33| ACIYI BANA YOLLA

663 69 16
                                    

DAHA SIK YENİ BÖLÜMLER İÇİN, LÜTFEN OY VE YORUM SINIRINA DİKKAT EDELİM. ⚠️

HAYALET OKUYUCU EMEK HIRSIZIDIR...

***

"Bozalım bu mührü."

Bu yankı, atmosferi sessizliğe boğdu ansızın.

İkisi de donup öylece kalakaldığında, Joseph'in o gerginliği saniye saniye azalan bakışları yere doğru usulca düşerken, bir adım geriye doğru gitmişti dengesi boşalır gibi.

Omega ise, sadece bu cümleyi kurmanın bile kurdunun dizlerini titreceğini asla tahmin etmiyordu o dakikalarda ve ağzından çıkan cümleyi gerçekleştirmeyi de aslında gerçekten istemiyordu ki...

Hatta olur da Joseph bunu kabul ederse nasıl bir boşluğa düşeceğini dahi hesaplayamıyordu zihni, tek istediği onun bir şeyleri farkına varmasını ve artık konuşmasını sağlamaktı.

Çünkü bu suskunluğa fazlasıyla doymuştu.

İçinde bir yerlerde aslında thitanın da istediğinin bu olmadığını söyleyen taraflarına söz geçiremiyordu bir yandan da. Belki de bu hisse güvenmişti söylerken... Sessizlik içinde akla firar eden düşüncelerle ikisi de zorlandığı her halinden belli olan ve soğumaya başlayan tenleriyle sukunete gömülürken, bir türlü hiçbiri söze tekrar girememişti.

Oysa aniden yüreklerine bocalanan kırgın sızıyla birbirlerinin endişeyle şaha kalkmış kalp atışlarını bile duyuyor olmalıydılar, duymamak imkansızdı...

Kurtları içlerinde sessiz çığlıklarla adeta uğuldarken, büyük bir acının karanlığında girdaba doğru sürüklenmişler, Valeria da sırtını arkasındaki duvara verip kendisine destek almıştı dik durabilmek için.

Joseph Dorian, sırtından aşağı adeta hayali kesikler açıldığını hissetmesiyle dişlerini sabırla sıktığında, göz temasından yoksun, başı hafifçe yere eğikti hala ve ardından da kendini toparlayan ilk kişi olarak dudaklarını araladı zorlukla.

"İ-istediğin... B-u mu?"

Valeria, yutağına oturan ağırlıkla cevap veremediğinde, thita melezi de kesik bir soluk bıraktı zorlukla önce. Kafasını büyük bir uğraş sonucu karşısındaki beyaz tenli kadına yüzüne kaldırdığında, onun buğulaşan ve ağlamamak için cebelleşen gözleriyle karşılaştı.

"Neden Valeria..."

Sesi, anca fısıltıdan farksız çıkabiliyordu.
Omega, 'neden mührü bozmak istiyorsun' olarak algılamıştı önce bu soruyu ama aslında çok başka bir şeyden bahsettiğini anlamak üzereydi.

"Elly ile bile..." dediğinde ikisi de göz göze gelmiş ve ayakta zorlukla duruyorken devam etmişti sözlerine yutkunup.

"Elly'le bile paylaşabildiğin şeyleri
benden sakınman nedendi Valeria..."

"Dediğin gibi geçmişi bana hatırlatmamak mı ya da... Üzülmemi istemeyip korumak falan mı? Neydi?..."

Öylesine sakin bir tonda konuşuyordu ki, ılık nefesi kırmızı lekelerinin arasında çıkamadan gerisin geri hapsoluyordu dudaklarının duvarlarına yine.

Omega, ikisinin kurduna yüklenen ağırlığı kendisinde hissettiğinde konuşacak halde bile değilken, kendini sadece duymak üzere olduklarına vermiş gibiydi çünkü biliyordu, konuşma sırası artık Morr'daydı.

"Tek kişilik verdiğin kararlarla nasıl
'biz' olacaktık ki Valeria?..."

Uzun saçlı, karşısındakini öfkelendiren asıl noktayı algıladığında, onun için nasıl da büyük bir detayı atladığını yavaş yavaş farkına varıyordu.

TANRI'NIN ADASI: MühürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin