Questions About Her

261 18 0
                                    

Slytherin'in soğuk yeşil duvarları dışarıdan gelen tüm ışığı hapsediyor,ortak salonun karanlık olmasını sağlıyordu.Çatırdayarak yanmaya devam eden şömine odadakilerin ısınmasına yetiyor fakat havadaki karamsarlığı yok etmeye gücü yetmiyordu.

Uykulu bir halde erkekler yatakhanesininden inen küçük çocuğu gören Riddle oturduğu yerden kalkmadan birinci sınıfa seslenmiş, ona yatağına geri dönmesini söylemişti.Bu tavrı,ayakta dikilerek içkisini içen Dolohov'u güldürmeye yetmişti.Korkunç planları olan bir adam olmasına rağmen Riddle'ın kapalı kapılar ardında bile öğrencilik işlerini tümüyle gerçekleştirmesini,sorumluluk bilincini yitirmemesini ona komik geliyordu.

Biraz ileride olan Abraxas Malfoy ise onu susturmak için gri bakışlarını Dolohov'a dikmiş ancak basarılı olamamıştı. "Slughorn'un partisine geliyor musun?" diye sordu konuyu değiştirmek için.

Dolohov elinde tuttuğu kadehi tekrar dudaklarına götürürken sona kalan içkisini tek yudumda bitirmişti. "Hayır tabi ki de." dedi memnuniyetsizlikle. "Ne senin gibi zenginim ne de Marvolo kadar başarılı.O ihtiyar beni çağırmaz."

Abraxas anlayışla başını sallarken ona hak vermekten başka bir şey yapamamıştı.Dolohov haklıydı, Slughorn ancak işine yarayanları klübüne katardı.Ne kadar ılımlı bir adam olsa da bu kurnazlığı ve çıkarcılığı tam bir Slytherinliye özeldi.

Tüm bunlar olurken yeşil gözlerin sahibi ise sessizdi,tepki vermemişti.Bakışları şömineye dönük,tek kelime etmeden tekli koltuğunda oturuyordu.Sol elini çenesinin altına dayamıştı.

"Ne oldu?" diye sordu Abraxas Malfoy bir şeylerin ters gittiğini farkederken.Genç adamın tepkisizliği onu endişelendirse de Dolohov bunu pek umursamamış,içtiği viskinin etkisiyle yatakhanenin yolunu tutmuştu.

Yeşil gözler bir süre yatakhaneye giden merdivenlerde oyalandı.Abraxas anladı ki Riddle aslında bu konuşmada Dolohov'u dahil etmek istememişti.

"O boş boğazlıyı çekemezdim." dedi genç adam Dolohov'u ima ederken.Riddle biraz sonra soracağı soruların her noktaya çekilebileceğinden emindi,bir de Dolohov'un saçma yorumlarıyla uğraşmak istemedi.

"Elbette." diye karşılık verdi Malfoy ise.Kendi arkadaş grupları içerisinde Riddle'dan sonra en sakin ve akıllısı kendisiydi.Fakat zalimliği de bir yandan Riddle ile yarışırdı,gözü kararınca atabileceği lanetlerin haddi hesabı yoktu.

Tom Riddle bir süre düşündü hala şömineye bakarken.Ateşin sarı ışığı yüzüne düşüyor,yakışıklı çehresini daha da belirginleştiriyordu.

"Gryffindorlu Martin hakkında bildiklerini anlat bana."

Malfoy duyduğu cümle ile bir an tekledi. "Kim?" diye sordu sanki ilk defada anlamamış gibi.Ancak Lordu hala şömineye bakmakla meşguldu,cümlesini tekrarlamamıştı.

"Belmont'un ilgilendiği kız değil mi?" dedi kendi kendine.Chris'in Quidditch antremanladında takımıyla konuşurken Anna'nın isminin geçtiğini duymuştu.Fakat bunun karşısında duran adamla ilgisini anlamamıştı.Riddle'ın neden bir anda genç kadın hakkında bildiklerini anlatmasını istediğini çözemiyordu.Belki de..diye iç geçirdi Malfoy.Kara büyüyle alakalı olabileceğini düşünmüştü.

"Reşit yaşta olduğunu biliyorum."dedi Malfoy. "Tıpkı senin gibi." diye eklemeden edemedi.

Riddle'ın yeşil gözleri birden Malfoy'a döndü. "Yaşını nereden biliyorsun?" diye sordu haklı bir edayla.

Malfoy ise omuzlarını silkti. "Bu yaz olan mahkemede ifadesi için veritaserum içirmişler.Bunu reşit olmayan birine yapamazlar."

Riddle tekrar sessizliğe bürünürken bundan birkaç ay önceki iksir dersini hatırladı.Daha dönem başındayken Slughorn veritaserum ile ilgili bir soru sormuş, dersle alakası dahi olmayan genç kadın tüm soruları eksiksiz cevaplamıştı.

Master of None//Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin