7

105 6 0
                                    

Bıçağı kenara bıraktım ve tezgaha yaslanıp ona baktım. Uzanıp elimin hemen yanındaki bıçağı aldığında iç geçirdim. Başını yana yatırıp siyah gözlerini benimkilere dikti.

"Eğer..." derken sesim kısıktı "Kuduz köpek gibi dolaşmasaydın giderin varmış."

Söylediğim şeye göz devirip elindeki domatesleri doğramaya başladı. Durmuş onu izlemeye devam ederken benimle konuşmayacağını sanmıştım ama durup bana bakmadan konuşunca şaşırdım.

"Kuduz köpekler için bile iğrençsin."

Dirseklerimi tezgaha yaslayıp başımı eğip ona baktım.

"Deme öyle şeyler... kalbim pır pır ediyor."

Söylediğim şeye "Pft!" diye güldü "Midemi bulandırma."

Alt dudağımı ısırıp gülmemi engelledim ve gidip dolaptan maydanoz ve kremayı çıkarttım.

"Nasıl makarna istiyorsun?"

Makarnalardan oluşan bir zulamız vardı ve her çeşit bulabilirdiniz.

"Spagetti."

"Hm..." dedim "Şaşırtmadın."

İç geçirip doğramaya devam etti. Elindeki domatesler bitip de onları sos tavasına aldıktan sonra kısa bir bakış attı ve önüne döndü.

"Üstünü değiştir."

Spagetti paketini masaya koyup "Annem gibi konuşmaya başladın." dedim. Yine sessizleşince garip hissettim acaba annesi nasıl birisiydi ya da var mıydı? Ailesini tanımadığım insanların yanında ailem hakkında bahsetmemem gerekirdi ve bunu tamamen unutmuştum. Bir kuraldan ötürü değil ama bilmeden de olsa birisini üzmek veya nispet yapar gibi bahsetmek istemiyordum.

"Babamın pijamalarından vereceğim. Bu seferlik sen de onları giyersin."

Bir şey söylemeyince gidip üstümü değiştirdim ve ona da bir şeyler hazırlayıp misafir odasına bıraktım. Sos işini bitirmiş gibi görünüyordu. Ellerini yıkadığında "Misafir odasına bıraktım. Değiştirebilirsin." dedim.

Tek kaşını kaldırdı.

"Bunu da hesabıma yazacak mısın?"

Gülmemek için alt dudağımı ısırdım ama sırıtmama engel olamamıştım.

"Hareketlerine göre değişir. Git değiş hadi! O kazağa bir şey dökülürse biterim."

Böylece mutfaktan çıktığında annem de beni aramıştı. Ona iyi olduğumu söyledim ve seminer için il dışına çıktığını öğrendim. Evet, biliyorum. Muhteşem bir evlat değilim ama ailemiz böyleydi biraz da. Normal ailelere göre biraz daha bağımsızdık.

Tencereye makarnayı dökerken kaynar su elime sıçradığı ve "Hii!" diyerek geri kaçarken Aras'a çarptım. Gözlerim dolarken yanan yeri dudaklarıma götürüp emip öptüm. Bu sırada başımı kaldırıp başını eğip bana bakan Aras'la karşılaşınca kendime gelip hızla uzaklaşmıştım.

Kulaklarımın uğuldadığını hissederken yüzümde artan kan basıncını hissedebiliyordum.

Hiçbir şey söylemeden tepkisizce gitti ve makarnayı karıştırdığında rahat bir nefes alıp ecza dolabından yanık kremini alıp elime sürdüm. Yanıklar gerçekten berbat oluyor gerçi yaranın her çeşidi kötüydü benim için dediğim gibi canım tatlıdır benim.

Krem elimde erirken yanına gittim ve tezgâha yaslanıp haşladıpı makarnayla sosu karıştırmasını izledim. Biraz kekik ve biraz tuz ekledi.

"Yalnız tuz sosa ekleniyor şefim."

Nefretten AşkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin