Tutor

362 17 10
                                    

Elizabeth Martin büyük bir sinirle evindeki eşyaları yerle bir etmişti.Eline bulduğu ne varsa duvarlara fırlatmış,iki katlı ev bir yuva olmaktan çıkmıştı.Genç anne,yanı başında ağlayarak bekleyen küçük çocuğunun haykırışlarını pek umursamıyordu.

Bu delüzyonunu bozan ve onu transtan çıkaran dış kapının açılma sesiydi.Kimin geldiğini çok iyi biliyordu zaten onun gelmesini dört gözle beklemişti.İlk göz ağrı olan kızını görürken yüzündeki gülümsemesine engel olamamıştı.Onu doğurmuş olsa da yüzü babasının kopyasıydı.

Anna evin dağılmış halini inceledi bir süre.Rastgele atılmış tabaklar,evin diğer köşesine uçmuş yastıkları görmüştü.Annesinin dizlerinin dibinde ağlayan kardeşine seslendi.

"Odana git Lucas.Annemle konuşmam gerekiyor."

Küçük çocuk ablasının sesini duyar duymaz ayağa kalkmış ve koşarak genç kadına sarılmıştı.Lucas ablasının aksine sarı saçlara ve mavi gözlere sahipti,iki kardeş olarak birbirlerine hiç benzemiyorlardı.Ancak bu farklılıklar Anna için önemli değildi.Küçük kardeşine içtenlikle sarılmıştı.

"Korkma ablan burada."

Fısıltısı küçük kardeşinin kalbine huzur verdiğini biliyordu.Lucas'ın odasına gitmesini beklemişti konuşmak için.Üst kattaki odanın kapanma sesini duyduğunda ise annesine döndü.

Annesi okula acil bir mektup toplayarak onu buraya getirtmişti.Sadece bu durum bile skandal sayılabilirdi.Genç kadın gözlerden uzak olmak isterken annesinin yaptığı her hareket aleyhineydi.

"Neden bu kadar keyifsizsin?" diye sordu Anna gülerek.Arkalarında bıraktıkları o kötü anılardan sonra annesinin rahat bir nefes alacağını düşünmüştü ancak yanılmıştı.

Elizabeth Martin elinde tuttuğu cam bardağı bir kenara fırlatırken ayağa kalktı.Mavi gözleri kızının kahverengi gözlerine bakıyor,ona yavaşça yaklaşıyordu.Boyalı tırnakları kızının yakasını bulurken onu kendine çekmişti.

"Babana suç attığını biliyorum.Onu Azkaban'a gönderdin."

Anna yakasını çekiştiren aciz ellere baktı.Annesinin bir adam için bu hale gelmesini küçümsüyordu.Anna eğer günün birinde aşağılık bir adam için dizlerinin üzerinde sürünürse kendini asla affetmezdi.

"Öncelikle." dedi annesinin elini yakasından çekerken. "O benim babam değil."

Yüzüne yediği sert tokat başını sersemletmiş,yanağının kızarmasına sebep olmuştu.Parmaklarının ucuyla uyuşmaya başlamış soluk tenine dokundu.

"Bunu nasıl söylersin? Aynı çatı altında beraber yaşadık." Elizabeth yaşlı gözlerle konuştu.Kızına attığı tokattan pişman değildi.Eli titrememişti bir kez daha şansı olsa tekrar yapardı.

Anna birkaç adım geriye giderken tekli koltuğa oturmuş,cebindeki sigarasını çıkarmıştı.Önceleri bu evin içinde gizlice sigara içse de artık olacakları umursamıyordu.Dudaklarına yerleştirdiği ince sigarasını kibritle yakarken başını geriye yaslamış,oturduğu koltuğa daha çok yayılmıştı.

"Benim yalan söylediğini nerden çıkardın?" diye sordu dumanı üflerken."Tanık koltuğuna oturduğumda veritaserum içmeyi dahi kabul ettim."

Annesi ise onun bu haline karşılık eliyle onu işaret etmişti. "Şu haline bak." dedi onu aşağılarcasına.

"Konuyu saptırma." Anna hızla konuştu.Annesinin aşağılamalarına alıştıktı,pek umrunda da sayılmazdı.Ama burada Lucas Martin Sr. suçluluğu konuşurken konuyu başka bir yere çekmesine izin vermeyecekti.

Master of None//Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin