~ Keyifli okumalar ~
***
"Uyandığım ilk andan itibaren.. Hissettiğim tek şey sendin Joseph. Buraya kokunu takip ederek geldim ve gözlerini aç da bana bir bak..."
Sonunda aralanan kirpiklerin arkasına gizlenen ve koyu halkaların eşlik ettiği yorgun bakışlar hazmede hazmede açıldığında, karşısında gördüğü Valeria'nın yeni yüzü, adamın irislerine bir ay ışığı gibi yansımıştı. Oh.
Bu, gerçekten farklıydı. Hem de fazlasıyla...
Nemli irisleri sonunda aralanıp da onu buldu usulca. Tıpkı onun gibi siyahlara bürünmüş ve mavisi, gözlerinden silinerek başka bir boyut kazanan kızıl hareli siyah irisler tüm canı ve kanıyla eskisinden de nefes kesici bir halde tamamen karşısındaydı.
Yutkundurdu bu onu.
Bir kadın, barındırdığı tüm rengi toprağa akıtmış olmasına rağmen, her haliyle bile nasıl böylesine kusursuz olabilirdi?
Valeria Wolt, hala dizleri üzerinde olan Joseph'in çenesinin ucundan ona bakması için usulca tuttuğu çehreyle beraber yüz yüze geldiğinde, kendi yansımasını o gözlerde görmüş ve onun nabzını da parmak uçlarında hissetmişti.
Olaydan sonra kendini ilk kez görüyordu...
Bu onu gülümseten bir detay olduğundaysa elini yavaşça ona doğru uzatırken tutmasını istiyordu sıkıca ve ardından da sözleriyle cesaret vermek istedi.
"Biliyorum Dorian..."
"Birinin karşısında güçsüz görünmekten ilk kez korkmadığını, biliyorum."
Thita, aklından geçenleri tek bir bakışta bile anlayabilen bu kadının yeniden hayatta olduğunun sevincini göğsünde hissederken, daha fazla kendini tutamayıp tüm gücünü yüklendi bacaklarına.
Tuttuğu el ile onun sayesinde ayağa hızla kalkıp tam karşısında dikildiğinde, içini ürperten ve yaşadığına hala inanamadığı beyaz tenlinin gerçekliğine takıldı bakışı. Joseph'in gözleri, karşısındaki o dolgun dudakların tekrardan aralanış anını bulduğunda, ağzından çıkacak heceleri daha havadayken bir bir yakalamak istercesine takip etti.
"Başardın..." Dedi Valeria ansızın.
"Sen, efsunu bol o ellerinle bana hayatı geri verdin."
Valeria, siyahlar içindeki adama tıpkı onun görüntüsüne büründüğü haliyle bir adım daha atıp yaklaştığında, önce dudaklarını bir yılanın kıvraklığıyla oynattığı diliyle ıslatarak, yutkunduğu gibi devam etti.
"Ve şimdi bu da, benim sana vereceğim son değil ama... İlk teşekkür, Joseph."
Uzun ve zarif parmaklarıyla, yaşları üzerinde kurumuş olan iki yorgun yanağı tüm gücüyle kavradığı gibi kendisine çekerken, eskisinden de çok hissedebildiği sıcak et parçalarına yapışmıştı tüm yoğunluğuyla.
Bu yeni gücüyle öyle kuvvetli çekmişti ki kendisine, doktor bir adım ona doğru sendeleyerek göğüsleri birbirine yaslanmıştı şimdi müthiş bir baskıyla. Birbirine geçen iki koyu leke, iç içe girerek adeta karşısındakine karışıp erirken, nemlenen dudaklar hararetini iyice artıyordu.
Thita melezinin kanıyla hayat bulan üst kan, Omega Valeria Wolt...
Yeni doğan kurdunu nasıl kontrol altına alabileceği konusunda oldukça deneyimsizdi ve son bir dakikadır istemsizce etrafa yaymaya başladığı güçlü feromonlarını farkında bile değildi.
Joseph Morr, onu içine bir mıknatıs gibi çeken tesirli kokuyu bu sefer ilk kez karşısındakinin kurdundan da hissettiği an, tırnak uçlarından bile giren iç gıdıklayıcı sızı ile öpüşünü bir doz daha sertleştirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANRI'NIN ADASI: Mühür
Fantasy[+18] "Sen Valeria... Benim olansın!" Nefesimi kesen içimdeki varlığı, en ücra kıyılarıma vuruyorken, kulaklarımda çınlayan tek ses... Mührümün sahibine aitti. "Ve de sen, ait olduğum tek gerçeksin!" *** Yıkılan ve doğumların azalıp insan ırkının a...