21. eve dönüş

125 14 1
                                    

Oy vermeyi unutmayınız 💕

🌿🌊


6 SENE SONRA

Evimizdeki son eşya da aşağıda bekleyen arabaya indirildiğinde boş salonda yürüyüp, tüm duvarı kaplayan resmimizin karşısında durdum. Evde dördümüzün kaldığı ilk gün üçlü koltuğumuza sıkışarak fotoğraf çekilmiştik. O fotoğrafımızı o kadar seviyordum ki dev bir versiyonunu evimizin duvarına çizmiştim. Ev sahibimiz çok beğendiği için biz taşındıktan sonra bile orada kalmasını istemişti.

Altı sene önceki o ilk güne gittim birden. Ne kadar heyecanlı, ne kadar mutluyduk. Kocaman gülümsemelerle bakmıştık fotoğraf makinesine. O fotoğraftan sadece birkaç ay önce hayatının bittiğine inanan Deniz bile yeni hayatı için heyecanlıydı.

İstanbul’dan ayrıldığımız için üzülmüyordum. Evimizden ayrıldığımız için, en çok da bu çizimden ayrıldığımız için üzülüyordum. Ama diğer yandan bizi yine güzel bir hayatın beklediğini bildiğim için heyecanlıydım.

Arkamdan belime dolanan kollara sarılıp kendimi güçlü bedenine yasladım.

“Caner ve Özgü arabada bizi bekliyor,” dedi Deniz.

“Son kez bakmak istedim.”

“Pişman mısın?” Beni kendine çevirdi. “Eğer dönmek istemiyorsan geç değil, hemen şimdi bile vazgeçerim gitmekten.”

Yüzünü ellerimin arasına aldım. Deniz’in bana sevgi ve şefkat kadar hissettirdiği bir duygu varsa o da minnetti. Sanki başka bir dünyada yaşamış, sonra ölüp cennete gelmiştim ve o bana ödül olarak verilmişti.

“Pişman değilim, üzgün de değilim sadece hüzünlüyüm biraz. Burada çok güzel günler geçirdik.”

Yanağındaki elimi tutup avucumu öptü. “Daha güzel günlerimiz olacak.”

Onu bana getiren kendi kaderime mi yoksa zor günler geçirmiş olsa da onu böyle biri yapan onun kaderine mi teşekkür etmeliydim bilmiyorum.

Minnetle gülümsedim. “Biliyorum. Ayrılıyormuş gibi hissetmiyorum,  evimize dönüyormuş gibi hissediyorum.”

O da aynı şekilde gülümsedi. “Evimize dönüyoruz ve buradaki tüm güzel hatıralar da bizimle birlikte geliyor.”

El ele tutuşup altı sene boyunca yaşadığımız evden çıkıp kapısını son kez kapattık arkamızdan. Birlikte yaptığımız yemekler, ettiğimiz danslar, verdiğimiz partiler, film geceleri, oyun geceleri, ders çalışma sabahlamaları, ilk maaşlarımızla çektiğimiz ziyafetler… Hepsinin hatıraları bizimle birlikte geldi.

Altı sene önce buraya geldiğimizde hepimizin kocaman hayalleri vardı. Ben çok ünlü bir ressam olacaktım, Özgü Oscar kazanacak bir yönetmen olacaktı, Caner bir yayınevinde entelektüel insanlarla çalışacaktı ve Deniz güzel bir mekanın işletmesini alacaktı. Hiçbiri gerçekleşmedi… Altı sene sonra geldiğimiz noktada hepimiz nefret ettiğimiz işlerde, kapitalist düzenin çarkında ezilen dişlilerden biri olmuştuk.

Her şeyin aşırı pahalılaşması, çekilmeyen trafik, gürültü, kirlilik… Her şey daha da çekilmez hale gelmişti.

Bankada çalışan Deniz’in bir gün müşterisi ile kavga edip eve geldikten sonra yaptığı isyan sonrası bir anda aldığımız ortak kararla Taşhisar’a dönme kararı almıştık. Evimize… Ailelerimiz de desteklemişti bu kararımızı.

Şimdi ben bir sanat atölyesi kuracaktım, Özgü fotoğrafçılık yapacaktı, Caner kitapçı açacaktı ve Deniz emekli olan babasının yerine meyhaneyi işletecekti. Bir gün hayallerimin gerçek olması hayalini hâlâ kuruyordum ama bunun için burada olmama gerek yoktu.

Defne ile DenizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin