16. bölüm

4.6K 326 22
                                    

Eve döndüğümüzde teyzem beni kendi odasına çağırdı, eski bir kutu vardı yatağının üstünde. Beni de yatağa oturtup kutudan bir zarf çıkarttı, hala yapışıktı.

Üstünde ismim yazan zarfa baktım, annemin yazısıydı. Kutunun içinde anne-babamın kaza anında parmaklarında olan alyansları vardı. Üstleri darbe yüzünden yamuk yumuktu.

Ufak bir de kadife kese vardı, iri bir adamın eli kadar büyüktü ama kutunun içinde ufak duruyordu. Keseyi alıp yatağa döktüğünde yutkundum, onlarca beşi bir yerde vardı.

"Bunlar annenin altınları, artık senin."

Gözlerim dolu dolu olmuştu, yıllarca bir tanesine bile dokunulmaması ise içimi ısıtmıştı. Teyzeme sarılıp gözyaşlarımı serbest bıraktım, içli içli ağlıyordum.

"Çok teşekkürler teyze, Allah senden razı olsun. Sen benim ikinci annemsin, seni çok seviyorum." Onun da gözleri dolmuştu, beni geri oturtup elime bir banka hesap defteri verdi.

"Bunlar da senin, annen hep biriktiriyordu. Bir okul kazanırsın elin boş kalmasın diye, bir de evliliğin için."

Yüzündeki buruk tebessümle başımı önüme eğdim, kardeşinin acısına yanamadan yiğenine sahip çıkmak zorunda kalmıştı Şefom. Yüzümü sevip çenemden tutarak başımı kaldırdı, alnımı öptüğünde gözlerim kapanmıştı.

"Sakın utanma oğlum, sen sevgiyi hak ediyorsun. Yaşlı olabilirim ama dar görüşlü değilim ben, seviyorsan ve seviliyorsan cinsiyet önemli değil." Dolu gözlerimi gözlerine diktim, anlayışla parlıyordu gözleri.

"Sağol teyze, bunları duymak çok iyi geldi." Beni yumuşacık göğsüne çekip anne şefkatiyle sarmaladı, derin bir nefes aldım sakinleşmek için.

"Yalnız Yasemin'imin oğlan da fena haaa, nasıl bakıyor sana len. Yer bu adam seni, ben sana diyeyim." Kıkırtımı bastıramayarak güldüm, haklıydı.

"Ya teyze, utandırmasana. Zaten Sinan utandırıp duruyor, mis kokulum diye diye." Teyzem gülerek saçlarımı okşadı.

"Evlenmeden koklatma sen yine de, bak zaten mahpustan yeni çıktı oğlan. Yiyiverir seni, diyim sana ben." Gülüp kollarımı beline sardım, çok seviyordum bu kadını.

Omuz silktim gülerek, 'yesiiinnn' dediğimde o da güldü. Uzun uzun sarıldık teyzemle, annemin mektubunu alıp odama geçene kadar kollarımı çözmedim etli butlu belinden.

"Bu altınları sen bana eğlencede takarsın Şefom, bende durmasın şimdi." Kafasını sallayıp onayladı ve eski yerine geri kaldırdı hepsini. Mektubu açıp okumaya başladığımda annemin bozuk yazısıyla yutkunmak zorunda kaldım, babam olay yerinde hayatını kaybetmişti ama annem iki gün hastanede yaşam savaşı vermişti. Bu mektubu o arada yazdığını düşünüyordum, çünkü normalde inci gibi olan yazısı yamuk yumuktu.

Ayhan;

Güzeller güzeli evladım, başımıza gelen bu felaketten dolayı asla kendini suçlama. Babanı kaybettim, bana söylemiyorlar ama biliyorum, son nefesinde elini tutuyor olmak en büyük tesellim.

Benim de çok vaktim yok, biliyorum bunu. Üzül diye yazmıyorum bunları...

Ben babanı çok sevdim, bir ömür sevdim...

Sen ikimizin parçası olduğun için seni de bir o kadar seviyorum, bunu her an göstermeye çalışsam bile yetmemiş gibi hissediyorum...

Ben de bu hayata gözlerimi yumduğumda hayattan sakın kopma. Hep neşeli ve mutlulukla dolu bir hayat sür... olumsuz şeyleri toz gibi savur hayatından annem...

Sevgi ve aşk.... en çok bunlara tutun..

Gözlerin aynı bizim gibi sevdiğinden başkasını görmesin hiç, sadık ve sevgisini esirgemeyen bir eş ol...

Eşine her daim gülümseyerek yaklaş, daha da önemlisi mutluluğun için onu da mutlu etmeye özen göster...

Bencil olma annem, ama kendini de ezdirme. Hep bir denge kur hayatında, ne bencil ol ne de verici...

Seni seven insanla hep mutlu ol, tıpkı babanla mutlu olduğum gibi...

Seni göklerden izliyor olacağız, seni herşeyden çok seviyoruz çünkü...

Annen

SevimsizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin