Sinan : Gülüm annem diyor ki, damadım gelsin de kahvaltı yapalım ailecek
Teyzeni de çağırıyor tabi
Dünürümsüz olmaz diyor, bir de bir şey söyleyecekmiş ama hepimiz bir aradaykenmiş
Ayhanesi : Sana da günaydın Sinan
Geliriz bir saate
Teyzem bir ilaçlarını içsin, şekerine baksın da
Yola çıkarız, geç kalmayız
Ne diyecek acaba annen
Acayip merak ettim, içime kurt düştü
Sinan : Bilmiyorum, bana da söylemedi
Bende merak ediyorum
Uyandığından beri gülümseyip duruyor
Hayırlara vesile olsun inşallah
Ayhanesi : Amin yiğidim
Kötü bir şey olmadığı kesin ama
İnsan merak ediyor işte
Sinan : Gülüm, ne giyeceksin
Ayhanesi : Yiğidim... sabah sabah
Horoz erken kalktı anlaşılan
Ne giyineyim yiğidime
Sinan : İçine mavileri giyinsen de
Azıcık sevsem seni, odamda
Ayhanesi : Hmm, olur mu?
Biraz düşüneyim bunu ben
Benim çıkarım ne olacak bundan😋
Sinan : Ne istersen
Ne istediğini söyle, yapayım
Ne istersem yapacağını söylemesi hoşuma gitmişti, onunla oynamak için içimde yanan ateşe odun attığının farkında değildi. Aklıma koyulaşan buz mavisi gözleri geldiğinde dudağımı ısırdım.
Ayhanesi : Benim için soyunacaksın
Dakikalarca cevap gelmesini beklesem bile gelmemişti, teyzemin yanına gidip kahvaltı meselesini söyledim. Minik ama anlamlı tebessümü utanmamı sağlıyordu, içimi görür gibi bakıyordu.
"Ben hazırlanayım, sen de ilaçlarını unutma teyzem."
Odama gidip mavi takımı mı giyindim içime, üstüme bol ve lacivert bir tişört giydim. Altıma siyah ama taşlanmış kotumu çekip siyah sporlarımı giydim. Teyzem kapıda ve hazırdı, ikimiz kol kola Yasemin teyzenin dubleks evine doğru yola çıktık.
Bahçedeki masada tabakları yerleştiren Yasemin teyze bizi görünce yüzü gülmüştü. Sinan da elinde çaydanlıkla balkon kapısından çıktığında gözlerimiz kenetlendi.
Bana öyle bir bakıyordu ki, sanki haftalar önce ağlamama sebep olan o adam buhar olup uçmuştu. Aşık bir adam gibi bakıyordu, aşk bu kadar hızlı büyüyebilir miydi?
Sofraya oturduğumuzda sandalyesini bana yaklaştırıp dibime girmişti, nemli saçlarıma burnunu sokup bir nefes çekti. Teyzem ve annesi şimdiden muhabbete dalmıştı, bize bakmıyorlardı bile.
"Mis gibi kokmuşsun yine gülüm." Omzumla itip çatalı elime aldım, minik bir parça börek kesip yerken cilveli bir bakış attım Sinan'a.
"Aaa de bakayım yiğidim." Büyük bir parça böreği kendi çatalımla ağzına uzattığımda dudakları kıvrıldı, bir hamlede ağzına attığı börekle gülümsedim.
"Yarasın yiğidime, can olsun." Bana buz gibi parlayan gözleriyle bakarken çayımı azıcık üfleyip bir yudum aldım.
Her hareketimi izlemesi utanmamı sağlarken kafamı teyzemlere çevirdim, ikisi de bizi izliyorlardı ve aynı derin gülümseme yüzlerine yerleşmişti.
"Ayyy, maşallah maşallah. Allah bozmasın evlatlarım, ayy çok mutlu oldum oğlum benim." Kulaklarım bile kıpkırmızı olmuştu, adama iki cilve yapayım derken kaynanam görmüştü. Tabi teyzem de...
"Amin sultanım, amin." Çayını alıp dudaklarına götürürken bile sırıtıyor ve bana bakıyordu.
"Ayyy, ben şey diyecektim. Size ufak bir kutlama yapalım, aile arası düğün gibi. Damatlık falan, herşey olsun. Kız Şefom kına da yakarız bunlara, arkadaşları falan olur. Eğleniriz hep birlikte, sonra konuştuğumuz gibi, ben Şefika dünürüme taşınırım. Bu büyük ev de size kalmış olur, değil mi Şefomm?"
Teyzem de Yasemin teyzeyi onaylarken yutkundum, düğün ve kına ne alakaydı. Taşlatacaklardı bizi elaleme, bu devirde bunca yobazın içinde olmazdı böyle bir şey...
"Sen bilirsin annem, ama düzenini bozma istersen. Biz başka ev de buluruz, çalışan insanlarız sonuçta." Annesi gülerek teyzemin koluna sarıldı, iki tinton gülüşüp duruyordu.
"Oğlum, bu ev sana miras zaten. Hem tenhada, sessiz, komşu derdi yok. Sesinizi duyan olmaz işte, tövbe tövbe, konuşturuyorsun beni sabah sabah."
Yapılan imalarla yine kızarıp bozarmış ve başımı eğmiştim, bu sefer Sinan da kızarmıştı. Elini burnuna doğru atıp başını arkadaki ağaçlığa doğru çevirdi, kulakları bile kızarmıştı.
Son lokmamı da ağzıma atıp ayaklandım, bir kaç tabak alıp mutfağa giderken arkamdan gelen adım seslerini duydum. Tabakları makinaya dizip ellerimi yıkamak için banyoya girdim, Sinan da içeri girip kapıyı kilitledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevimsiz
General FictionHerkese çektiren mahallenin piçi hapisten yeni çıkan ağır abiye kafayı taktığında sabrını sınamaktan çekinmiyordu.