Kaşığı ağzıma götürüp ağzımın dolu olup olmamasını önemsemeden "Yaniciğime öyle işte." Diyerek bugün olanları anlatmayı bitirdim .
Arya elimdeki kutuya uzanıp dolu kaşık dondurma alınca "Yuh!" Diye bağırıp daha fazla alamaması için kutuyu göğsüme bastırdım "Bi dünya dondurma yedin be! Benim kolum bacağım kırıldı yaralı bir kuşum benim enerjiye glikoza DONDURMAYA ihtiyacım var." Diye tek nefesete konuştum ve beni takmayıp mutlu mutlu kaşığındakini yiyen Arya'ya. Işık hemen yanımızda taşa benzeyen bloklara ayaklarını yaslayarak bir oraya bir buraya yatıp dururken (bale yaptığı için esnemesi gerekiyor kısacası) biz de az ötesinde Arya'yla onların buzluğunda bulduğumuz devasa ve pahalı dondurmayı hüpletiyorduk.
İkiye katlandığı için kısık bir sesle "Kavga etmeyin." Diye bizi uyardı.
Arya elindeki kaşıkla yeni bir top için bana uzanırken "Seni öldürürüm!" Diye tehdit ettim "Seni okulun arkasına gömerim."
Bunu söylediğimde Arya kahkahalarka gülmeye başlamıştı halbuki iki gündür bu tehdit yüzünden okulda dört dönmüştüm. Bazen Arya'nın aptal mı, empati yapamayan birisi mi yoksa işin ucu kendisine dokunana kadar umursamaz mı olduğunu anlamakta zorlanıyordum. Ulan ölecektim ya Doruk gelip aksiyon almasa belki de şu an selamı dinliyor olacaktık bunlar hala işin goygoyunda!
Işık "Sahi," derken dikleşip son yarım saattir ecüş bücüş hareket ettiği için sonunda durup bağdaş kurarak oturmuştu "Doruk ne alaka?"
Arya benim boşluğuma geldiği için dondurmaya kaşığını saplayıp hayvan gibi bir parça alırken tepkisizce onu izledim ve sonunda yere düşüreceğini bildiğimden (ve temizleme işi bana kaldığından biraz da üşenerek) kutuyu ona uzatıp Işık'a cevap verdim.
"Ne bileyim takip etmiştir Aras'ı. Arkadaş değil mi bunlar ne bok olduğunu biliyordur. Zaten bildiği de belliydi fena dağıttılar birbirlerini."
Zihnimde Aras'ın son hali canlanırken iyice sinir oldum.
Tirreyip "Iyh! Taş kafa." Diye söylenerek onu zihnimden atmaya çalıştım.
Arya gülerek "Sen fena tutuldun bu çocuğa." Dedi.
Ona ters baktım.
"Ne saçmalıyorsun ya? Kızım cenaze namazım okunuyordu az kalsın sen ne biçim bir insansın ya ben burada yaşamak için savaşıyorum sen hala aşk meşk derdindesin bu yeni nesil çok garip bişey ya."
Arya sırıtarak "Niye öyle diyorsun ki?" Dedi "Sen değil miydin red flag erkeklere tutulan?"
"Kanka," derken dikkatle açıklamaya hazırlandım "Şimdi red flag olayı çok başka. Mesela Sebastian (Black Butler) desen ki karşına çıktı tamamım. İsterse ref flagin bayrak taşıyanı olsun eyvallah ama Eren Yrager karşına çıktı desen arkama bakmadan kaçarım. Ne demek istediğimi anlıyor musun? Aynı aileden ama farklı tatlar gibi düşün kanka mesela portakal mı mandalina mı?"
Arya hiç düşünmeden "Mandalina!" Dedi.
"İşte mesela ikisi de turuncu ama farklı tatlar."
Arya dudak büktü çünkü Eren konusunda hassastı.
"Bence Eren red flag değil."
"Ya ne demek değil!" Diye sesimi yükseltinde Işık sessiz olmam için "Şş!" Diye uyardı ama umursamadan devam edecektim ki eliyle ağzımı kapatıp beni susturdu.
"Ne dediğinizi anlamıyorum ama susun artık. Annemin migreni tuttu ve yan odada uyuyor."
Sessizce başımı sallayınca beni serbest bıraktı. Böylece sessizce birbirimize baktık.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefretten Aşka
Teen Fictionİlay tamamen tesadüfen duyduğu konuşmalardan sonra okulun en belalısının yeni hedefi olmuştur ve dahası, bununla nasıl baş edeceğini bilemez.