Master of None//Tom Riddle

Last Chance

Ev oldukça sessizdi.

Riddle hanesi büyük bir sessizlikteyken, yeni evli çift tahta zeminlerde ilermişti.Genç kadının ince topuklu ayakkabısının çıkardığı ses duvarlarda yankılanırken yanında duran genç adamın bakışları ise az önce evlendiği kadındaydı.

Tom Riddle kapıyı hızla kapatırken karısına doğru ilerlemiş, onu dudaklarından öpmeye başlamıştı.Bu onların ilk yakınlaşmaları ya da bedenlerini birbirlerine ilk sundukları an değildi ancak bu anın her zamankinden çok daha farklı bir anlamı vardı.

Genç kadının sol yüzük parmağındaki elmas yüzük, genç adamın beyaz tenini yakıp geçiyordu.Bunun karşılığında kollarını onun ince bedenine dolamış, adımlarını en yakın odaya doğru ilerletmişti.

Anna'nın sırtı yumuşak zeminu bulduğunda kocasını kendine doğru çekmişti.O anda Tom'un ideallerini gözünde silip atmış, Karanlık Lordu görmezden gelmişti.Bu an onun için kollarının arasında olan, bacaklarının arasındaki adam onun evlendiği, kabul ettiği kişiydi, gerisi önemli değildi.Bu durumu onu iki yüzlü biri olmaya zorlasa da Anna, içindeki arzuya ve bedeninde dolanan dudakların yarattığı sevgi dolu sahiplenmeye karşı çıkamıyordu.Bedeninin derinliklerinden Tom ile buluştuğunda genç adamı kollarının arasına almış, sıyrılan elbisesinden kurtulmuş, daha fazlası için yalvarmaya başlamıştı.

"Artık evliyiz." dedi Tom parmakları genç kadının kumral saçlarına dolanırken.Kendini onda kaybederken sesi oldukça kesik çıkmış, hareketlerinin arasından nefesini bulmaya çalışmıştı. "Bizi birbirimizden uzaklaştıran hiçbir şey kalmadı." diye devam etti nefesinin arasından.

Anna ise konuşmakta zorlanmış, parmakları ona dolanan elleri sıkmaktan başka bir cevap verememişti.Tom'un dokunuşları arasında kaybolurken elinin altında duran çarfaşlara tutunmuştu.Büyük bir güçle gözleri aralanırken ona açlıkla bakan yeşiller ile karşılaşmıştı.Uzun bir süre sonunda ise Tom dudaklarını onun tenine bastırmış, içinde yükselen zevkini bu şekilde bastırabilmişti.

Genç kadının elleri kocasının çıplak tenini buldu, ona sıkıca sarıldı. "İyi misin?" diye sordu nazikçe. Tom ise hafifçe başını sallarken yatakta boş tarafa yatmış, Anna'yı kollarının arasında çekmişti.

"İyiyim." dedi sakin bir şekilde.Ancak aklı oldukça karışık duruyordu.

Anna başını Tom'a kaldırdı, onun suratını uzun bir süre inceledi.Bu hali genç adamın dikkatini çekmiş olacaktı ki gözleri ona döndü, dudakları tekrar ona bastırdı.Bir yandan onun elini tutmuş, havaya doğru kaldırmıştı.

"Yüzüğünü beğendin mi?" diye sordu Tom onun dudaklarına fısıldarken.Anna'nın bakışları pembe elması buldu.Altın yüzüğün üzerine işlenmiş, güzel kesime sahip olan elmasın oldukça pahalı olduğu belliydi.Hafifçe kafasını salladı, teşekkür etmek adına genç adama uzun bir öpücük bahşetti.

"Oldukça zarif." dedi elleri onun omuzlarını bulurken.Dizlerini yatağa bastırırken üste çıkmış, saçları omuzlarından dökülmüştü. "Gerçekten çok zevklisin."

Tom'un ince parmakları üzerindeki bedende dolandı, parmak uçları onun teninde daireler çizgi.Dudaklarından çıkan nazik öpücükler genç kadının ince boynundan göğsüne inmişti. "En iyisini bulmakla ilgili bir takıntım var." dedi elleri genç kadının bedenini sararken.

Anna onun bu kendinden geçmiş haline hafifçe gülerken kollarını onun boynuna dolamış, karnında dolanan dudaklar sayesinde gözlerini kapamıştı.Tom'un bu davranışları ya da dokunuşları ilk defa bu kadar onu savunmasız hissetiriyordu.Bundan önceki yakınlaşmalarında o görünmez duvarı ilk defa aşmışlar,aralarındaki o ifade edilmeyen soğukluk ilk defa yok olmuştu.