10

98 8 2
                                    

Başımı eğip lavaboya çevirdiğimde gözlerim yıkadığım ellerimden yukarı çıktı ve kolumdaki kesikleri gördüm ama umursamadım. Hazel'in yanına odama gittim. Yatağıma uzanmış ayaklarını sallarken bir şeye bakıyordu. Neye baktığını görmek için eğilip dirseklerimi yatağıma yasladığımda tişörtüm açıldığı için ortaya çıkan kolumdaki kesiği görmezden geleceğini sanmıştım. Bunun yerine gözleri yukarı çıktı ve kollarımı gezindi.

"Yeniden açılmış." 

Aslında kesik yeniden açılmamıştı başka bir kesikti sadece.

"Hıhm."

Ona daha fazlasını yaptığımı söylemek istemiyordum ve durumu açıklayabileceğimi sanmıyordum.

Yatakta kayıp yaklaştı ve başını eğip omzuma yasladığında burnunu boynuma gömdü. Temasından rahatsız olsam da geri çekilemedim. Sadece donakalmıştım ve bir an önce geri çekilmesini umarak nefes almaya odaklandım.

"Kurabiye gibi kokuyorsun." diye mırıldandı.

Geri çekildiğinde gülümsedi ve gülümserken siyah gözleri kısıldı. Yüzünde hala dostça bir gülümseme varken iğneyle kaplıymış gibi hiç beklemediğim zamanda yaralayan sözlerinden birisini söyledi. 

"Beni tercih etmeliydin."

Şaşkınca ona baktım. Başka bir şey söylemeden yanımdan kalkıp gitti. Giderken "Senin yüzünden." diye fısıldadığını duydum "Senin suçun."

İrkilerek uyandığımda masada uyuyakaldığımı fark ettim. Genelde ne kadar yorgun olursam olayım yatağım dışında bir yerde uyuyamazdım bu yüzden birkaç dakika kendime gelmeye çalışırken şaşkınca masaya baktım. Uzanıp telefonu elime aldığımda saatin henüz iki olduğunu gördüm. Sırtım acıyordu ve ağzımda kötü bir tat vardı. 

Dış kapının kapandığını duydum. İçeriden tıkırtılar geliyordu. Kadın sesi geldiği için annemin ne yaptığına bakmak için merakla ayaklandım ve çalışma odasına doğru gittim. Telefonda işle ilgili konuşuyordu bunu anlamak için birkaç dakika koridorda dikilmem gerekmişti.

Mutfağa girdim ve sızlayan başımı tutarak biraz su doldurdum. Ağrı kesici alıp içerken dün gece uyuyakaldığı için Aras'ın aç uyuduğu aklıma geldi ve açıkçası biraz suçlu hissetsem de yarım saat süren kararsızlık aşamasından sonra yorgun olduğu için uyandırmaya kıyamamıştım. Siktir. Ben kıyamadım mı dedim? 

Kaşlarım çatılırken elimdeki su bardağını istemeden sertçe bıraktım. 

Kendine gel İlay, kızım kendine gel. O dostumuz değil. Kafadan çatlak ve geçimsiz birisi yaralı olduğu için yardım ediyoruz ona acıyoruz. Bunun kıyamamayla ilgisi yok tanımadığımız birisi olsa da yardım etmek isterdik bunun onunla ilgisi yok bizim karakterimizle ilgisi var.

Başımı iki yana sallayıp iç sesimi susturmaya çalıştım.

Yeniden odama giderken saati kontrol ettim okula gitmemize saatler vardı ama bu haliyle onu göndermek istemiyordum. Gerçi iyileşene kadar burada kalamaz annem ve babam muhtemelen dün geceyi burada geçirdiğini fark etmedi ya da ses çıkartmadı ama ikinci kez olduğunda sert bir tepkiyle karşılaşacağıma eminim. Onlara arkadaşımın müdürümüz tarafından ölümle tehdit edildikten birkaç gün sonra bıçaklandığını söylersem olaylar nasıl gelişir düşünmek bile istemiyorum ama belki de en iyisi bu olurdu. Huzurla yatağımda uyuyan Aras'a bakarken midem bulandı. Anneme söyleyip polise gidip şikayet etmeli miydik? Yine de yapanın o adam olup olmadığını öğrenmeden şikayette bulunmak saçma olurdu ayrıca Aras'ın böyle bir şeyi kabul edeceğini düşünmüyordum.

Nefretten AşkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin