10. peri masalı

323 31 10
                                    

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.



🎶

Taylor Swift - Enchanted
bu gece parıldıyor, sakın bitmesine izin verme
hayretler içindeyim, yüzüm kıpkırmızı dönüyorum eve
sonsuza dek merak edeceğim bilip bilmediğini
seninle tanıştığımda büyülenmiştim


DEFNE

"Çok güzel geçti, değil mi Defne?" dedi babam belki bininci kez. Onu uzun zamandır bu kadar mutlu ve herhangi bir şey hakkında bu kadar hevesli görmemiştim. "Herkes memnun kaldı, değil mi? Konuştun mu arkadaşlarınla? Beğenmişler mi?"

Elimdeki çöp poşetine başka bir yığını daha eklerken güldüm. "Evet baba, çok güzel geçti ve herkes çok beğendi. Hepsi de sık sık geleceklerini söylediler."

Dedeme kalsa bir de normal tabak, kaşık çatal ve bardakla servis yapacaktık. Bu kadar kişiden çıkacak bulaşığı düşünemiyordum. Dedem bu konuda babamla iki gün boyunca kavga etmesine rağmen benim de plastik tabak fikrini daha mantıklı bulduğumu öğrenince hemen kabul etmişti. Dedemin bir gün babamla inatlaşmayı bırakmasını umuyordum. Gerçi babamın da dedemden geri kalır yanı yoktu.

"Gelsinler tabii, bahçedeki işimizi en az üç gün hızlandırdılar. Pizza sözüm var hem onlara."

"Merak etme, sen istesen de unutturmazlar."

Elimdeki dolmak üzere olan çöp poşeti ile birlikte başka bir masaya doğru yürürken gözüm Özgü ve anneme takıldı. Özgü annemin elindeki çöp poşetini almaya ve onu oturması için ikna etmeye çalışıyordu.

Babamın yanına döndüm. "Baba, annemi götürsen iyi olur, hâlâ çalışmak için ısrar ediyor." Babamın gözleri hemen annemi aradı. Ona tüm gece boyunca dinlenmesi için yalvarmıştık ama bizi dinlememişti.

"Ah Demet ah!" diye söylendi.

"Siz gidin, geri kalanı biz hallederiz," dediğimde emin misin der gibi baktı. "Sorun yok," dedim hemen. "Özgü, Caner ve Deniz de burada. İşimiz bitince beni bırakırlar."

Yanağımdan makas aldı. "İyi bakalım, size güveniyorum." Sonra annemle Özgü'ye doğru yürüdü. "Demet! Hemen elindeki poşeti Özgü'ye veriyorsun hayatım!"

Annem ve babam gittikten sonra dördümüz harıl harıl çalışıp etrafı toparladık. İşimizin bitmesine az bir süre kala Özgü ve Caner yanıma geldiler. Özgü, Caner'in koluna girmişti ve biraz rahatsız duruyordu.

"Defne," dedi canı yanıyormuş gibi. "Benim biraz karnım ağrımaya başladı. Caner beni götürse olur mu? Siz ikiniz halledebilir misiniz?"

"Halledemezseniz ben dönerim," dedi Caner de.

"Hallederiz biz, sen Özgü ile ilgilen lütfen." Özgü'nün elini tuttum. "İyi misin? İstersen seni hastaneye götürelim."

"Hayır hayır," dedi hemen. "Benim için endişelenme sen. Önemli bir şey değil."

"Emin misin?"

Bugün için bizim kadar çalışmıştı Özgü, o yüzden olduysa vicdan azabı çekerdim.

"Ay evet Defne!" dedi isyan ederek. Bana yaklaşıp fısıldayarak ekledi. "Üşütmüşüm işte. Sıkıntı yok."

Pek içime sinmese de, "Tamam," dedim mecburen. Birbirimize sarıldık. "Çok teşekkür ederim." Sonra Caner'e sarıldım. "Siz olmasaydınız ne yapardık bilmiyorum. Sadece bana değil, aileme de dokundunuz resmen."

Defne ile DenizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin