Cevap geldi mi bilmiyorum, telefonumu yastığımın altına koyup bir daha elime almamıştım utancımdan. Laptoptan dizi izlerken bile aklımdan Sinan'ın nasıl tepki verdiğiyle ilgili senaryolar geçiyordu.
Yarın işyerinde yüzüne nasıl bakacaktım ben bu adamın, bir yandan da hoşuna gidip gitmediğini merak ediyordum. Ya gittiyse, ya sevdiyse...
Kalbim gümbür gümbür atarken telefonumu elime aldım, ama bildirim yoktu. Sohbete girdiğimde 'ses kaydı dinleniyor' yazısı bir kaç kez görünüp kayboldu.
Tekrar tekrar dinliyordu galiba, bu hoşuma gitmişti. Gerçekten inlediğim bir kayıt atmayı düşündüm bir an, onu sebepsizce kışkırtmak istiyordum.
Gelen ses kaydı ile şaşkınca telefona baktım, kulaklığımı takıp dinlediğim kayıtla iyice kızarmıştım.
'Daha yüksek sesle inle, daha tiz... nefes sesini bile duymak istiyorum.'
Yutkunup ekrana baktım, boğuk ve arzu dolu sesini bir kez daha dinledim. Kasıklarım yanıyordu, bunu istiyordum.
Yatakta yuvarlanıp kapıyı kapattım, içeriden dizinin yüksek sesi geliyordu. Kendimi cesaretlendirip kulaklığın mikrofonunu ağzıma yaklaştırdım.
Derin ve hızlı nefes sesimi kaydedip, sonuna doğru 'ahhh' diye tiz bir inleme bıraktım ve yolladım. Anında görüldü oldu ve dinlemeye başladı, nefes nefese bekliyordum. Kaydı defalarca dinledi, bende o dinledikçe bekledim sohbet ekranında...
Sonunda mesaj geldiğinde yüzüm tamamen kıpkırmızı olmuştu. Bu kadar hızlı ilerleyen bir şey ne kadar sağlıklı olurdu bilmiyorum ama karşı da koyamıyordum.
Sinan : Sadece sesin beni bu hale getiriyorsa, gerçekte nasıl olur hayal bile edemiyorum
Merak ediyorum
Hemde çok merak ediyorum
Ve iple çekiyorum
Ayhanesi : Yiğidim, aslanım
Gerçek ben seni hayrete düşürür
Kıvrandırır, bağımlı eder kendine
Bak bana bağlanma, kopamazsın
Senin bildiklerine benzemem
Gerçekten onun bildiği kimseye benzemiyordum, daha önce benim gibi biriyle asla olmamıştı. Bundan emindim..
Gelen mesajla karnım kasıldı, yutkunup ekrana kilitlendim. Kalp atışlarım kulaklarımı zorlarken ellerimin bile titrediğini hissettim.
Sinan : Sen bana ilk kez dokunduğun gün bağlandım sana
Çok geç kaldın uyarmak için
Sana, cilvelerine bağımlı olmamak ne mümkün zaten
Ufaklık, müptelan olmak üzereyim
Ayhanesi : Sinan, seni uyardım
Ben senin daha önce bildiğin kimselere benzemem yiğidim
Benim yüküm ağır, senin derdin çok
Uğraşması zevkli birisin ama
Kendi derdimi senin sırtına yüklemem
Eğlenelim, uğraşalım ama bağlanma bana asla
Sinan : Dedim sana Ayhan
Artık çok geç
Tuzlu kahveni bile içtim hem
Yine içerim, sen yaparsan
Senin derdini kendi derdim sayar yüklenirim, korkma bu kadar
Allah'ım ağlamak istiyordum artık, bu adam nasıl böyle düşünebiliyordu. Dolan gözlerimi tavana kaldırıp yaşları geri yolladım, ona son bir mesaj atıp uyuyacaktım.
Ayhanesi : Yarın sana bir sırrımı vereceğim, bakalım derdim hafif mi ağır mı gelecek sana...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevimsiz
General FictionHerkese çektiren mahallenin piçi hapisten yeni çıkan ağır abiye kafayı taktığında sabrını sınamaktan çekinmiyordu.