Parents and Kids

226 21 5
                                    

Gringotts Büyücü Bankası'nın beyaz mermer zeminlerinde, genç kadın hızlı adımlar atıyor; bir yandan ise küçük kardeşini çekiştiriyordu.

Anna birkaç saat önce duydukları karşısında şok olmuştu.Son zamanlarda yaşadığı hayal gibi yaşanan anlar geride kalmış, gözlerini açma vakti gelmişti.Anna burada kimseye suç bulmadı, tek hatalının kendisi olduğunu biliyordu.Karşındakine güvenmemesi gerektiği halde kendini onun kollarına atmış, birkaç dokunuşun büyüsüne kapılarak gerçekleri göz ardı etmişti.

Şu an kardeşi ve kendi kasasına ulaşmak için Goblinle konuşurken bile aklından Tom ile yaşadığı anıları geçiriyordu.Genç adamın onu kırmadan nasıl dokunduğunu, nefeslerinin birbirine karıştığı anları hatırlamıştı.Ancak bu anlar eskisi gibi midesinde kelebekler uçurtmak yerine aklını tamamen bulanıklaştırmaya yetmişti.

Gobline, ailesinin ona bıraktığı kasaları görmek istediği söylediğinde bu garip yaratık iki kardeşe uzun bakışlar atmıştı.Lucas bunu ürkütücü bulurken ablasının arkasına saklanmış, Anna ise ona her şeyin yolunda olduğunu söylemişti.Sonuçta kasada borç yerine para ile doluydu ve bankalar yalnızca zengin müşterilerini severdi.

Bir goblin bile hesaptaki bakiyeyi az çok tahmin edip gülümserken eliyle iki kardeşe yol gösterdi, kasaya gitmek için kullanacakları kayığı işaret etti.Büyük kardeş sıkıntıyla iç çekerken kardeşini yanına almıştı.Lucas merakla etrafını izlerken Anna ise tempolu bir şekilde ayağını yere vuruyordu.

"Abla iyi misin?"

Lucas, ablasının bu sabırsız halini farkederken Anna sadece kafasını sallayarak onu geçiştirmişti.Anna iyi değildi, aksine çok stresliydi üstüne ihanete uğramış hissediyordu.Kahverengi gözleri bir anlığına kardeşine gitti.Onu sürekli güvende tutmak isterken, iki kardeş birden olayların çemberinde kendilerini buluyordu.

Kayık Lucas'a ait kasanın önünde dururken goblin onları serbest bıraktı.Anna ayağa kalkıp kasaya giderken kardeşini de kucağına alıp kayıktan çıkarmıştı.Elleri belinde, biraz hayret biraz da gıptayla kasadaki paralara bakıyordu.Her ne kadar üvey babasını sevmese de bu kadar çok para kazanması en azından bir işe yaramıştı.

Anna bir kez daha sinirle iç çekti.Eğer Lucas Martin Sr. gözünü karartmayıp, iyi bir adam olmayı tercih etseydi, bir aile olmayı başarabilirlerdi.Şu an hepsi Cambridge'de olurdu, tüm bu trajedi yaşanmamış olurdu.Ancak onun para kazanma hırsı onu öylesine deli etmişti ki bu uğurda tüm ailesini öldürmeyi bile göze almıştı, sonu ise Azkaban'da bitmişti.

Genç kadın başını iki yana sallayarak düşüncelerinden uzaklaştı.Kardeşine eteafa iyi bakmasını, buradaki her şeyin ona ait olduğunu anlamasını istemişti.O sırada ise Anna etrafa karıştırmış, ancak aradığı kağıtları bulamamıştı.

"Bütün bunlar benim mi?" diye sordu Lucas.Anna başını kardeşine çevirirken onayladı, onun elinden tuttu.

"Tüm bu para sana ait. Kimse bu parayı sen istemeden alamaz."

Lucas omuzlarını silkti.Küçük bir çocuk için para dolu bir kasayla ufak bir peluş oyuncak arasında fark yoktu.

"Kaderimiz buraya bağlı Lucas." dedi Anna kardeşini sımsıkı tutarken.Gerçekten de kaderleri buraya bağlıydı.

"Neden kaderlerimiz buraya bağlı olsun ki?" diye sordu Lucas merakla.Anna ise kardeşini karşısına aldı, kasasındaki her şeyin Lucas'a ait olduğunu anlattı.Kim onu zorlarsa zorlasın, buradaki hiçbir şeyi kimseye vermemesi gerektiği tembihledi.Lucas, ablasının bu sert öğütlerinden korkmuş olsa da anladığını belirtmişti.

Anna tekrar kardeşinin elini tuttu, onu kayığa götürdü.Gobline bu sefer kendi kasasına gitmek istediğini söyledi.Ne ile karşılacağını bilmiyordu ama Lucas Martin'in üvey evladı olduğu düşünülürse çok büyük bir meblağ beklemiyordu.Zaten önemli olan miktar değildi, aradığı kağıtları bulmaktı.Aslında bakmaya ilk üvey babasının kasasından başlamalıydı ama goblinler ile uzun ve münakaşa dolu bir konuşma yapmak istememişti.

Master of None//Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin