1- her şeyin nasıl başladığını hatırlıyorum

919 46 5
                                    

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. 💕

iyi okumalar!

buraya başladığınız tarihi ya da seneler sonra dönüp baktığınızda geçmişten bir iz görmek için bir not bırakabilirsiniz.

🌿


Hikâyesi ansızın yarım kalmış tüm âşıklara...

Kim bilir, belki farklı bir evrende ikinci bir şans bekliyordur sizin için...

🌊

1. BÖLÜM

Her şeyin nasıl başladığını hatırlıyorum...

Hep başkalarının başına geldiğini duyduğumuz şeyler bizim başımıza gelmez sanıyoruz. Geliyormuş.

Bir şeyin 'varlığının farkında olmak' ile onun 'senin başına gelebileceğinin farkında olmak' farklı şeylermiş. Tıpkı milli piyangodan büyük ikramiyeyi kazanmak gibi...

Ya da ölüm...

Ölüm başucumuza gelene dek hep başkalarının başına gelen bir şey sanıyoruz. Ara ara bunun korkusunu yaşıyoruz ama nasıl ki korku somut olarak var olamayıp hep his olarak kalıyorsa, ölümün de sadece korku veren bir his olarak kalacağını, hayatımızda bir gerçeklik olarak var olmayacağınızı sanıyoruz. O güne daha çok varmış gibi düşünüyoruz. Bir an kadar yakınmış meğer. Bunu hayatta başıma gelen en kötü şey sayesinde öğrendiğimde, on yedi yaşındaydım. Okul müdürümüzün gergin bir yüzle sınıfımıza gelip beni alelacele sınıftan çıkardığı gündü. Annemin kaza geçirdiği gün...

Hayat ve ölümle ilgili ilk kez o gün düşünmüştüm. Hep var olacak sandığımız birinin bir anda yok olabilme ihtimalinin o gün farkına varmıştım ilk kez. Böylesine korkunç bir ihtimalin varlığı ile hiç yokmuşçasına yaşıyor olmak, bir tokat gibi inmişti yüzüme. Hayat karşısında nasıl da kırılgan, ölüm karşısında nasıl da aciz olduğumuzu fark etmek beni dehşete düşürmüştü.

Vücudumun korkudan kaskatı kesildiğini, tüm kaslarımın kilitlendiğini hatırlıyorum.

Hayır, başıma gelen o kötü şey bu değildi. Elbette bu da çok kötüydü ama annemin durumu o büyük kazaya rağmen son derece iyiydi. Sadece önümüzdeki altı ay ciddi bir fizik tedavi görmesi gerekiyordu. Ben artık evde olacağı için mutluydum ama patronu pek mutlu olmamıştı. Sanırım iş dünyasının acımasızlığıyla da ilk kez o gün tanışmıştım ve son olmayacaktı.

Babam sevgi dolu bir adamdı. Annemle beni dünyadaki her şeyden çok seviyordu ve bunu her an hissettiriyordu. Annemin kendi başına yürüyebileceği seviyeye gelene dek geçirdiği o bir aylık sürede onu kucağında taşımaktan çok memnundu. Annem o büyük kazadan sadece bu kadarla kurtulduğu için öyle mutluydu ki, gerekseydi ömrünün sonuna dek annemi sırtında taşıyabileceğini söylemişti bir keresinde.

Babamla birlikte onun için yemekler yapardık. Annem de mutfaktaki bir sandalyede oturur, dj'lik sorumluluğunu üstlenirdi. Üçümüzün mutfakta şarkı söyleyerek yemek yaptığı günler hayatımın en özel anılarıydı. Bazı şeylerin değerini onları kaybettiğimizde ya da kaybetmeye çok yaklaştığımız anlarda anlıyoruz. Biz kaybetmeden anlayabilen şanslı kesimdendik.

Sonra, babam da iş yerinden kovuldu. Bunu hak edecek hiçbir şey yapmamıştı, sadece şirketi küçülmeye gidiyordu. Zor bir zamandan geçtiğimizi umursamamışlardı.

Defne ile DenizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin