Sinan : O zaman nikah haftaya gülüm
Kusura bakmayacaksın artık
Ben delirmeden seni öpüp koklamam lazım
Mesajları okurken yüzümdeki sırıtış donup kalmıştı, telefon elimden koltuğa düşünce teyzem yakın gözlüklerinin üstünden bana baktı. Anlam veremiyordu bu donuk halime kesin...
"Ayy, oğlum korkutma insanı. Ne oldu dondun kaldın, tövbe tövbe." Elini hafifçe yanağıma çarptığında irkilip kendime geldim, uzattığı suyu tek seferde içip bardağı sımsıkı tuttum.
"Teyzem... Sinan haftaya evlenelim diyor..." yüzündeki muzip sırıtışı eliyle saklamaya çalışan Şefo'ma boş boş baktım.
"Ayyy, korktun mu? Oğlum oğlan adam yemiyor ya, dün yesin diyordun ne oldu şimdi. Yakın olunca korku mu aldı." Kafamı olumlu sallayınca yüzünde anlayışlı bir ifade oluştu.
"Korkma çocuğum, kim ölmüş ilk gecesinde? Tövbe tövbe, konuşturma beni şimdi. Biraz oynaş etseydiniz iyidi ya, adam elden kaçacaksın diye korkuyor galiba." Gülen yüzüne bakıp hafifçe gülümsedim, saçlarımı okşayan eliyle biraz rahatlamıştım.
"Şefommm, sence çok acır mı?" Kahkahası salonu inleten teyzemin göğsüne gömdüm başımı, zaten hem utanıyor, hem korkuyordum.
"Acımaz, acımaz. Acırsa öptürürsün kocana geçer." Hayretle yaşlı teyzeme baktığımda benim piç gülüşüme benzer bir gülüşle karşılaştım.
"Yaaa, daha da utandırmak için diyorsun değil mi? Hiç öpülür mü orası..." ellerimi yüzüme kapattım ve ayaklandım, yüzümü açmadan odama geçmeye karar vermiştim.
"Sen bir evlen, nereler öpülür görürsün o zaman." Yaşlı şeytan nasıl da utandırıyordu beni, melek Şefom nereye kaybolmuştu yaaa....
Odama gidip kapıyı örterken telefonum çalmaya başladı, baktığımda Yasemin teyzenin aradığını gördüm. Korkuyla karışık heyecanla açtım telefonu, neşeli sesi kulağımı çınlattı bir an.
"Ayhan oğlum, ayyy, Sinan'ım dedi haftaya yapıyormuşuz düğünü. Çok sevindim annem, ben hallederim her şeyi tamam mı? Hiç merak etme sen, istediğin bir şey olursa de ama bana."
"Ne gibi bir istek? Anlamadım ki, nasıl olacak bilmiyorum bile." Kıkır kıkır gülen kadınla gergince gülümsedim.
"Oğlum siz gidin en kısa zamanda birer takım alın kendinize, benim birikmişim var. Eşya falan değiştirmek isterseniz onlara da bakın, sen iste oğlum evi yeniden yaparım ben." Ayarsız sevgi böyleydi demek ki, kaşlarım havaya kalkmıştı.
"Yasemin teyze, ev dayalı döşeli zaten. Senin bile gitmene gerek yok, yaşarız işte. Mahcup ediyorsun beni, evinden etmiş gibi hissediyorum seni." Kadın büyük bir kahkaha attığında istemsizce gülümsedim.
"Ayyy, oğlum utanacaksın ama yani... yeni evlilerin evinde kaynananın işi ne... siz şimdi iki dakikada bir oynaş peşinde olacaksınız. Babasına çekmiş bu oğlan, şimdiden fırsat kolluyor seni sıkıştırmaya da kıyamıyor kesin."
Utanmıştım gerçekten de, kıyamıyor değildi de kesin istediğim gibi imam nikahı olmadan dokunmak istemiyordu. Çok anlayışlıydı ve bu beni ona daha çok itiyordu.
"Ne zaman olsun dedi Sinan?" Kıkır kıkır gülen yaşlı kadınla iyice gerildim.
"Ayyy valla oğlum, sabah öyle geldi.... ıhımmm... işte en kısa sürede dedi. Olsun bitsin diyor, deli bu oğlan." Dudağımı ısırıp gülmemek için çabalıyordum.
"Tamam o zaman, teyzem de öyle diyor. Uzatmaya gerek yok, yuvanız belli olsun dedi Şefomm." Yasemin teyze bir iç çekti.
"Ben biraz da Şefomm yalnız kalmasın diye gidiyorum aaa oğlum, aklın teyzeciğinde kalmaz seninde. Hepimiz mutlu oluruz işte böylece." Gülümseyip derin bir nefesten sonra onu onayladım.
"Tamam Yasemin teyze, iyi düşünmüşsün. Allah razı olsun." Onun da derin nefes sesini duydum.
"Oğlum, bir de anne demek istemezsen zorunda hissetme kendini emi. Biliyorum annene olan bağlılığını senin, benim gönlüm kırılmaz hiç tasalanma." Boğazımda oluşan yumruyla yutkundum, tek kelime zorlukla döküldü dudaklarımdan.
"Teşekkürler...."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevimsiz
General FictionHerkese çektiren mahallenin piçi hapisten yeni çıkan ağır abiye kafayı taktığında sabrını sınamaktan çekinmiyordu.