ıslanmak üzereydim ve kendimi dizginleyemiyordum. Arkamdan sarılan iri bedenle irkildim, Sinan beni tezgahla arasına almıştı.

"Titriyorsun." Boğuk sesi karnıma kramplar sokmuştu.

"Neden böyle oldum bilmiyorum." Sesim bile titrek çıkıyordu, eimden tutup beni alt kattaki banyoya soktu.

"Seni rahatlatalım, böyle canın acır ve ben sana kıyamam." Elini bol eşofmanımı  içine soktu ve minik aletimi okşamaya başladı.

Elini iterek, artık sırılsıklam olmuş olan kadınlığıma ilerlettim. İki parmağını içime itti, ağzım zevkle aralansa da sesim çıkmıyordu. Banyoda, lavaboya tutunmuş, kocamın beni rahatlatmak için parmaklamasını ve aynadan ifademi izleyen yüzünü izliyordum.

Gözlerim aldığım zevkle dolu dolu oldu, hızlı hareketlerle beni parmaklarken sertliğimi de diğer eliyle okşamaya başladı. Titreyen dizlerimle ayakta durmak gittikçe zorlaşıyordu, güçlü bir orgazm bedenimi sarsarken öne eğilip kafamı aynaya yasladım.

Sinan parmaklarını içimden çıkartıp emerek temizledi, bu hareketiyle daha çok yükseleceğimi bilmiyordum. Rahatlamış vücudumu klozetin üstüne attım, beni yumuşacık öpüp teyzemlerin yanına gitmeden elini yıkadı.

Bende kendimi temizleyip yüzümü yıkadım ve yanlarına gittim. Çay ve çerez eşliğinde muhabbet ederken uyuklamaya başladım. Uykumun arasında kucaklandığımda kollarımı kocamın boynuna sardığım anda annemizin titrek sesini duydum.

"Si-Sinan... oğlum Ayhan'ı hasteneye götür çabuk. Kanaması var..."

SevimsizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin