Sabah moralsiz uyanmıştım, Sinan'dan gelen 'günaydın' mesajı bile moralimi düzeltmemişti. Cevap yazıp giyinmeye başladım, bol bir açık mavi gömlekle dar siyah kot çektim altıma. Siyah converse ile tamamdım.
Aynaya bakıp iyice uzayan saçlarımı ensemde hafifçe topladım, kestirsem iyi olacaktı. Belki de uzatırdım bilmiyorum.
Atölyeyi açmak için eğildiğimde arkamda hissettiğim bedenle vücudum hafifçe titredi. Sıcaklığını bile hissedebiliyordum, kokusunu içime çektim.
Kapıyı açıp geçince içeriden geri kilitledi, usta bugün de gelmeyecekti çünkü. Beni girişteki masanın önündeki koltuklara oturtup karşıma geçti, beklentiyle bakıyordu ama sesi de çıkmıyordu.
"Söyle derdini, uyku bile tutmadı inan. Kendine yük ettiğin bu sır ne merak ettim bütün gece." Gözlerinin içine baktım, merak ve biraz da şefkat vardı gözlerinde.
"Ben normal birisi değilim." Yutkundum, ilk kez birine bunu itiraf ediyordum.
"Anladım zaten onu." Dedi gülümseyerek.
"Bedenen de normal değilim, ben.... çift cinsiyetliyim. Doğurganım, spermlerim ölü olsa da erkeğim de aynı zamanda."
Kaşları çatıldı hafifçe, anlayamıyordu herhalde. Yutkunup söze devam ettim, duyması ve ona göre ilgisini bitirmesi gerekiyordu.
"Kadınlık organım var, adet döngüm ve sağlıklı bir rahmim var. Hamile kalma olasılığım çok yüksek." Yutkunuşu dikkatimi çekti, yüzü hafifçe gevşeyip gülümsemeye döndü.
"Bu da büyük bir sorun, çünkü...." ona hayretle baktım.
"Ne demek çünkü, ileride kadınlık organım....." yüzüm kıpkırmızı olurken ayağa kalktım ve koşup giyindiğimiz odaya girdim.
Onunla yatmayı düşündüğümü ima edecektim neredeyse, kafamı duvara yaslayıp bir iki kez vurdum. Aptal kafam, aptal....
Üstümü giyinip atölyeye girdiğimde Sinan giyinmek için odaya geçti, sessiz bir çalışma günü geçirdiğimiz için garip hissediyordum. Sanki itirafım yüzünden oluşmuştu bu sessizlik, bu canımı sıkmıştı.
"Ne düşünüyorsun?" Kafasını bana çevirmese de dudakları yukarı kıvrıldı.
"Mucizelerin gerçek olduğunu.." ona bakıp kalmıştım, bunu beklemiyordum.
"Nasıl yani?"
"Erkeklerden hoşlandığım halde, baba olma ihtimalim olduğunu öğrenmek bir mucize gibi geliyor. Bilmiyorum, mutlu hissediyorum galiba." Sözleriyle boynuma kadar kızardım, yanıyordu yüzüm.
"Ne alakası var, senin için çocuk doğuracak değilim." Çemkirip elimdeki işe hırsla gömüldüm, elimden alınan iş ve sırtıma yaslanan sıcak bedenle kasılmış kalmıştım.
"Bu sadece bir ihtimal, çok güzel bir ihtimal hatta. Birlikte bir aileye sahip olmak, bir canlının büyüyüşünü izlemek ve onu yetiştirmek." Derin bir nefes alıp verdiğinde saçlarımda hissettim nefesini, karnıma kramplar giriyordu.
Yakınlığı heyecandan titrememe sebep olmuştu, ellerim ve hatta dizlerim bile titriyordu. Boynuma doğru eğilip fısıldadığında düşecek gibi hissettim.
"Yaparken de çok mutlu olacağımdan emin olabilirsin, çok heyecanlansam bile olana kadar tekrar tekrar denerim."
Kokumu içine çektiğinde yine ıslandığımı fark ettim, utançla yanmaya başlayan yanaklarımla yüzümü yere eğdim. Birazdan utançtan gerçekten ölebilirdim, tüm o cesaretim içime kaçmıştı.
"Çekil... çekilir misin artık arkamdan?" Titreyen sesime de yazıklar olsun, ellerime de, kuş gibi çırpınan kalbime de, kramplar giren karnıma da, her kelimesinde daha çok ıslanan kadınlığıma da....
"Akşam olsa da tatlımı yesem..." Keyifle işe dönerken kendimi koşar adım tuvalete attım.
Kendimi olduğu kadar temizleyip kurularken hala yüzüm yanıyordu, yüzümü de yıkayıp atölyeye geri döndüm. Akşam olana kadar bana bulaşmadan sessizce ama gülümseyerek çalıştı.
Akşam olduğunda atölyeyi kapatıp evlerine yürürken kendimi garip hissetmiştim. İçim kıpır kıpırdı, sanki kayınvalidemle tanışacakmış gibi heyecan yapıyordum.
Sinan yürürken arada beni izliyor, geri önüne dönüyordu. Onunla uğraşma isteğim, arsızlığım gibi kabuğuna çekilmişti. Bu ben değildim, kendime gelmeliydim.
"Eeee, annenle resmi olarak ne zaman tanışacağım yiğidim?" Arsızlık yapayım derken kendi topuğuna sıkmak bu oluyordu galiba, yüzündeki pişkin sırıtmadan bunu anlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevimsiz
General FictionHerkese çektiren mahallenin piçi hapisten yeni çıkan ağır abiye kafayı taktığında sabrını sınamaktan çekinmiyordu.