28| AY IŞIĞI ALTINDA

943 76 10
                                    

Yorum, oy ve desteklerinizi eksik etmeyin lütfen ❤️


***

Adada karşılaştığım ve ortadan aniden kaybolan maskeli adamdan sonraki gün Joseph, çalışma odasında düzenlediği toplantıyla dakikalardır Haiden ile görüşmesini sürdürüyordu.

Gördüğüm her detayı ona söylemiş olsam da içimde bununla ilgili tuhaf bir his vardı ve aniden onun yanına gitme isteğiyle onu daha fazla burada bekleyemeyeceğimi anlayarak kızacak olsa bile yanlarına gitmiştim.

Kapıyı açmamla birlikte dudakları tam da söylemekte olduğu heceyi lekelerinden çıkarmak üzere olan doktor, bir an için duraksayarak bakışlarını hemen kapıda dikilen bana, daha bakmadan bile kim olduğumu bilir gibi çevirdiğinde, bir şey demesine fırsat vermeden hemen söze girişmiştim.

"Size katılmamda bir sakınca var mı?"

Kemik gözlüklerini burnuna kadar indirip bir an için gözlerini usulca kapayıp açtığında, nefeslenerek söze girişti.

"Valeria Wolt... Birazdan doğu ve batı sürü üyelerinden bazıları burada olacak ve-"

"Yani? Herhangi bir sürüye mensup olmadığım için duramayacağım anlamına mı geliyor bu?"

Sözünü kesen cevapla kaşları hayretle havalanan Joseph'in bir gözü de hala odada olan deltaya iliştiğinde düşünceli görünüyordu. Omegamın farkında olmadan etrafa yaydığı feromonları başka hiçbir kurdun almasını istemiyordu sanki.

Dünkü olaydan bu yana yatak odasında bile sürekli bir köşe kapmaca oynar gibi benden uzak durmaya çalıştığını fark ettiğimden, şimdi de kendimi dışlanmış gibi hissettirmesiyle iyice sinirlenip, "Anlaşıldı, size iyi toplantılar." Diyerek arkamı döndüğüm sırada aniden duyduğum sesiyle duraksamıştım orada.

"Kalabilirsin."

Onlara arkamı dönükken yüzüme yerleşen minik gülümsemeyi tekrardan yok edip ciddi görünmeye çalışarak yanlarına doğru yürü gözlerimiz saniyelik olarak kesiştiği an, kısacık bir zaman dilimi olsa bile midemde hissettiğim hareketlenmeden sonra bakışlarını ilk kaçıran kişi, oydu.

Boğazını temizleyip otoriter tok bir sese bürünerek Efendi kimliğine geçtiğinde, Haiden'a hararetle bir şeyler anlatmaya devam ettiğindeyse onu hayranlıkla dinlerken bulmuştum kendimi.

"Delta Rowen, biliyorsun ki, üst kan Omega Valeria Wolt'un..."

Ufak bir bakışı bana attıktan sonra benim için kullandığı tabirle sanki nefesiyle içimden geçmişti. "Serayı bilinci dışı yaktığı günden bu yana aslında onu yakınen izliyordum."

Onu, merakla dinlemeye devam ediyordum ve o ise sanki bana karşı bazı itirafları birazdan sıralayacakmış gibi irislerimin içine nükseder gibi bakıyordu.

"Bir yabancı olarak adaya ayak bastığı ilk andan itibaren aslında o hissetmese de her an etrafındaydım. Bu doğaldı çünkü sorumluluklarım ve... Korumam gereken bir ada halkım vardı."

Arkasını dönüp kollarını göğsünde bağdaş yaptığı gibi pencerenin önünde dikilerek gökyüzüne yükselttiği gözleriyle, bir yandan da konuşmasına devam ediyordu.

"Onu yakın takibe aldığım ve tüm bunları bilerek yapmadığını anladığım ilk gün ise, sera olayından sonra gözlerinde bir tereddüt parçasını bile andırmayan o kararlılığıyla 'öldür beni' diyişiydi, yaptırılmaya mecbur bırakıldığı gerçekliği hatırladığında, canından vazgeçecek kadar sahiciydi."

Yutkundum.

"Aslında en büyük kanıtı ise kendi gözlerimle gördüm sonra. Hani şu beni uyuyor sanarken... Kontrol dışı bir şekilde kendi hançerimle beni öldürmeye kalkıştırıldığı diğer bir gün."

TANRI'NIN ADASI: MühürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin