-44-
"Bu deneysel bir çalışma Azad Balkan. Kaderin gücüyle sevginin gücünü yarıştırıyoruz. Bakalım beynimdeki tümör mü daha hızlı büyüyecek, yoksa karnımdaki bebek mi? Eğer aşk kazanırsa, ben giderken bize dair her şey seninle kalacak. Sana aşkımıza dair en değerli anıyı bırakmış olacağım."
-Asmin
Geçen her gün onu daha çok heyecanlandırıyordu. Aslında ilk defa baba olmuyordu, bunu daha önce yaşamıştı. Ama ilk kez böylesine büyük bir heyecan sarıp sarmalamıştı onu. Bu iki çocuğuna ihanet gibi gelmişti ilk başlarda, ancak daha sonraları anlamıştı ki bunun çocuklarıyla veya onları daha az sevdiğiyle bir ilgisi yoktu. Bu evliliğe mecbur olduğundan kaynaklanmıştı her şey. Sevmediği bir kadının tenine dokunduğu için kendini suçlu ve mutsuz hissetmişti.
Şimdiyse son 2 aydır hayatının en mutlu dönemini yaşıyordu. Bebek neredeyse 6 aylık olmuştu ve her kontrolüne heyecanla gidiyordu adam. Daha önce bunun hayalini bile kuramazken şimdi bu mutluluğun ta kendisini yaşıyordu. Hayatın insana ne getireceği hiç belli olmuyordu işte. Hayat tam her şey bitti dendiği anda başlıyordu. Sevdiği kadına ait bir bebek... Bu gerçekten mükemmel bir histi. Bu duyguyla yoğrulmak, yaratanın kullarına bahşettiği en güzel şeydi Azad'a göre.
Dolabın sürgüsünü çekip takım elbiselerinin altındaki çekmecede gri kravatını aramaya başladı. Tüm kravatları buradaydı, ama gri olanını bir türlü bulamıyordu. Bir süre daha çekmeceleri ve dolabı kurcaladıktan sonra Asmin'in bölmesine bakmaya karar verdi. Ceketine en uyumlu kravatı oydu ve neredeyse on beş dakikadır bu kravatı arıyordu. Asmin'in kıyafetlerinin olduğu kısımda, alt bölmede bir kâğıt neredeyse çekmece kısmına sarkıp düşmek üzereydi. Haylaz bir çocuk gibi "Sanırım biraz fazla dağıttım ortalığı." diyerek ensesini kaşıdı. Asmin bu dağınıklığı görünce kriz geçirecekti, kesin. Sarkan kâğıdı aldı ve yerine koymadan önce merak edip biraz göz gezdirdi. Bu bir rapordu. Önce genç kadının hastalarından birine ait olduğunu düşünse de hasta adında Asmin'in ismini görünce şaşırdı. Biraz okuduktan sonra aklının tıbbi terimlerle bulandığını hissetti. Asmin niçin ona böyle bir şeyden bahsetmemişti ki? Hamileliğiyle alakalı bir rapor olmadığı kesindi, çünkü imzası olan doktorun altında başka bir alan yazıyordu. Kötü bir şeyler döndüğünden şüphelendiği an kalbinin sıkıştığını hissetti. Raporun altında "Metin Günay" yazıyordu. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı. Kesinlikle bir şeyler dönüyor, dedi içinden. Kötü bir şey olmaması için tüm dualarını seferber etmeye başlamıştı bile. Tam mutlu olmuşken, rahat bir nefes almaya başlamışken dayanamazdı buna.
Öğleden sonra hastaneye geldiğinde Asmin'e görünmemeye gayret ederek Metin Günay'ın odasını aramaya başladı. Azad'a en iyi açıklamayı raporu hazırlayan doktor yapabilirdi. Geçen son 2 ay içinde Asmin'deki tuhaflıkları hamileliğin verdiği hormonsal değişikliklere bağlamıştı. Durup durup ağlaması, sürekli dalıp gitmesi, kara kara düşünüp içine kapanması... Bunlar normalde sevdiği kadının yapacağı şeyler değildi. Acaba o davranışların elindeki kâğıtla bir ilgisi olabilir miydi? Korkuyordu ve endişeliydi. Dizlerinin bağı çözülmüş gibi hissetti o an. Asmin'e bir şey olma ihtimali bile tüm vücudunu felç etmeye yetiyordu. İçinden her şeyin yolunda gitmesiyle ilgili dualar ederken odayı buldu ve derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı tıklattı. İçeriden gelen sesle kapıyı aralayıp doktorun yanına süzüldü. Elindeki kâğıdı sıkı sıkı tutuyordu. Öyle gergindi ki, tutuş şekli yüzünden kâğıt kısmen buruşmuştu. "Merhaba Doktor Bey." El uzatıp "Azad Balkan." diyerek kendini tanıttı.
Havada duran eli sıktıktan sonra nezaketen gülümseyerek "Memnun oldum." dedi ve koltukları gösterdi. "Buyurun oturun lütfen."
"Teşekkür ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırılmış Kum Saati
General FictionGERÇEK BİR HAYAT HİKÂYESİNDEN UYARLANMIŞTIR. "Kefenime sarılı umutlarım vardı benim..." Kusurlu topraklara hapsolmak var bir de. Öte tarafta dönüşü olmayan bir bilet kesmek var aydınlığa. Ben seçimimi yaptım, kaçtım... Ve k...