Unexpected Bully

234 23 6
                                    

Slughorn'un düzenlediği açılık partisi bir önceki yıllara kıyasla daha düzenliydi,fazla bir bütçe ayırmışa benziyodu.İksir profesörü, kuracağı bağlantıların paha biçilmez olacağını düşünmüş olmalıydı ki,sırf bu parti için parasına kıymıştı.Hatta geçen yıllarda çok nadiren de olsa onlara eşli gelebileceklerini söylerken,bu yıl ilk partiden eş getirebileceklerini belirtmişti.Slughorn'un bu tuttumu aptalca değildi,özellikle son senesinde olan öğrenciler, eğer ilişkileri varsa evlilik planları yaparlardı.Daha şimdiden gözde öğrencilerinin potansiyel eşleriyle arayı iyi tutmayı akıl ediyordu.

Fakat Slughorn kapıda onu bekleyen bu ikiliyi hiçbir şekilde tahmin edememiş, büyük bir şaşkınlıkla eşikte duran çifte bakıyordu.Gözleri yavaşça genç kadının kıpkırmızı elbisesinde daha sonra ise parlayan bina rozetinde dolandı.Genç kadının güzel yüzüne yapışmış olan alaycı gülümsemesi ile karşı karşıya geldiğinde ne tür bir tehdit olabileceğini anlamıştı.

"Herkese iyi akşamlar." dedi Anna adımlarını odanın içine doğru yöneltirken.Topuklu sesi zindanın taş duvarlarında yankılanmış,tüm dikkatlerin kendine toplanmasını kolaylaştırmıştı.Narin tavırlarla yemek masasının etrafında dolanmış,ince parmakları ile boş sandalyeyi işaret etmişti.

"Buraya oturmamda bir sakınca yoktur umarım."

Slughorn kendisine yakın sandalyelerden soldakine baktı.Ona yakın durmaktan çekinmemesini bir cesaret olarak değil de yüzsüzlük olarak nitelendirmiş fakat bunu dile getirmemişti. "Elbette Bayan Martin." dedi bozuk bir sesle.

Onun çatallı sesinin aksine Anna sıcacık bir gülümseme bahsetti ona.Önündeki sandalyeyi çekerken oturmuş,bakışları masanın karşı tarafındaki kişiyle çakışmıştı.

İçeriye girdiği andan itibaren Riddle sessiz bir şekilde Anna'yı izlemişti.Genç kadının Chris'in bedenine nasıl dayandığını,ellerini onun üzerinden çekişini,kırmızı topuklu ayakkabılar ile taş zemindeki tok adımlarını incelemişti.Kumral saçları kırmızı elbisenin arkasına dağılmıştı,bedeni ise her zamankinden dik duruyordu.Genç kadının inatçı gülümsemesine karşılık vermemiş,bakışlarını onun yanında oturan genç adama yönlendirmişti. "Hoşgeldin Belmont." dedi nazik bir şekilde.

Chris sessizce ona başını salladı,diğer herkesi de selamladı.O sırada Anna dikkatli gözlerle etrafı inceliyor,insanların konuşmalarına kulak misafiri oluyordu.Bir süre sonra bu sessizliği ile görünmez olmayı başarmış,kimse onu umursamadan konuşmaya devam etmiş,herhangi bir soru almamıştı.Sadece arada Slughorn'um temkinli kaçamak bakışlarını üzerinde hissediyordu.Fakat Anna bunu pek umursamamış şekilde sırtını sandalyeye yaslamış,elinde tuttuğu kadehle ilgileniyordu.

"Çok küçükken ailemle birlikte Stalingrad'ı gezme fırsatı bulmuştum.Şimdi savaş olduğu için bu imkansız."

Rawenclawlı Esther'in bu cümle ile Anna bir anlığına kendi dünyasından sıyrılmış,masada konuşulanlara dikkat kesilmişti.Anna bir an iç çekti,babasının Stalingrad hakkında söylediklerini hatırladı.

Riddle,genç kadının bu ani değişimini farketmesi uzun sürmemişti.Yeşil gözleri birkaç saniyeliğine Chris ve Anna arasında gidip geldi.Bahçede birbirlerini tehdit eden bu ikilinin nasıl olur da partiye kol kola geldiğini anlayamıyordu.Belki de Chris'in dediği gibi Dumbledore ile konuşmasını o ayarlamıştı.Fakat günün sonunda Anna'nın Dumbledore ile bu kadar önemli ne konuştuğunu anlayamıyordu.

"Kulübümüzü nasıl buldun?"

Riddle'ın ani sorusu ile masa bir anda sessizleşirken tüm gözler sorunun sahibi ve sorunun muhattabı arasında gidip geldi.Anna'nın kahverengi gözleri tekrar yeşilleri buldu,ona bıkkın bir şekilde baktı.Herkes bu ana kadar oldukça sakin bir gece geçiriyorken Riddle'ın bu soruyla birlikte huzursuzluk yaratmaya çalıştığını anlamıştı.

Master of None//Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin