21| ARAMIZDAKİ BAĞ

1.1K 64 12
                                    

***

Akşam üzeri vakitlerinde laboratuvardaki iki adam günün son konuşmalarını gerçekleştiriyorken, Alfa Shawn'nın bulunduğu odanın yanında, günlerdir düşündükleri planın değişen kısmı için ani bir karar almışlardı.

Başkan Christopher, bilimadamı partnerinin kurduğu düzenek ile ekran karşısına oturduğunda, Jean rizzoli de son kontrolleri yapar yapmaz emri vermek için hazırdı.

"Denek K. Uyan ve en yakınında bulacağın delici bir aleti eline al. Ah ve de... Olabildiğince sessiz ol."

Ekrandaki beyin dalgalarında kırmızı ve mavi ışıklar belirerek, sembolik bir insan vücudu şeklinde organ haritasındaki ayak ve eller hareket haline geçmişti.

Valeria'ya yerleştirdikleri yapay kornea'nın hiçbir zaman sonuç vermemesi yüzünden görsel olarak herhangi bir bağlantıları bulunmuyor ve ne olup bittiğini kameratik bir sistem ile göremiyor olsalar da, beyin loblarına yerleştirdikleri cihazın sisteminden, hangi kasların çalıştığını ve giriş-çıkış sinyallerin kodlanması ile de hangi bilgilerin beynin süzgecinden geçtiğini algılıyorlardı. Bedenin kontrolünü de bilinci bir süreliğine devre dışı bırakıp sinir hücrelerine karşı kurulan hakimiyet sonucu gerçekleşiyordu.

Bazı geceler, bilinmeyen bazı teknik hasarlardan dolayı tüm irtibat kaybedilmiş olsa da şu an orada sabaha karşı bir vakitti ve sağlam bir bağlantı kurulmuştu. Plan, tıkırında işliyordu.

Bu sırada ekrandaki değişiklikler ile Valeria'nın emri yerine getirdiği anlaşıldığında, Rizzoli'nin dudaklarından sadece kendisinin duyabileceği birkaç hece dökülmüştü kısıkça.

"Evet bebeğim, işte böyle..."

Dudakları belli belirsiz yana kıvrılıp tekrardan eski halini alırken, kurulan bağlantının kalitesi %98 civarlarındaydı.
Kadın ellerini kaldırarak, cismi Joseph'e saplamaya hazır duruma geldiğinde, deneğin yavaşlayan hareketlerinin ardından Christopher Cornell tekrarladı.

"Hadi albay! Sabaha kadar seni bekleyemem!"

Bir şeyler ters gitmeye başlıyor, loblardan aldıkları sinyalle deneğin nabzı yükselmeye başlayıp emirlere itaatin kalitesi de git gide düşüyordu.

"İndir şu bıçağı!"

Laboratuvar odasında o kısacık süreçte şimdi mikrofonu kapatarak konuşan kişi yine Patron olmuştu sinirle.

"Sikeyim, biraz daha saplamadan böyle mal gibi beklerse eğer Dorian'ı uyandıracak ve kendi de nalları dikecek!! Bir şeyler yap Jean!"

Jean Rizzoli, klavyenin tuşlarına hızla basmaya devam edip bağlantıyı güçlendirmek için sayısız kod giriyorken, mikrofonu tekrar açarak bu sefer kendisi seslenmek istediğinde heyecanı ses tonuna bile yansımıştı.

"Asker! Verdiğim emire uyman için
son 3... 2... ve..."

Kulakları sağır edecek çok yüksek bir uluma sesi ile aynı anda kırılan laboratuvar penceresinden dev bir gümbürtü koptuğunda, cam olduğu gibi aşağı inmiş ve cümle tam da orada kesilerek yarım kalmıştı.

Başkan, uğuldayan kulağını sıvazlarken bir gözü de sesin şiddeti ile kapandığında, ikisi de arkalarını yavaşça dönerek neler olup bittiğine bakmak istemişti ki, eli ve kolu hala bağlı olan Alfa'nın kurdunun uluma sesinin şiddetiyle camın indiğini anlamaları ile bir anlığına şok olmuşlardı.

Gözleri kırmızıya dönen Shawn, bağlı olduğu zincirleri zorladığı için kanlanan bileklerini çekiştirmeyi bıraktığında oluşan sessizlik, hırıltıyla nefes alıp verişi yüzünden bozulmaya başlayarak gergin bir ortam yaratmıştı anında.

TANRI'NIN ADASI: MühürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin