Sevimsiz

28. bölüm

Sinan koltuğa bakıp beni hızla odamıza götürdü, kapıyı kilitleyip banyoya soktu. Utançla yanan vücudumla öylece ona sarılmış duruyordum, beni yere indirip belden aşağımı soydu.

"Komple banyo yapmak ister misin, yoksa temizleyeyim mi sadece?" Yere bakarken mırıldandım.

"Sen git anlat, ben hallederim." Beni soyup elleriyle yıkadı dinlemeden, bornozuma sarıp yatağın yanındaki koltuğa oturttu.

En alt çekmecedeki malzemelerimi alıp, geçen sefer öğrettiğim gibi hazırladı ve giymeme yardımcı oldu. Üstümü de ince ama üşütmeyecek şekilde giydirip aşağıya inmek için elimi tuttu.

Teyzem elindeki bezle koltuğu silerken annemizi de bir yandan telkin ediyordu. Kadıncağız hop oturup hop kalkıyordu, bana bu kadar değer veriyor olması gözlerimi doldurmuştu.

Biz içeri girince hemen ellerime atıldı, sımsıkı tutmuş dolu gözlerime bakıyordu. Beni kendine çekip sarıldığı zaman kollarımı beline sardım, kulağıma doğru fısıldadı.

"Oğlum, iyi misin? Hadi bir hastaneye gidelim, içim hiç rahat değil böyle." Onu sıkıca sarıp derin bir nefes aldım, şimdi sırrımı söylemek zorundaydım.

"Kötü bir şey yok annem, korkma. Hep oluyor, ergenlikten beri. Ben çift cinsiyetliyim ve sadece adet oldum, korkma olur mu?" Sırtımı okşayan eli durdu ve geri çekildi kollarımda.

"Çift cinsiyetli mi? Adet mi oldun, annem emin misin? Bak bu sıpa seni çok zorladıysa söyle, ben onun hakkından gelirim." Kafamı iki yana salladım.

"Anne, ben eşine zarar verecek biri miyim? Doğru söylüyor benim eşim, sizden gizli imam nikahı bile kıydırdık." Sinan gelip elimi tuttuğunda annesi ellerimize baktı, kafamı teyzeme çevirdiğimde hafif bir gülümseme vardı dudaklarında.

"Sen anlamıştın değil mi?" Bana gülümseyerek kafasını salladı.

"O kadar utanıyordun ki zorlamadım söylemen için, ama oğlum yetmiş yaşındaki kadının tuvalet çöpünde ped ne arar başka türlü." Dilimi ısırıp başımı yere eğdim, Sinan elimi sımsıkı tutuyordu.

"Söyleyemediğim için özür dilerim teyzem, çok utanıyordum." Sinan beni kendine çekip sarılınca kafamı göğsüne gömdüm.

"Ayy oğlum, utanılacak şey mi bu? Allah böyle yarattıysa vardır bir bildiği, ayy dur dur, o zaman ben babaanne olabilirim demek oluyor bu..." annemiz kendini koltuğa atınca hepimiz güldük.

"Allah bize evlat yazdıysa olur, olmazsa da vardır bir bildiği. Olmazsa ben eşimin hem kocası hem çocuğu olurum, nasip değilse kimseden çocuk ısrarı duymak istemiyorum." Sinan biraz sert bir sesle konuşunca dolu gözlerimi ona çevirdim, eğilip alnımdan öptü.

"Teşekkür ederim kocam." İlk kez bu kadar duygu dolu kocam dediğim için Sinan derin bir nefes aldı.

"Olur mu hiç, ısrar falan yok. Siz isterseniz olur annem, olursa da pek güzel olur ama... değil mi Şefommm?"

Teyzemin gülümseyen tonton yüzüne baktım, cidden mutlu görünüyordu. Annemiz de resmen ışık saçıyordu gülümsemesiyle, sonunda bende rahatlayıp gülümseyince Sinan beni koltuğa oturttu.

Kocaman elini karnıma koyduğunda sıcaklığıyla gözlerim kapandı, banyo da yaptığım için uykum geliyordu iyice. Teyzem ayaklanınca gözlerimi zorlukla açtım, annemizi dürtüp kapıyı gösterdi.

"Kalk hadi ahretim, gidelim. Uyusun bunlar da, yorulmuş zaten ikisi de dinlensinler." Annemiz hızla ayaklanıp yanıma geldi, alnımı ve yanaklarımı öpüp sevdi.

"Dinlen kuzum, ağrın olursa ılık papatya çayı yapsın kocan, iyi gelir. Hadi gidiyoruz biz, kötü olursan arayın hemen gelirim ben." Sinan annesinin dediklerini dikkatle dinliyordu.

"Bana yapılışını ses kaydı at anne sen, unutmayayım. İçireyim kocama ballı bir çay, rahat etsin." Annemiz oflayıp tamam dedikten sonra ayaklandılar, gözlerim kapandığı için kalkamadım.

Bir süre sonra kucaklandığımı hissettim, kocamın kokusuyla uykuma devam ettim ama bu kısa sürdü. Yatağın soğuk çarşafları tenimi üşütmüştü, elimi uzatıp Sinan'ı aradım, yoktu.

Bir kaç dakika sonra odanın kapısı açıldı ve uykulu bedenim tekrar kucaklandı. Dudaklarıma dayanan ılık çaydan büyük yudumlar alırken bile elim kocamın kıyafetini kavramıştı.

"Uyut beni hadi kocam, çok uykum var." Derin bir iç çekme sesi sonrasında sıcak kollar tarafından sarmalandım ve huzurlu bir uykuya daldım.