Doğum için heyecanlıydım, aylar su gibi akıp gitmiş ve son haftalara gelmiştik bile. Sinan kolundaki saate bakarak sancılarımın arasındaki süreyi hesaplıyordu, teyzem ve annemiz yoldaydı. Buraya geliyorlardı.
Tekrar sancı girince küfrettim ve dişlerini sıkan kocama sinirle baktım. Şimdiye hastane yolunda olmamız gerekiyordu ama o panikten sadece saate bakıyordu.
"Sinan, çat diye doğurcam şimdi şurada. Bari çantaları indir arabaya yaaa, oturuyorsun öylece." Bana dolu gözlerle baktı koca adam.
"Ya bir şey olursa size ben gidince, korkuyorum gülüm anlasana." Kafamı iki yana sallayıp elimi uzattım, elimi tutup beni yavaşça kaldırdı.
"Kalk çantaları al, arabada bekleyelim. Zaten canım acıyor, sinirim bozuluyor bekledikçe." Kafasını sallayıp doğum için hazırladığım çantaları alıp geldi.
Pusetler bagajdaydı zaten, arabayı minibüs tarzı bir araçla değiştirmiştik. Biraz daha lükstü sadece...
Oğullarımız erken gelmeye niyetlenmeseydi zaten teyzemler bizde olacaktı, son hafta bize yerleşeceklerdi geçici süreliğine. Annemiz telaşla arabanın yanına gelip elimi tuttu. Dolu gözleri ve ters taktığı eşarbı gülmeme sebep oldu.
Teyzem daha sakindi ama, gözleri dolu ve hafifçe kızarıktı. Diğer elime yapışıp gülümsedi, elleri sıcacıktı.
"Teyze, iğneni yaptın mı?" Hafifçe başını salladı, eliyle omzundaki çantaya vurdu.
"Yanımda herşeyim, sen bizi bırak kendini düşün. Çok ağrın var mı?" Olumlu anlamda kafamı salladım, yüzü buruştu. Derin bir nefes alıp elimi sıkı sıkı tuttu.
"Hadi oğlum, çabuk gidelim. Evladımız acı çekmesin boş yere, doktora haber verdiniz mi?" Kafamı salladım yine.
"Sabah suyum gelince aradım ben, Sinan yine bayılmakla meşguldü, bir de sancımla onu ayılttım." Sinan yüzünü buruşturdu.
"Anne ödüm koptu, korkudan bayılmışım. Her yer kandı, uykudan uyanıp öyle bir şey görmek korkuttu beni." Annemiz gülerek kafasına bir tane patlattı.
"Hadi oğlum, sakince sür arabanı. Gidelim artık." Yola çıkmamız ve hastaneye varmamız arasında geçen sürede sancılarım giderek artmaya başladı.
Otoparka girdiğimiz an dayanamayacağımı fark ettim, koltuğa uzanıp kalmıştım. Durmadan ıkınasım geliyordu, teyzeme telefonumu uzattım.
"Teyze, doktoru ara buraya gelsin. Doğuruyorum galiba." Üstümdeki uzun elbiseyi hafifçe kaldıran annemiz 'hiii' dedi. Ben hala istemsizce ıkınıyordum.
"Bebek çıkıyor ahretim, koşsun doktor." Sinan koşarak hastaneye giderken teyzem de doktoru arıyordu, ben ıkınırken birden bir rahatlama hissettim.
"Babaannesinin kuzusu, oyyy." Ağlama sesi arabayı doldururken doktor koşarak geldi.
"Ahhh, ilk bebek doğmuş bile. Hemen Ayhan'ı yere alalım, örtüyü ver kızım." Yere serilen bir örtünün üzerinde, arabanın koltukları arasındaki boşlukta, kayar kapının önünde yatıyordum.
İki bebeğimi de orada doğurdum, Sinan'ın arkada telaşla oradan oraya yürüdüğünü görebiliyordum. Ter içinde ve yorgunluktan bayılmak üzereydim, kocamı yanımda istiyordum.
"Sinannn" diye seslendim. Şoför kapısı açılıp kapandı, doktor benimle ilgilenirken elimi ona uzattım. Elimi tutup arkaya eğilip sevgiyle öptü, ağladığını fark ettim.
Bende ağlıyordum artık, başarmıştık, bebeklerimiz doğmuştu. Gözlerini silip bana gülümsedi, elimi defalarca öpüyordu.
"İyisin gülüm, çok şükür iyisin." Elimi uzunca öpüp kokladı, başımla onayladım.
"İyiyim, hepimiz iyiyiz. Sen iyi misin?" Başını salladı, ailemiz iyiydi. Hepimiz sonunda bir aradaydık, teyzem, annemiz ve doktor bebekleri taşırken kocam beni kucağına almıştı.
"İlk kez arabada doğum yaptırdım, siz bana doktorluk hayatımda ilkleri yaşatmak için mi beni seçtiniz evladım?" Doktorun muzip sesiyle hepimiz güldük, odama kadar kocam kucağında taşıdı beni.
Bebeklerim ilk kontroller için muayeneye götürülürken bana da serum ve ağrı kesici takıldı. Rahatlayan bedenim gevşerken uykuya çekiliyordum, gözlerimi kapatıp kendimi uykunun tatlı kollarına bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevimsiz
General FictionHerkese çektiren mahallenin piçi hapisten yeni çıkan ağır abiye kafayı taktığında sabrını sınamaktan çekinmiyordu.